Tarih:
02.05.2013
Ulusalcılar ile Küreselciler
Birgül Ayman Güler ''CHP'nin altı okundan biri 'devrimcilik'tir; o halde böyle iki kanattan söz etmek anlamlı değildir''.
Merkez ve yandaş medya köşe yazarları ile kimi muhabirlerin Cumhuriyet Halk Partisi'nin iç işlerine ilişkin yorum ve haberleri heyecan verici.
Bunlardan biri, CHP'de biri "ulusalcılar" öbürü "yenilikçiler" adlı iki kanat olduğuna ilişkin yorumlar.
Hem sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, hem önceki Genel Başkan Sayın Deniz BAYKAL farklı zamanlarda böyle bir şey olmadığını söylediler. Çünkü onlara göre CHP hem ulusalcı hem de yenilikçidir; CHP'nin altı okundan biri "devrimcilik"tir; o halde böyle iki kanattan söz etmek anlamlı değildir.
Medyaya göre iki kanat, birbirine karşıt konumlarda mücadele içindedirler. Ama bunlar birbirine karşıt ise, adlandırmanın da ona uygun olması gerekmez mi? Gerekir. İşte genel başkanlar da adlandırmadaki bu çelişkiyi çok net olarak gözler önüne serdiler ve yorumlarla haberleri bir anda boşluğa düşürdüler.
Sözcük - terim - kavram dünyası gerçekten de çok ilginç bir dünyadır. Zihin dünyamız onlarla somutluk kazanır ve görünür hale gelir.
Ulusalcılık, tarihte ve özellikle 1923 Devrimi'ni yaratan kuvvayı milliye milliyetçiliğinin 1990'larda aldığı yeni düşünce biçimine verilen addır. Başka bir deyişle, Atatürk milliyetçiliğinin, küreselleşme adı verilen yeni dünya düzeni karşısında aldığı yeni biçim...
Ulusalcılık, 1980'li yıllarda küreselleşme sürecinin açtığı yeni dünya düzeni oluşumunda, bu düzeni destekleyen ve önündeki engelleri kaldırmaya girişen "neo"lar ile "post"lara karşı bir duruş olmuştur. Ulusalcılığa karşı "yeni" anlamına gelen "neo", dönemin düşünce dünyası incelenirse "ötesi" anlamına gelen "post"lar üzerinde yükselmiştir. "Post-modernizm", "post-fordizm", "post-kolonyalizm", vb.... Başka bir deyişle, son otuz yılın düşünce sistemini "yenilikçilik" diye adlandırmak akılları açmaz; böyle yapanlar, 1840 Tanzimat yenilikçiliğine sıkışıp kalırlar.
Oysa "post"ların "neo"ları, dünyada adlarını koymuşlardır; ortak paydalarını "yerellik üzerinde yükselen küreselcilik" olarak belirlemişlerdir.
Kısacası, hem dünyada hem bizde, ULUSALCILIK teriminin karşıtı KÜRESELCİLİK'tir.
Uzun - Kısa; Ağır - Hafif; Yüksek - Alçak; Yeni - Eski; Yenilikçi - Gelenekselci; Ulusalcı - Küreselci....
Merkez ve yandaş medyanın "ulusalcı kanat" karşısında olduğunu ileri süreceği bir kanat varsa bunu "küreselciler" diye adlandırması gerekir.
Yok, merkez ve yandaş medya, kavramlar arasında denklik gibi felsefi-mantıksal dürtü ile hareket etmiyorsa, o zaman durum başka. O zaman durum, manipülasyondan ibarettir olsa olsa. "Zihniyet inşası" amacı güden bir manipülasyon!
Bunlardan biri, CHP'de biri "ulusalcılar" öbürü "yenilikçiler" adlı iki kanat olduğuna ilişkin yorumlar.
Hem sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, hem önceki Genel Başkan Sayın Deniz BAYKAL farklı zamanlarda böyle bir şey olmadığını söylediler. Çünkü onlara göre CHP hem ulusalcı hem de yenilikçidir; CHP'nin altı okundan biri "devrimcilik"tir; o halde böyle iki kanattan söz etmek anlamlı değildir.
Medyaya göre iki kanat, birbirine karşıt konumlarda mücadele içindedirler. Ama bunlar birbirine karşıt ise, adlandırmanın da ona uygun olması gerekmez mi? Gerekir. İşte genel başkanlar da adlandırmadaki bu çelişkiyi çok net olarak gözler önüne serdiler ve yorumlarla haberleri bir anda boşluğa düşürdüler.
Sözcük - terim - kavram dünyası gerçekten de çok ilginç bir dünyadır. Zihin dünyamız onlarla somutluk kazanır ve görünür hale gelir.
Ulusalcılık, tarihte ve özellikle 1923 Devrimi'ni yaratan kuvvayı milliye milliyetçiliğinin 1990'larda aldığı yeni düşünce biçimine verilen addır. Başka bir deyişle, Atatürk milliyetçiliğinin, küreselleşme adı verilen yeni dünya düzeni karşısında aldığı yeni biçim...
Ulusalcılık, 1980'li yıllarda küreselleşme sürecinin açtığı yeni dünya düzeni oluşumunda, bu düzeni destekleyen ve önündeki engelleri kaldırmaya girişen "neo"lar ile "post"lara karşı bir duruş olmuştur. Ulusalcılığa karşı "yeni" anlamına gelen "neo", dönemin düşünce dünyası incelenirse "ötesi" anlamına gelen "post"lar üzerinde yükselmiştir. "Post-modernizm", "post-fordizm", "post-kolonyalizm", vb.... Başka bir deyişle, son otuz yılın düşünce sistemini "yenilikçilik" diye adlandırmak akılları açmaz; böyle yapanlar, 1840 Tanzimat yenilikçiliğine sıkışıp kalırlar.
Oysa "post"ların "neo"ları, dünyada adlarını koymuşlardır; ortak paydalarını "yerellik üzerinde yükselen küreselcilik" olarak belirlemişlerdir.
Kısacası, hem dünyada hem bizde, ULUSALCILIK teriminin karşıtı KÜRESELCİLİK'tir.
Uzun - Kısa; Ağır - Hafif; Yüksek - Alçak; Yeni - Eski; Yenilikçi - Gelenekselci; Ulusalcı - Küreselci....
Merkez ve yandaş medyanın "ulusalcı kanat" karşısında olduğunu ileri süreceği bir kanat varsa bunu "küreselciler" diye adlandırması gerekir.
Yok, merkez ve yandaş medya, kavramlar arasında denklik gibi felsefi-mantıksal dürtü ile hareket etmiyorsa, o zaman durum başka. O zaman durum, manipülasyondan ibarettir olsa olsa. "Zihniyet inşası" amacı güden bir manipülasyon!
Prof. Dr. Birgül Ayman Güler
CHP İzmir Milletvekili ve PM Üyesi
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları