Sıra Liberallere mi Geldi?
Bu öykü tam bugünlerde “Yetmez ama evetçi” olan ve 2002 yılından bu yana AKP şakşakçılığı yapan Liberallere denk düşmüyor mu sevgili dostlar.
Nazi Almanya’sında Rahip Martin Niemüller’in başına gelen olayı bizim gibi 78 kuşağından olanlar ve 68 kuşağından gelenler çok iyi bilirler, neredeyse toplumda bilmeyen de yoktur. 12 Eylül sonrası genç kuşaklarda son günlerde bu öyküyü sosyal medyadan sık duymaya başladılar. O meşhur öykü şöyledir;
Naziler önce
koministler için geldiler bir şey demedim, çünkü kominist değildim. Sonra
Yahudiler için geldiler bir şey demedim, çünkü Yahudi değildim. Sonra
Sendikacılar için geldiler bir şey demedim, çünkü sendikacı değildim. Sonra
benim için geldiklerinde ise çevremde benim için bir şeyler söyleyecek kimse
kalmamıştı.
Bu öykü tam
bugünlerde “Yetmez ama evetçi” olan ve 2002 yılından bu yana AKP şakşakçılığı
yapan Liberallere denk düşmüyor mu sevgili dostlar.
2007 yılından bu
yana kendine demokrat ve türbanla sınırlanmış özgürlük anlayışı içindeki
AKP’nin, Devletin tüm organlarını bir bir kendi anlayışı içinde örgütlerken bu
liberal arkadaşlar özgürlük, vesayet, Avrupa Birliği kandırmacaları altında
desteklerini AKP’den esirgediler mi? hayır.
Şimdi Taraf
Gazetesinin yöneticileri ve meşhur muhabirleri ve 2. Cumhuriyetçi olup, cemaaatin
TV’lerinde boy gösteren Altan kardeşlerin küçüğü niye “MİT tarafından
dinleniyorum” diye şikayet ediyorlar, Öğretim üyeleri, Rektörler, Yazarlar,
Düşünürler, Sendikacılar Anti- Emperyalist yurtseverler, Atatürkçüler ve tüm
muhalifler bir bir telefon dinlemeleriyle Silivri’ye gönderilirken, Anayasal
kurumlar ve muhalif siyasi partilerde pervasızca dizi dizi dinleme cihazları
çıkarken, bu liberaller hangisi başkaldırıyı gösterdiler. Anayasa Referandumda “
Yetmez ama evet” diyen ve AKP’ ye koltuk değneği olanlar kendi gazeteci
arkadaşları sırayla telefon dinlemeleriyle içeriye alınırken ne yaptılar ki?
Şimdi bunlardan bazıları NTV, Habertürk gibi TV kanalllarında ki, işlerinden
olmadılar mı? Önümüzdeki günlerde hangisine sıranın geleceği hangisinin işinden
olmayacağının garantisi var mı?
Bu Liberal
gazeteci arkadaşlar ne İran’daki Humeyni’yle işbirliği yapıp Şahı deviren ve
her biri Vinçlere bağlı darağaçlarında can veren TUDEH ve Halkın Fedaileri
üyelerinin kaçınılmaz akibetlerinden nede Martin Niemüller’in sonucundan
ders almışa benziyorlar. Onlar tıpkı Martin Niemüller olayında olduğu
gibi, tüm yurtseverler, anti-emparyalistler ve AKP’nin ve cemaatin hedefi tüm
muhalifler sabaha karşı polis marifetiyle içeriye alınırken, ne yaptılar şimdi
bize ne oluyor diye soruyorlar. Sormaya hakları yok, çünkü onlar o günlerde
sustular şimdi kendilerini yine savunacak insan arıyorlar, ama ne yazık ki bu
liberaller kendilerini savunacak insanları bulamayacaklar, çünkü onları
savunacak insanların çoğu Silivri’de yatmaktalar. Lafımızı yine çok bilinen ve
çok sıkça dillendirilen bir sloganla bitirelim. “ Susma, sustukça sıra sana
gelecek”.
Ey Liberaller, ey
yetmez ama evetçiler, ey soroscular sizlere duyurulur. Tarih sizlere bir şey
verememiş ama şunu iyi bilin ki usta yazar Bertold Brecht “Mücadele eden
yenilgiye uğrayabilir, mücadele etmeyen zaten yenilmiştir” lafıyla ne güzel
sizleri tarif ediyor.
Prof. Dr. Bekir
Kocazeybek
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları