Biraz buz keselim mi?

Şebnem Nur: Peki size, evli olduğunu söyleyebildiği gibi, eşine de artık bir “sevgilisi” olduğunu söyleyebilecek mi? Büyük ihtimalle ‘hayır’dır.

Bir davette karşılaşmıştık ilk defa...
En ilk o gözüme takılmıştı...
Sonra onun da bana baktığını fark ettim...
Kısa bir süre sonra tanışıp,
Konuşmaya başlamıştık bile.
Bu kadar samimi tavırlı ve atak oluşu,
Bana “bekar” olduğunu düşündürmüştü.
Parmağında alyansı da yoktu.
Öyle sandım!
O da bir şey demedi!!!

       Olur öyle bazen. Özellikle de siz, tanışır tanışmaz lafı “eşiniz” ile başlayan bir diyaloğa taşımadıysanız. Flört etmeyi sever kimi erkekler. Evde bir “bekleyeni” olduğunu unutup.
       Bazen de en başından söyler. ‘Dürüst’ olur KENDİNCE. Evet, evliyim der. Ama sizinle de bir şeyler yaşamaya açık olduğunu ima eder. Bunu söylerken de kendince geçerli sebepleri “bolca” vardır:
       ▫️Eşimle ne zamandır kopuğuz...
       ▫️Hamile kaldığı için evlendik, aslında her şey bitti...
       ▫️Çocuğum çok küçük, bu yüzden boşanamam...
       ▫️Eşimin ailesi, ondan boşanmamı hoş karşılamaz...
       ▫️Ne zamandır yataklarımız ayrı...
       ▫️Elimi bile sürmüyorum...
       ▫️Çok hasta, boşanmamız onu mahveder...
       ▫️Şiddetli geçimsizlik, şu- bu, bir ara kesin boşanacağım galiba...
       ▫️Yahu, bırak da bir koltuğa iki karpuz sığdırayım...
       ▫️Dörde kadar yolu yok mu ki?

       Peki size, evli olduğunu söyleyebildiği gibi, eşine de artık bir “sevgilisi” olduğunu söyleyebilecek mi? Büyük ihtimalle ‘hayır’dır.
       Sonuçta, hayatınızda biri var; güya ‘sevgiliniz.’ Ama yalnızca size ait olmadığını bile bile, bu ilişkiyi yaşamayı içinize ne kadar sindirebileceksiniz?
       Kendi akrabalarına, iş çevresine, sosyal hayatına karşı zaten kurumsal bir yapıda olduğu görüntüsüne sahip. “Evli” bir erkek, yani bir karısı var! Siz bu kurumsal yapıdaki hangi bölgede kendinizi görebiliyorsunuz?
       Çok mu sevdiniz? Çok mu âşık oldunuz? Kendinizi bu denli kaptırdıktan sonra mı evli olduğunu öğrendiniz? Muhtemelen her akşam kendi evine giden ve orada uyuyan bir adamla yaşadığınız bir ilişli size ne kazandırabilir?
       Kimi zaman bu tip ilişkilerin, çok uzun soluklu olduğuna şahit olunuyor. Eşinden soğumuş, kopuk, bezmiş olduğunu söyleyen o adam, yıllar geçse de boşanmıyor. Peki böyle bir adam, sizi ne kadar benimseyebilir? Ne kadar sahip çıkabilir size? Ola ki sizi rahatsız eden bir adamın karşısına dikilip; “sevdiğim kadını rahat bırak” bile diyemez muhtemelen. Konumu ve karakteri ne olursa olsun hem de!
       Size, hayat karşısında ‘alenen’ sahip çıkmayan biriyle gizliden yaşadıklarınızı da kâr sayamazsınız. Hep bir burukluk ve saklama ihtiyacı içinde olacaksınız.
       Özel günlerde de ‘sevgilinizin’ attığı yalanları göz göre göre de yutacaksınız çoğu zaman:

       ▫️Bayram tatilinde karımın yüzünü şeytan görsün de, ben çocuklar için tatile çıkıyorum.
       ▫️Her 14 Şubat’ta benim telefon suya düşer, demiştim ya.
       ▫️Doğumgünümde evde de yokum ki. İşyerim beni Çin’e yolluyor.
       ▫️Yeni yıl mı? En berbatı da o. Ben 12’yi vurmadan uyurum zaten.

       Evli bir erkekle birlikte olmak için kendinizce sebepleriniz de olabilir elbet.
       Ama eğer ki durum sizi günden güne huzursuz ediyorsa, bu sözümona ilişkiyi mantıklı bir hale sokmak gerek:

       ▫️Eğer eşiyle gerçekten anlaşamıyorsa, aile birliği bozulmuşsa, zaten bu evliliği sürdürmemesi gerektiğini o da bilmelidir.
       ▫️Sizi oyaladığını fark ediyorsanız, sürdürmemek en iyi yoldur.
       ▫️Size anlattıklarından farklı bir aile “muhabbetinin” var olduğunu anladıysanız da, bu ilişkiyi bitirme seçeceğini düşünebilirsiniz.

       Erkeğin ‘ihaneti’ ortaya çıktığında biten evlilikler de vardır. Ama siz “özellikle” ortaya çıkmaya çalışacaksanız, bu da bıçak sırtı bir durumdur.
       Hayatınızdaki adam için ‘ailesinin’ ne demek olduğunu acı bir şekilde öğrenme ihtimaliniz vardır. “Sevgilim” dediğiniz, başka bir kadının kocası olan o adamı asıl o zaman tanıyacak da olabilirsiniz.
       Sözün özü şu ki; evli bir erkekle ilişki yaşamak, neresinden baksanız, tuhaf ve sorunludur. Hiçbir şey tam anlamıyla rayına oturmayacaktır.
       Hiçbir aşk, ‘yedek kulübesinde’ beklemeyi gerektirecek kadar büyük olamaz. İşin içine inat bindirmeye de lüzum yoktur. Kendinize bunu yapmamalısınız.
       Hem, ne demişler?: ‘Evliye gönül verme, eve gider unutur.’