Yanlış Aşklar, Yanlış Adamlar

Şebnem Nur; Kız çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimiz çok önemli işte. Kendi annesinden ne öğrendiği, kendi ana - baba ilişkisinde neler gördüğü de.

İlk defa eve iki saat geç kaldığım ve ona haber vermediğim gün, beni kapıda öfkeyle karşıladı.
Herhangi bir açıklamada bulunmamı beklemeden de
Yüzüme öyle bir tokat vurdu ki, iki saat boyunca dudağımın kanaması durmadı.
‘Beni sevdiği için.’ çok meraklanıp bu denli öfkeye kapıldığını düşündüm.
Kısa bir süre sonra beni öldürmek için bıçakladığı bir kavgamız oldu.
Sapladığı bıçakların pek çoğu kaburga kemiklerime denk gelmeseydi ve,
‘Ölü taklidi yapmasaydım.’
Şimdi bir ölüydüm.

       Birlikte olduğu adamın şiddetine maruz kalan ve zaman içerisinde de adamın uyguladığı şiddetin dozunun arttığını dile getiren ve en sonunda da onun tarafından acımasızca öldürülme teşebbüsünde bulunulan bir kadının anlattığı gerçek bir hikaye ne yazık ki.
      
       Seviyoruz ya işte, hele bir de o da bizi sevdiğini söylüyorsa, pek çok hatasının üzerini çiziveriyoruz hemen.

       Aslında ta yolun başından, çarpık bir ilişki kendini hemen ele veriyor:

       ▫️ Daha nişanlıyken tokatlarını yemeye başladım, bir keresinde de burnumu kırdı.
       ▫️ Münasebetimizi daha da ilerlettikten sonra bana küfür etmeye başladı.
       ▫️ İlk dayağımı ilk gebeliğimin 4. ayında yedim.
       ▫️ Eve geç kalsam, kapıyı ona geç asam, yemeklerden biri soğumuşsa, vs. bunlar benim dayak yeme sebeplerim.
      
       Kız çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimiz çok önemli işte. Kendi annesinden ne öğrendiği, kendi ana - baba ilişkisinde neler gördüğü de.

       Her türlü kötü muameleye katlanılmasının sebebini, psikoloji bilimi ‘öğrenilmiş çaresizlik’ terimiyle açıklar çoğunlukla.

       Vakti zamanında birkaç kere bu zulümden kaçmaya yeltenmiş, ya da yeltenmeyi düşünmüştür ama, milyonlarca sebepten ötürü YAPAMAMIŞTIR.

       Çektiği bu zulmün kaderi olduğunu, hayatının bir parçası olduğunu kanıksamaya başlar yavaş yavaş.

       Ne yaparsa yapsın bundan kurtulamayacağını düşünür.

       Karşısına çıkan fırsatların, kaderini değiştirme ihtimali olduğuna ‘inanmaz’ artık.

Hiçbir girişimde bulunmaz.

Çaresizdir.

Öyle olmasa da ona İNANMIŞTIR.

Ömrünü ziyan eder.

Tükenir.

Ölür.