Bak işte bu doğru olmadı... Hesabı kim ödeyecek?
Orhan Bursalı; Hayır tabii ki, ama bedeli esas ödeyecek olan partidir, muhalefettir, millettir. Eğer bu bedel AKP’nin bir dönem daha iktidarda kalmasına denk geliyorsa. Bence değil CHP, hiçbir parti liderinin böyle bir söz etmeye hakkı yok.
Bu konuya daha derin girmek istemiyorum ama son açıklama ve iddia hiç doğru olmadı. Zorunluluktan birkaç noktaya değineceğim.
Bir parti lideri şüphesiz politika saptayabilir, parti içindeki konumu nedeniyle arkadaşlarına da bunu kabul ettirebilir. Veya yönetim olarak parti içinde bu politikanın doğruluğu ve uygulanması konusunda fikir birliği oluşabilir.
Siyaset açık yapıldığı için bu politikanın doğruluğu ve yanlışlığı, getirisi ve götürüsü üzerine kamuoyunda bir tartışmanın olması da doğaldır. Tartışma düzgün yapıldığı sürece, partilerin de bundan yararlanması beklenir.
Konumuz şüphesiz CHP’nin normalleşme, yumuşama politikasına ilişkin.
CHP’ye yöneltilen eleştiriler karşısında CHP lideri Özgür Özel’in dün yaptığı açıklama hiç de doğal olmadı.
Önce CHP adına yapıldığı anlaşılan bir kamuoyu yoklaması sonuçları parti içinde dağıtıldı; okuduğum kadar şu soru yöneltilmiş: CHP Meclis Grubunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’e girişinde ayağa kalkması doğru mudur?
AKP’ye oy veren veya AKP’li seçmenin yüzde 92’si doğrudur demiş. MHP’liler yüzde 90 doğru demiş.
CHP’li seçmenin yüzde 38’i hayır demiş. DEM partililerin de yüzde 60’ı.
‘DEMEK Kİ İYİ YOLDAYIZ’ MI?
Buradan CHP’nin baktığı nokta ve çıkardığı sonuç şu: Demek iyi yoldayız. Bize oy vermesini istediğimiz ve beklediğimiz seçmen büyük çoğunlukla memnun.
Peki sana oy verenlerin yüzde 38’ini ne yapacağız? Onların mesela bir genel seçimde ne yaparsan yap tıpış tıpış gidip CHP’ye zaten oy verecekler, inancı yüksek. Aslında CHP’ye oy veren bu seçmen kitlesinde derin sorunlar olduğu gözardı ediliyor. Umudunu kestiği noktada evet iktidara değil ama daha küçük partilere ve tarafsızlığa yönelme olasılığını tam gözardı ediyorlar.
Peki yüzde 92 AKP’li seçmenin salt ayağa kalktı diye CHP’ye neden oy versin...
Ayrıca bu yerel seçimlerde kesin taraflılığı bırakarak CHP belediye başkanlarına yönelmesi, genel seçimlerde benzer tavrı göstereceği anlamına hiç gelmez. Bu genel kabul gören bir davranış biçimidir.
BEDELİ KİM ÖDEYECEK?
Özgür Özel’in, yumuşama veya normalleşme konusunda, bu yazının yazılmasına vesile olan dünkü söyledikleri hiç doğru değil. Bu politikası için diyor ki Özel, “Kaybediyorsak ben kaybediyorum. Bedeli ben ödeyeceğim, hesabı ben ödeyeceğim.”
Hayır tabii ki, ama bedeli esas ödeyecek olan partidir, muhalefettir, millettir. Eğer bu bedel AKP’nin bir dönem daha iktidarda kalmasına denk geliyorsa. Bence değil CHP, hiçbir parti liderinin böyle bir söz etmeye hakkı yok. Çünkü doğru değil! Bir liderin ödeyeceği bedeli bir iktidar kaybıyla denk gören bir anlayış. Acele ile düşünülmeden veya eleştirilere kızgınlıkla verilen bir yanıt.
ANKETLER NE DİYOR?
İki anket PİAR ve ORC, Yarın genel seçim olsa... Sorusuna aldıkları yanıtlarda AKP’yi birinci parti gösterdiler. Gerçi her iki parti de oy yitirmiş ama CHP’den tarafsızlığa daha çok geçiş olmuş.
Ne kasıt var bilemiyorum, ekonomik kriz milletin boğazını daha çok sıkarken AKP’yi iktidarda tutmanın anketçiler için maliyeti var mı nedir bilemem.
Fakat Aksoy araştırmanın 3 gün öncesi sonuçlarına baktım, evet oy kaybı var, CHP gerçi önde (yüzde 29.1, AKP 26.7) ama iki parti arasındaki oy farkı yüzde 4-5’lerden ikiye düşmüş.
Kararsızlar yüzde 4.7 ve oy vermeyecekler yüzde 7.9. Kararsızların oransal dağıtımı ile yüzde32,6, AKP 30,5.
Acaba bu kamuoyu yoklamaları CHP’yi bir şey ifade ediyor mu, ne diyorlar, bilmiyorum. Bu düşüşler yanlış ölçümler mi yoksa normalleşme politikası ile ilgisi var mı?
HENÜZ ERKEN
Evet 3.5 yıl var seçimlere, köprü altından çok sular akar. Bugünkü politikaları bir nas değildir. Yarın değişir. Fakat bu süreç içinde ne kazanılır ne kaybedilir, hesap kitap meselesi.
Köprü altından çok sular akar da bu suların önemli bir kısmının CHP çeşmelerini doldurup doldurmayacağıdır ana konu.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları