Virüs, Öngörü ve Tedbir(sizlik)
Prof. Dr. Ahmet Özer; Soru şimdi şudur: Peki bile bile neden gerekli tedbirler önceden alınmadı? Sorgulaması gereken budur.
Bu gün karşıkarşıya olduğumuz bu benzeri virüsler aslında bilinmez değildi. Dünyada yapılan çalışmalar böyle bir salgınla karşı karşıya kalınabileceğini öngörüyordu. Soru(n) neden zamanında gerekli önlemlerin alınmadığıdır.
Ben de tam altı yıl önce yazdığım (aşağıda kupür ve kapak resmini verdiğim) kitabımda bu öngörüde bulunmuşum.
2014 yılında yayınlanan “Yerel-Küresel Döngü” adlı kitabımda aynen şunları söylemişim: “Eğer gerekli tedbirleri almazsak yakın bir gelecekte hayvandan insana geçen ölümcül bir virüs bütün dünyayı etkisi altına alacaktır” diye yazmışım.
Bunu kitabın, “Küreselleşme ile Birlikte Dünyayı ve Türkiye’yi Tehdit Eden Çevresel Sorunlar” başlığı altında ele alıp söylemişim..
(Dostum psikolog M Kızılboğa ile Korona Virüsü ve Etkileri konusunda Instagram üzerinden canlı yayın yaparken o söyledi. Kitabı okumuş ve ilgili bölümü fark ederek fotoğraflarını çekip bana gönderdi.)
Ben konuşmamda bunlara değinince Mahmut, “siz zaten 6 yıl önce bunları dile getirmişsiniz hocam” deyince sordum, o da hemen kitabın ve ilgili sayfaların fotoğraflarını gönderdi. Tabi şimdiye kadar 30’un üstünde kitap yazdım kimi bin sayfa en küçüğü üçyüz sayfa, ortalama beşyüz sayfa desek, on beşbin sayfa ediyor. Dolayısıyla Mahmut söylemese nerden aklıma gelecekti ki...
Kitabı raftan indirip yeniden baktım bu konuda yaşanması muhtemel felaketlere dikkat çekerek aynen şunları söylemişim.
Eğer insanoğlu bu çılgınca gidişi durduramazsa büyük badirelerle karşılaşacağını yazmış ve bizi bekleyen KÜRESEL FELAKETLER’in bazılarını şöyle sıralamışım:
1.Küresel ısınmanın önünün alınmaması
2. Bazı yanardağların patlamasının yaratacağı mega tsunamiler
3.Dünyadaki ekonomik dengeleri alt üst edecek büyük bir deprem
4.Nükleer bir savaş ve
5. Küresel salgın
Şimdi Küresel Salgını yaşıyoruz maalesef.
Küresel Salgın konusunda kitabın 32 ve 33. Sayfalarında özet olarak aynen şöyle demişim: - “...bozulan ekolojik dengenin de etkisiyle, yeni bir virüsün ortaya çıkacağı ve çağımızın ulaşım olanaklarıyla küresel çapta hızla yayılmasının çok kolay olacağını ve çok can alacağını..” belirtmişim.
Bu birinci tespit.
Ölümcül virüs konusunda dört tespit daha yapıyorum ve endişemi şöyle dile getiriyorum:
1-“Diğer bir endişe de, var olan bir virüsün şekil değiştirerek insandan insana geçer hale gelmesi ve çaresi bulunana kadar büyük can kayıplarına yol açmasıdır..” Bu gün maalesef tam da bunu yaşıyoruz.
Bu konuda diğer tespitler de şöyle:
2-Tayland’a ya da benzeri bir ülkede ortaya çıkacak kuş gribi benzeri bir virüsün hızla dünyaya yayılarak milyonlarca insanı öldürmesi...
3- İnsanlığın artık unuttuğu ve direncini kaybettiği sanılan ama dünyadaki çeşitli laboratuarlarda saklanan hatta araştırma amaçlı laboratuarlar arasında seyahat eden eski, ölümcül bir virüsün kazayla veya terör amacıyla dünyaya yayılması da söz konusu.
4-Son olarak, araştırmalar, kutuplardaki buzulların eski çağlardan kalma virüs partikülleri içerdikleri ve iklimdeki ısınma nedeniyle erirken bunları yeryüzüne yayabilecekleri endişesini de ortaya koymaktadır.
Soru şimdi şudur: Peki bile bile neden gerekli tedbirler önceden alınmadı? Sorgulaması gereken budur.
Virüs ile küresel düzen yan yana geldiğinde virüsün ortaya çıktığı anda çok hızlı yayılacağını ve çok can alacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Bence bu öngörülüyordu. Öngörülmeyen aynı hızda ve oranda bir önlem alınamaması hususu oldu. Ve bu dalganın ekonomide yaratacağı tahribatın bu denli büyük olacağı, sosyal yaşamı bu denli felç edeceği de öngörülmemiş olabilir.
Şimdi her ülke kendi başının çaresine bakıyor. Bu da başka bir öngörüsüzlük. Çünkü bu yöntem doğru ve kesin sonuç alıcı değil. Bu virüs dünyasının herhangi bir yerinde oldukça dünyanın hiç bir yeri güvende olamaz.
Var sayalım biz iki ayda üstesinden geldik ve sıfırladık. Bitmiş mi olacak. Hayır. Çünkü her gün dünyanın çeşitli yerlerinden insanlar gelmeye devam edecek ve burdan da oralara iş, eğitim, türizm vb nedenlerle gidip gelen olacak. Küreselleşme böyle bir şey.
Bu gün ticaretimizin %60 Avrupa ülkeleriyle yapılıyor. Ortadoğu, Asya ha keza. Afrika desen şu ya da bu şekilde ilişkileniliyor. Dolayısıyla ya dünya topyekün bu beladan temizlenecek ya da tehdit altında olmaya devam edecek.
Çözüm iki yönlü olmak zorunda.
Bir yönüyle her ülke kendi içinde salgını kontrol altına almaya çalışırken öbür yandan dünya çapında önlemler alınmalı. Bunun için uluslararası kuruluşlar daha aktif devreye girmelidir.
Bir küresel dayanışma zorunludur. Bir başka zorunluluk da bir “Küresel Eylem Planının” hazırlanıp derhal devreye sokulmasıdır. Çünkü tehdit küreseldir çözüm de küresel olmalı..
Nasıl mı?.( Devam edecek)
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları