Yurt, millet, bilim sevgisi politikacıya değmezse, hep öleceğiz
Orhan Bursalı; Peki sen ne yaptın kentin için, sorusuna verecekleri yanıt var mı?
Dünkü yazımda, depremlerde verdiğimiz felaket insan kaybının nasıl milletçe kolektif olarak işlendiğini yazmıştım ya, bu ortamın hazırlanmasına AKP iktidarı çanak tuttu.
AKP, 14 Ağustos 2001’de 20 bine yakın insanımızı kaybettiğimiz Gölcük merkezli büyük felaketin üzerinden iki yıl geçtikten sonra kuruldu. Henüz deprem taze. O sıralarda kurucular kimbilir iktidara ne küfürler etmişlerdir?! Arşive girip taramalı. Yani belleklerinde deprem var, ayrıca Marmara Bölgesi’ni tehdit eden fayın kırılma tehlikesinin alabildiğine konuşulduğu zamanlar.
AKP, programına depremi almadı. Ülkesini insanını seven bir parti sırada deprem hazırlığına duyarsız kalamazdı. Ama bunlar kaldı.
KRİZ YAŞANMAMIŞ GİBİ
Türkiye 2001’de tarihinin en ağır mali-ekonomik krizini geçirmişti ve AKP bu krizin üzerine iktidara tırmanan bir parti oldu. AKP kurucuları Türkiye’nin döngüsel bir ekonomik kriz çemberinde yaşadığını biliyordu, siyasal yönetimlere de küfrediyorlardı bu durumu yarattıkları için. Ama iktidara geldiklerinde aynı haltı yediler, daha büyük ve uzun süreli ekonomik krize sürüklediler ülkeyi.
Gelelim Kahramanmaraş depremine. Kendi kurdukları AFAD bile 2020 yılında, Kahramanmaraş İl Afet Risk Azaltma Planı hazırlamıştı ve 6 Şubat’taki depremin merkez üssü olan Pazarcık’ı “aktif deprem bölgesi” ilan etmişti. Deprem 7.5 olarak öngörülmüş ve bina yenileme, güçlendirme ve halkı uyarma çalışmalarına önem verilmesi gerektiğine işaret edilmişti. Ayrıca depremin etkileyeceği bölgeler de haritalanmıştı.
BELGE RAPOR VAR TEPKİ YOK
Bu rapora ne Maraş yerel yönetimi ne iktidar tepki vermişti. Çünkü deprem bir bilinmezdi, olacaksa bile zamanı belli değildi, gündeme almak, gelecek ve insan canı için para harcamak enayilikti!
AFAD’ı bırakın, bir dizi deprem bilimci, bu bölgedeki fayın adeta döngüsel deprem üretme zamanının geldiğini, büyük bir enerji biriktirdiğini söylüyor ve bölgenin Arabistan levhası ile Anadolu levhasının kesiştiği yere dikkat çekiyordu.
Hatay ise biraz daha aşağıda bir de Afrika levhasının sıkıştırma alanı içindeydi; deprem tehdidi altında olduğu yazılıyor hatta bilimciler 30 bin ölüme işaret ediyorlardı. İzmir depreminden sonra jeofizikçiler odası, tarihinde 11 ağır deprem yaşamış Hatay için de alarm çalıyordu: https://9koy.org/defalarca-yikilan-hatayda-binalar-alarm-veriyor.html
Fakat bunların hepsi boş laflardı, hem iktidar hem de Maraş ve Antakya belediye başkanları için. Belediye başkanları “Bu Ankara’nın işi” diyerek sorumluluklarını üzerlerinden atabilirler mi, biz de uyarmıştık deme lüksleri olabilir mi?
Peki sen ne yaptın kentin için, sorusuna verecekleri yanıt var mı?
BÜYÜK AHLAKSIZLIK
Riskli yapıları, sahiplerinin parasını da alarak yasalaştıran bir iktidarın, imar affından cebine koyduğu diyelim ki 100 milyar TL’yi riskin büyük olduğu bölge ve İstanbul için harcaması gerekmez miydi? Harcanmaması siyasal ahlaksızlık örneği değil mi?
1999-2022 arası toplanan 37 milyar dolara denk gelen deprem vergisinin hele de deprem için harcanmamış olması, dünyanın en büyük siyasal ahlaksızlıklarının kralı değil mi?
Özetle, millet ve ülke sevgisinin mihenk taşı depreme hazırlıktır ve bilimin bu alandaki uyarılarına önem vermek de hazırlık yapmaktır. Gerisi boş lakırdı. Milli ve yerli olan en önemli kavram, bu millet ve yurttaşlar ile onların canıdır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları