Tarih:
25.07.2012
CHP ve Değişim
Prof. Dr. Ahmet Özer yazdı: CHP’nin en önemli sorunlarından biri topluma yeterli güveni verememektir...
CHP yeni bir kurultay yaptı. Yeni kurultay yeni başlangıç demektir. Bu başlangıcı simgeleyen kurultayın adı “demokrasi ve değişim” kurultayıydı. Demokrasi dışa yönelik bir mesajdı, değişim ise CHP’nin içine yönelik mesaj veriyor. Kılıçdaroğlu’nun yoğunlukla üzerinde durduğu hak ve özgürlük ihlalleri, bskı ve sindirilmeler, AKP iktidarlarının demokrasi karnesinin zayıfladığını sergilemek, Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye olan ihtiyacı vurgulamak içindi. O halde soru şu: Peki bu demokrasiyi kim Türkiye’ye getirecek? Çünkü kendisi demokrat olmayan bir partinin ülkeye demokrasi getirmesi beklenemez.Kılıçdaroğlu kongrede yaptığı konuşmada bunun CHP’nin görevi olduğunu vurguladı ve bu görevi başarmak için ne gerekirse yapacaklarını belirtti. Bunun ardından ikinci kritik soru gündeme geliyor, ister istemez: Peki mevcut CHP bunu yapabilir mi? Bu soruya gönül rahatlığıyla evet denmiyorsa, o halde CHP’nin antidemokratik AKP iktidarını değiştirmesi için öncelikle kendisinin değişmesi gerekir. Değişim algısının toplumda yaratılması ise sadece “ben değiştim demekle olmaz. Bunun gerekleri neyse onun yapılması şart. Yani toplum bu değişime, değişimin samimiyetine inanmalı, değişmekte olan CHP’nin Türkiyenin sorunlarını değiştireceğine güven duymalı. Bu alanda gerekli adımlar atıldıktan sonar geniş halk kitleleri, gerçekten değişmiş olan CHP’nin mevcut iktidarı değiştirip daha iyisini yapacağına kanaat getirmelidir.
İşte Kılıçdaroğlu’nun “ne gerekiyorsa” dediği en önemli gerekliklerden biri değişimin bizattihi kendisidir. O nedenle kurultayın adı demokrasi ve değişim kurultayı idi. Demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla inşa etmek için yeni bir dile yeni bir anlayışa ve yeni bir programa ihtiyaç var. Bunları yapmanın adıdır değişim. Peki CHP gerçekten değişebilecek mi? Çünkü sadece değişim demekle değişim olmayacağı aşikar. Burada program önem taşır. Çünkü 34. Kurultayın ismi her ne kadar değişim idiyse de aslında bu bir seçim kurultayı idi. Burada değişimle ilgili niyet dile getirildi. Niyet ise yapmanın yarısıdır. Asıl önemli olan değişimin diğer yarısı yani yeni başlayacak olan ve yapılacak olandır.
Bunun için CHP’nin öncelikle stratejisini gözden geçirmesi ve gerekli değişiklikleri yapması lazım. Çünkü mevcutla olmadığı aşikar. Nitekim yaklaşık 40 yıldır mevcut strateji ile iktidar olunamıyor. Fransızlar “bir sorunla birden fazla kez uğraşıp çözemiyorsan ya bağlamını yada kafanı değiştireceksin” diyor. CHP de yıllardır aynı kafayla iktidar olamıyorsa, ya kafasını (bakış açısını) ya da çözmeye çalıştığı problemelerin bağlamını değiştirmeli..
Dolayısıyla belirlediği hedefi gerçekleştirmek için Türkiye’nin sorunlarına gerçekçi ve inandırıcı çözümler öneren bir programa (ve projelere) ihtiyacı var. Bu nedenle CHP bir program kurultayı düzenlemelidir. Değişimin asıl kodları da burada ortaya çıkacaktır.
Üçüncü önemli adım bütün bunları uygulayacak kadroların değişmesidir. CHP’nin en önemli sorunlarından biri topluma yeterli güveni verememektir. Halk CHP’nin kadrolarına bakıp AKP’nin mevcut durumuna razı oluyor. Ya da öyle algılıyor. Oysa AKP’nin otokratik, ve baskıcı siyaseti, “kendine müslüman” yaklaşımı aslında halk tarafından da görülüyor. Fakat kitleler buna rağmen iktidarı değiştirmek için ciddi bir atılım yapmıyor. Neden? Çünkü AKP’ye alternatif olabilecek kadroları göremiyor, ya da öyle sanıyor. En azından bugün için algı bu. İşte CHP’nin en önemli hüneri bu algıyı değiştirmede ortaya çıkacaktır.
Bunun için samimi bir biçimde değişimi göstermeli ve halkı buna inandırmalıdır. İşte bütün sorun da burda, yanı inandırıcı olma meselesinde ortaya çıkıyor. Halk diyor ki “CHP’nin genel başkanı değişti ama CHP asla değişmez.” Bu algıyı değiştirmek için sebeplerine ve kaynaklarına bakmak ve bunları doğru tespit etmek gerekir. Tarihsel ve güncel olarak iki kısımda toplanabilecek bu kaynakları ve hem CHP hem de Türkiye demokrasisi için hayırlı olacak çıkış yollarını şöyle ortaya koymak mümkün:
1.CHP’nin tarihsel bagajı değişmesini hem engelliyor hemde halkın CHP’nin değiştiğine inanmasına engel oluyor. (Örneğin, hala otuzlu yılların marşlarıyla kurultayın açılması bu algıyı kuvvetlendiriyor.) CHP iyisi ile kötüsü ile tarihi tarihe ve tarihçilere havale etmeli, artık geleceğe bakmalaıdır.
2.Geçmişin negatif algısı ayrıca CHP’nin bugün yaptıklarının pozitif görülmesini de engelliyor. Çünkü geçmişin yükleri toplumun zihninde bariyerler oluşturmuş durumda. Bu zihni bariyerlerin yıkılması lazım, CHP yönetiminin değişim ile ilgli en büyük cesareti, hüneri ve başarısı burada ortaya çıkacaktır.
3.CHP’nin en önemli zaaflarından biri de algı yönetme ya da oluşturmada şimdiye kadar yaşadığı başarısıszlıktır. Toplumda CHP’ye karşı oluşmuş negatif algıları değiştirmelidir. Çünkü bunu başarmadan toplumu değişime inandırması zor. Toplumun kahir ekseriyetinde (%75’inde) “CHP tuzu kuruların partisidir, iktidar olmak istemiyor”, “Dini öteliyor, sürekli şeriat endişesini pompalıyor, yetmiyor sürekli askerle ittifak arıyor”, “Halka rağmen devletçi politika yapıyor” gibi algılar var. Olgu böyle olmasa bile algı böyle ve neyazık ki bazen algılar olguların yerine geçebiliyor. O yüzden CHP hem olguda hem de algıda değişim yapmaya muhtaç.
4.CHP söylemini değiştirmeli. Sözgelimi Kürt sorunu demekten ürkmemeli. Yöneticiler televizyonlara çıkıp “İster Kürt sorunu ister terör sorunu deyin” diyor. Bu yaklaşımla sözde diğer tarafı ürkütmiyeyim darken hitap ettiğin tarafı kaybediyorsun. Aynı şey müteddeyinler için de geçerli. Oysa Chp’nin toplumun kafasının karışık olduğu konularda dahada kafa karıştırıcı olmak yereine kendi politikasını ortaya net koyması lazım. Kürt sorunu terörle eşleştirdiğiniz taktirde Kürtlerden oy alamazsınız. Artık, “ise” ile, “eğer” ile yapılan muğlak politika halkta karşılık bulamıyor. Benzer bir durum başörtüsü konusunda yaşanıyor. Üniversitelerde başörtüsü sorununun fillen çözümüne CHP yol açtığı halde bunu net topluma anlatmıyor, belki de bazı kaygılarla anlatmak istemiyor. Oysa yaptığın şeyi topluma anlatmazsan ondan nasıl oy alacaksın? CHP artık topluma şeriat ve bölünme endişesi aşılamamalı. En önemlisi negatif politika yapmayı bırakmalı, pozitif politika yapmalıdır.
5.CHP iktidarı sadece eleştirmekle kalmamalı, eleştirdiği hususların yerine ne koyacağını da belirtmelidir. Korku kültürü yerine umut aşılamalı.Şimdiden Erdoğan sanki kesin Cumhurbaşkanı olacakmış, AKP 2024 yılına kadar kalacakmış gibi bir hava yaratılıyor. CHP buna engel olmalı. Bundan sonraki iktidarın halkın iktidarı olacağı, CHP’nin de destekleyeceği bir kişinin cumhurbaşkanı olacağı bu anlamda alternatif yaratacağının umudu aşılanmaldır.
6. CHP artık iç çekişmeleri tamamen bir yana bırakmalı. Bu durum 34. Kurultayla son bulmuş gibi görünsede tekrar parti içi iktidar mücadelesinde yeniden nüksedebilir. Buna izin verilmemeli, artık dışa dönük iktidar yürüyüşü başlatılmalı.
7.Örgüte önem verilmeli. Bu çerçevede parti içi eğitim çalışmaları önemsenmeli, üyelik sistemi geliştirilmeli, bir sferberlik ruhu ile mahalle ve belde örgütlenmesine ve çalışmasına gidilmelidir.
8.Sonuç itibariyle CHP’nin iktidara yürümesi için 1) Geçmiş kaygısı 2)Bu günkü algısı 3)Söylemi 4) İç çatışması
9. Umut kültürü yerine korku kültürünün hakim olaması gibi unsurlardan kurtulması şart. İktidar için değişim, değişim için bu beş unsurdan kurtulmak ve çok çalışmak gerek.
10. Aslında Kılıçdaroğlu çok çalışıyor ama bu görülmüyor ya da gösterilemiyor. Ferarisi var ama satamıyor. Çünkü geçmişten alınan yükler ve negatif algılar bu çalışmaların önünü kapatıyor, görülmesini engelliyor, böylece geniş yığınlar nezdinde partinin ilerlemesine ket vuruyor.
11. Bütün bu süreçlerin deneneceği yeni yönetimin önünde sınav niteliğinde 3 seçim var: 1)Yerel yönetim seçimleri
2)Cumhurbaşkanlığı seçimi 3)Anayasa referandumu. Bu seçimlerde bu yönetim %26’nın üzerinde oy alırsa genel seçimleri de yapacak, altına düştüğü taktirde partiyi yönetmeye devam edemez. O halde yeni yönetim değişimle birlikte risk almalı. Bu risk değişimin kendisidir zaten. Bu CHP’yi ya iktidar alternatifi yapacak ya da 2024’de kadar Erdoğan’a iktidarı altın topside sunacaktır.
Sunuç itibariyle gerçekçi ve samimi değişim iktidarın yolunun açacakken, değişmekten ziyade değişmiyormuş gibi yapmak ise AKP’nin iktidarını pekiştirecektir.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI