Tarih:
06.12.2016
Yerli ve milliyiz... İşte bir post-truth, gerçek ötesi daha...
Orhan Bursalı: Türk şirketlerinin dış borçları 400 milyar doları aştı. Büyük bir risk, hele bu krizde. Dünya bile, bizim yüzümüzden krize girebilir!
Sosyal medyada Harf Devrimi konusunda bilgi paylaştığımızda, aklıevvellerin hücumuna uğradık. Yalanlardan biri “bir gecede dilsiz kaldı millet” idi. Atatürk devrimlerine hatta Kurtuluş Savaşı’na bile karşı çıkan salak görünümleri altında Türkiye ve Kuruluş düşmanlıklarını gizlemeyi amaçlayan liberaller de yayıyor(du) bu yalanı. Neyse ki önlerine, aslında milletin yüzde 1-6’sının, okuma yazma bildikleri sayıları kondu da, biraz sustular.Ama iktidar etekleri altındakiler bu mavrayı hem de tırmandırarak sürdürüyor. Ya rejimin tam kara cahilleri ya da tutulmuş tetikçiler. Yaptıkları ise, siyasette yalanı baş tacı edenlerin modası, “post-truth”, yani gerçeği yalanla yer değiştirme görevi.
Bakın bunlardan biri ne diyor: “Millet mezar taşlarını bile okuyamaz oldu”. Tamam bu eski bir masal... Osmanlının âlimler cenneti olduğunu yazan da vardı! Evet, fazla âlimlerden battı imparatorluk! Önemli mezar taşlarının hepsinin okunmuş olduğunu yazsak faydası olur mu?
Ne kadar yerli ve milliyiz?
Şimdi ikinci bölüme geçiyorum. Cumhurbaşkanı, adeta Amerika’nın dünyada imparatorluğunu ve simgesi doları yıkacak. Esnafa çağrı yapıyor, dolarlarını bozdur diye. Millette 5-10 milyar dolar mı var, yastık altlarında ve banka hesaplarında? Varsa ve bunları bozdururlarsa, iktidarın dolar ihtiyacını bir ay karşılar mı?
Ben de soruyorum: Siyasi zevattan bozduran var mı? Merkez Bankası neden bozdurmuyor!? Bozdursun ve dolar ihtiyacını da TL ile karşılasın! Rusya, Çin, İran’a... “Aramızda kendi paralarımızla alışveriş yapalım” devreye girdiğine göre!
“Çöken bir ekonomi, yükselen Amerikan ekonomisine ve dolar imparatorluğuna karşı!” İyi film olur bundan!
Cumhurbaşkanı “biz yerli ve milliyiz” sloganı ile süsledi bu “yeni ekonomi politikasını”! Maksat dolarları çekmek olunca, fena slogan değil! Yaratıcı!
Ama ne kadar doğru...
Mesela ekonomimiz ne yerli ne de milli! İhtiyacımız olan yüksek değerli malları (orta ve yüksek teknoloji ürünleri) burada üretmeyen ve ithal eden bir ekonomi iktidarı, yerli ve milli olabilir mi? Hamallık yapıp kamyonlarca malı üretip dışarıya satıyoruz, sattıklarımızı adamlar mesela iki kamyon yüksek teknoloji malla geri ödüyorlar, üstelik paramız yetmiyor ve her yıl 40-50 milyar dolar açık veriyoruz!
“Yerli ve milli iktidar”, 15 yıldır bunu sürdürüyor. Çünkü bir tüccar iktidar. Paranın hızla dönmesi, siyasetin finanse edilmesi, malın hemen alınıp satılması gerekir. Bu nedenle de sanayi düşüyor ülkede! İnşaatçı iktidar, sanayi inşa edemez.
Sanayi geriliyor
Bakın: Sanayi üretimindeki gerilemeye: Gayri Safi Milli Hasıla’da imalat sanayiinin payı nasıl geriledi:
2000: yüzde 20.1; 2013: yüzde 15.4... Yerini ticaret, hizmet ve inşaat sektörünün yükselişine bıraktı!
Şimdi bir de milli şirketlerimize bakalım.
‘Yerli ve milli’ şirketler 400 milyar dolar borçlu
Financial Times gazetesinden bu tablo, mali sektör dışındaki şirketlerin dış borçlarını gösteriyor. Daha doğrusu, bu borçların GSYİH içindeki payını ve artışını... Çin’den sonra ikinci sıradayız. Türk şirketlerinin dış borçları 400 milyar doları aştı. Büyük bir risk, hele bu krizde. Dünya bile, bizim yüzümüzden krize girebilir!
Acaba iktidar, bu borçların TL ile ödenmesi için bir girişimde bulunur mu? Veya bu devlet borcu değil, şirketler batarsa batsın mı der. Bugün Türkiye ekonomisinin şirketlerden oluştuğunu unutarak!
Hepsi “dış sermaye” ile ayakta duruyor. Tıpkı bu iktidarın yıllardır ülkeye akan trilyon dolarlara dayanarak, sözde “2023’te 10. Büyük Ekonomi” posttruth gerçekliği yaratması gibi.
Orhan Bursalı - Cumhuriyet
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI