Cesaretin var mı aşka?

Şebnem Nur: Aşk cesaret ister en başta. Ama öncesinde de karşısındakinin aşkından emin olmak ister insan.

Hayat karşısındaki duruşunu beğeniyorum... Yazıları, özgüveni, duyarlılığı... Vakıf olduğu konuların genişliği... Sonra da gülümseyişini seviyorum... Gerçi gülümseyen fotoğrafı pek de bulunmuyor ama... Sert görünüşlü diye midir bilinmez, Ona karşı hep soğuk ve mesafeliyim... Hiç belli etmedim ona bu güne kadar, Sesini duyduğumda yüreğimin sıcacık olduğunu... Keşke bir mucize yaratsa da, Biz olabilsek... Belki biraz cesaret...

Bazen öyle anlar olur ki, hiç aklınızda yokken yüzünü gördüğünüz anda gönlünüze düşer biri. İlk anda imkansız da gelir belki. Nasıl olsa, ne yapsam da onunla tanışabilsem diye düşünürsünüz. Bu durumlarda en iyi irtibat, ‘iş gereği’ bilgi almak maksadıyla yapılandır. Şansınız yaver giderse ve birbirini destekleyen meslekleriniz de varsa, bu diyalog uzayabilir de. Diyalog uzar, belli bir muhabbet ritmi yakarsınız; bayram, doğumgünü, yeni yıl tebrikleri olur. Yazıları, kitapları, işleri, yaptıklarıyla ilgili takdir mesajları da yollarsınız da. Ama o ‘eşik’ var ya işte. Senli- benli diyaloğa girme, kahve sohbetlerinin kafelerde buluşmanın dışına çıkması, vs. İşte orası da biraz cesaret. Diyelim ki o eşiği de aştınız ve ‘sen’ diye hitap etmenize karşılık buldunuz. Ama, bunu kabul ediyor oluşu, aşkınıza karşılık verdiği anlamına mı geliyor?

Emin olmak için bir türlü asıl hamleyi yapamıyor musunuz?  Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; farkındasınız ya da değilsiniz, eğer ki duygusal bir birliktelik için gerekli adımları atmaya başladıysanız, emin olabilirsiniz ki karşı taraftan da gerekli sinyalleri almışsınızdır. Aşk cesaret ister en başta. Ama öncesinde de karşısındakinin aşkından emin olmak ister insan. Emin olması için de güvenmesi gerekir. Güven de sıfırlanmış mesafeler ister... Siz ona bir şeyler anlatırken, sizi hayran hayran dinleyişi, uzanıp sizi öpmek isteği... Siz bir şeyler okurken yanınıza sokulma isteği... Sizinle sevgili olmasını dışında hem de dostunuz olabilmesi... Görüşemediğiniz günlerde bile yanınızda olduğunu hissedebilmeniz... Aşk önce önce gözün görmesi, sonra o gözlerin içine bakabilmek ve sonra da dokunmaktır. Tüm yersiz şüpheler ve güvensizliğin giderilebilmesi için bu şarttır.