Bir eş, bol sevgili
Şebnem Nur; İhanet, belirli bir aşamadan sonra, patolojik mahiyette değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Özellikle de aynı anda pek çok kadınla aldatışlar söz konusuysa. Kadını nesneleştirmek olarak da ele alınabilir.
Gençlik yıllarında uzun boylu olmasına rağmen,
Pek de yakışıklı sayılmazdı...
Üniversite yıllarında doğru düzgün sevgilisi bile olmadı.
Hatta özgüven azlığından sebep olsa gerek;
Ondan hoşlanan üniversiteli kadın arkadaşlarının,
Ona karşı olan ilgilerini bile anlayamıyordu!
Arkadaşları ona söyleyince ‘acaba mı?’ diyebilmişti sadece...
25 yaşını geçtiği zamanlarda, aile büyükleri karşılarına alıp konuştu:
“Artık evlenmen gerek.”
Ona kalsaydı belki ömrünü böyle geçirebilirdi.
Ama evlendi!
Hem de ‘görücü’ usulüyle....
Kısa sürede çoluk çocuğa karışmıştı bile...
Evlilik onu daha da olgunlaştırmıştı.
Çocuklar büyürken yıllar da geçiverdi.
GÖZÜ AÇILDI!
Zaten aşk evliliği yapacak bir kapasitede olmadığı için; çabuk da tüketti, yıprattı, BIKTI!
Ama, boşanası da yoktu. Bir düzeni vardı ne de olsa. Aile babasıydı!
Aşk yaşayası da geliyordu!
Bu işe bir çareeeee!
BULDU!
Çok klişe, ama o ‘zekî’ bir adamdı, yuttururdu!
“20 yıldır evliliğimde cehennem hayatı yaşıyorum.”
“Karımla doğru düzgün konuşmuyorum bile.”
“Boşanmak üzereyim.”
Avına usul usul yanaşmayı iyi bilirdi.
Sosyal medya da var artık hem!
Facebook’tan mı yürüsün, Whatsapp’tan mı?
“Şarkılar yollamalar, selfie’ler çekmeler, hiç aklımdan çıkıyor musun’lar, lay lay lom...
Hale, Jale, Hülya, Sevda...
Ama taş çatlasa en fazla bir yıl
Sonra bir bahane...
“Büyü bozuldu, sana güvenim kalmadı, ayrı dünyaların insanıyız, duygusal bir birliktelik için birbirimize uygun değiliz...”
Vaatlerinin, verdiği sözlerin, kalbinizin hiçbir önemi yoktur.
Aslında eşi dahil hiçbir kadının onun gözünde önemi yoktur.
Ne yaptığını, nereye varmak istediğini planlamaz hiçbir zaman.
İşin nereye varacağını da!
Kafasının içindeki beynin çapına bakmadan kendini ‘zeki’ sayar.
Bitirdim gitti,
Ayrıldım bitti.
İkinci günde hop yeni biri daha!
Ama 3-4 tanesi de zaten zulada!
Yazdıklarına, yaptıklarına, giydiklerine baksan;
Adam!
Ama arka plandaki fısıltılar,
Elden ele gezen,
Karısının önüne dahi düşen yazışmalar!
Rezil olmalar!
Kendi evlatlarına bile!
Patolojik boyutta yalanlar!
İhanet, belirli bir aşamadan sonra, patolojik mahiyette değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Özellikle de aynı anda pek çok kadınla aldatışlar söz konusuysa. Kadını nesneleştirmek olarak da ele alınabilir. Çocukluk döneminden kalan bir ‘anne’ nefreti söz konusu olabilir. Hatta GİZLİ EŞCİNSELLİK dahi barındırabilir.
Profesyonel yardım alınması gereken böyle bir durumda, ne yazık ki ikinci, üçüncü, dördüncü kadınların, ilişki bitiminden sonra ‘aymaları’ da gayet bilindik bir durumdur.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları