Üniversite Hastanelerinde Performans Uygulaması Sonuçları
Prof. Dr. Bekir Kocazeybek köşesinde; ''Sosyoekonomik Haklarda Geriye Gidiş Ve Keyfilik''...
İstanbul Üniversitesi iki büyük Tıp Fakültesi (Cerrahpaşa ve İstanbul Tıp) ve Enstitüleri’nde 1000’i aşkın öğretim üyesi ve diğer birçok uzman sağlık ekibi ile İstanbul odaklı, ulusal düzeyde sağlık hizmeti veren ülkemizin ilk üniversitesidir. Tam gün yasası ve Nisan 2011’de yürürlüğe giren Üniversitelerde Performans Uygulaması ile 200’e yakın alanında uzman öğretim üyesi ya emeklilik ya izin ya da başka nedenlerle iki fakülteden kopmak zorunda bırakıldılar. Peki geride kalan başta öğretim üyeleri ve diğer sağlık çalışanları memnun mu? Hayır. Peki neden hayır? Bir tek cümleyle açıklamak gerekirse “uygulama öncesindeki yıla göre ciddi sosyoekonomik haklarda geriye gidiş ve keyfilikten dolayı”.
Öncelikle sağlıkta performans ne demek? Gerek hastalara dönük
hizmetin gerekse kurumun gelirlerinin arttırılmasına yönelik kim performans
gösterdiyse yani kısacası kişinin hizmette ve gelir getirmede performansı iyi
ise o nispette kazancı iyi olması demektir.
Peki İstanbul Üniversitesi Hastanelerinde sağlık hizmeti mi
geriledi, bireylerin performansı mı düştü? Bu uygulamaya kadar Hayır. Bu iki
Tıp Fakültesi hastaneleri bu uygulamaya kadar Türkiye’nin iki gözde hastanesi
değil miydi? Öyleydi.
Peki Nisan 2012’de, yani Üniversitelerde Performans Uygulaması’nın
birinci yılında durum nedir? Bunu ekonomik, sosyal haklar ve sağlık çalışanları
arasındaki psikolojik gerilimler bakımından irdelersek;
Ekonomik
Haklar bakımından;
1-Uygulama önceye göre birçok anabilim dalı (özellikle Temel Tıp Bilimleri) öğretim üyelerinin ekonomik kazançlarında ortalama 1000 TL ve üstünde kayıplar olması, bu kayıpların klinik branşlarda daha fazla olması.
2-Öğretim üyesi dışındaki sağlık çalışanlarının gelirlerinde 300-500 TL arası parasal kayıplar olması
3-Hizmet üreten ve gelir getiren anabilim dalları arasında adaletin sağlanamaması
Örneğin;
Kuruma gelir getiren ve sağlık hizmeti üreten Mikrobiyoloji ve Biyokimya gibi
anabilim dallarının laboratuvar hizmeti sunmaları nedeni ile yönetmeliğin B
maddesinden gelir alamamaları, bu gelirlerin klinik dallara verilmesi.
4-Temel Tıp Bilimleri’nde sağlık hizmeti üreten ve gelir getiren anabilim dalı ile bu hizmeti ve geliri üretmeyen anabilim dalı öğretim üyesinin eşit performans alması ki bu sonuç Performans Yasası ve Yönetmeliği’nin ruhuna aykırı olduğu halde.
5-Yönetmelikte E maddesinden performans puanı alınmasının çalışanlar arasındaki adaleti bozması. Bu maddeye göre Dekanlık ya da Rektörlükte kurumsal görev alanlara ek puan verilmektedir. Herkesin Rektörlük ya da Dekanlık seçim ekiplerinde (özellikle Rektörlük seçimi göz önüne alındığında) bulunamayacağı, yani herkes Rektör ve Dekana yakın olamayacağı ve dolayısı ile kurumlarda görev alamayacağı için bu puanlama gelir adaletsizliği oluşturmaktadır.
6-Klinik branşlarda küçük çaplı invaziv girişimler ve muayeneler olup, ancak fazla sayıdaki uygulamaların, büyük çaplı ancak az sayıdaki uygulamalara göre performans getirisinin fazla olmasına bağlı, büyük çaplı ve komplike girişimlerin en son yapılabildiği üniversite hastanelerinde “VİCDANLA CÜZDAN ARASINA SIKIŞMA” olayına bağlı sağlık hizmetlerinde ciddi gerilemeler meydana gelmiş ve halkın doğru adresi bulmasında zorluklar gelişmiştir.
Sosyal
Haklar bakımından;
1-Daha önce bu köşede yazdığım gibi Performans Yönetmeliği’ne göre aktif çalışılan iş gününe göre performans alındığından, her türlü yasal izin ya da rapor durumunda performans kesilmekte ve sağlık çalışanlarının yılda bir kez insan gibi izin, tatil yapma ya da hastalık halinde hastalığını dinlenerek geçirme durumu kalmamaktadır. Makina düzeninde çalışma öngörülmekte, çalışanların sosyal bir varlık olduğu unutulmaktadır.
2-Sistem fazla sayıda hasta bakma ve paralelde performans almayı getirdiğinden, hastalıkları tanımlamada çok önemli olan Anamnez (öykü) olayı, diyalog ortadan kalkmakta ve hastanın hekimin yanına girişi ve çıkışı ışık hızında olmaktadır.
Çalışanlar Arasında Psikolojik Gerilimler bakımından;
İlgili yönetmelik maddelerine göre; Hizmet şekli ve ekonomik
getiriler yönünden farklılık gösteren anabilim dallarında çalışanlara
performans dağıtımının adaletsiz ve haksız yapıldığı algısı verildiği için,
herkes birbirinin aldığı performansı takip eder olmuş, ihbarcı ve birbirini
suçlayan sağlık çalışanları oluşmasına neden olmuştur.
Maalesef Dekan ve Rektöre sesi yüksek çıkan ya da derdini
anlatabilen kişiler bu dönemde kazanmış, ama derdini anlatamayan kesimin
ekonomik maduriyeti ise devam etmektedir.
Sonuç
olarak; 2012 yılı sonunda bir Rektörlük seçimi yaşanacak olan İstanbul
Üniversitesi’nin hem Cerrahpaşa hem İstanbul Tıp Fakültesi Hastaneleri’nde
sağlık çalışanlarının Performans adı altında ekonomik ve sosyal haklar geriye
gitmiştir. Çok ciddi mağduriyetler vardır. İşi çözecek olan Rektör Yunus Söylet’in bu konuya biran önce el atmasında yarar vardır.
Prof. Dr. Bekir Kocazeybek
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları