Çok klişe, ama fazlasıyla doğru: Aşk ve Gurur
Şebnem Nur; Sonuç olarak, gurur bir eşiktir aslında. O eşikten ağladığınız zaman gene sevdiğinizde birlikte olma ihtimaliniz vardır.
Âşık ben: Yanımda olsan da o tombik suratını ellerimin arasına alıp, öpmelere doyamasam...
Gururlu ben: Keşke biryerlerde karşılaşsak da yanından öylece yürüyüp gitsem, onu görmezden gelsem...
Aşkı yaşıyorken “gurur” denen duyguyu pek fazla düşünmeyiz. Ara ara küçüklü büyüklü pürüzleri görmezden gelip ilişkimizi sürdürmeye devam ederiz. Gözümüz sorunları görmek istemez çünkü, aşktan sebeptir sadece. Âşık olduğumuz içindir.
Ama ayrılık kapıyı çaldığında birden herşey değişiverir. Vakti zamanında âşık olduğumuz kişinin bize karşı gösterdiği tüm ters ve tuhaf tavırlar gözümüzün önüne gelmeye başlar bir bir. Hatta bunların tek tek birikmesinden sebep ayrıldığımızı hayretle görürüz kimi zaman da.
İhanet, şiddet, hakaret ya da büyükçe bir yalan haricinde; ayrılık sonrası aşk ve özlem galip gelir bazen de.
Eğer ki pek de dişe dokunur bir sebeple ayrılık olmasıysa, geri dönesin gelir...
İşte tüm mesele de burada başlar.
Tamam, geri dönesin var da; e nasıl döneceksin?
Ayrılık sonrasındaki makul ayrı kalma süresini de atlattın. Elin ara ara telefona gidiyor. Ama tam da gidemiyor! Aklından geçen bazı düşünceler uzanıp elini tutuyor sanki:
- Neden ben arayacakmışım ki?
- O arasın...
- Egosunu büyüteceğim. “Beni unutamamış” diyecek.
- Ben aramasam o asla aramayacak ki. Gene benim sayemde başlayacaksa hiç başlamasın.
- Hep ben mi aramak zorundayım?! Bir mucize de o yaratsın.
Böyle düşüne düşüne günlerinizi dahi geçirmeye başlayabilirsiniz. Karşı tarafın ne durumda olduğunu ‘tam’ olarak bilemeden.
Bu gibi durumlarda ortak arkadaşlar ve sosyal medya kimi zaman yardımınıza koşabilir. Ama ne kadar güvenilir oldukları da tartışmalıdır elbet.
Uzun lafın kısası; eğer ki geri dönmenize engel olan tek duygunun “gurur” olduğunu hissediyorsanız, o kişiye olan aşkınız da kalbinizi yavaş yavaş terk etmeye başlamıştır.
Sonuçta o kişiye âşıksınız. Hayatınızdaki herkesten farklı bir yeri var kalbinizde. Makul bir çıkarsamada bulunmanız gerek.
Bu aşk, gururuma yenilecek kadar küçük mü?
Ara ara özleyip, ama gururumu da dinleyip ayrılığa devam mı etmeliyim?
Sonuç olarak, gurur bir eşiktir aslında. O eşikten ağladığınız zaman gene sevdiğinizde birlikte olma ihtimaliniz vardır.
Bir de kalp kalbe karşıdır...
Siz burada özleyip, şu- bu bahaneyle aramayı düşünüyorken, unutamıyor, özlüyor ve canınız yanıyorken; muhtemelen o da zil takıp oynamıyordur. Eğer aşk gerçekse...
Sosyal medya burada da yardımınıza koşabilir. Kendi hesabınızdan hikayelerine bakın, bir iki fotoğrafını beğenin. Engellenmezseniz, bu ısınma evresi sonrası bir şansınız vardır belki.
Bir mesaj bile alabilirsiniz hatta. En çok sevdiğiniz şarkıyı ya da ortak bir zevkinizi paylaşır. Bir şekilde anlarsınız.
Onun da geri dönmeye niyeti varsa çok da uzatmayacaktır zaten. Sonuçta tekrar elleriniz ellerine değdiğinde ilkin kimin aradığının bir önemi kalır mı?
Dediğim gibi; gurur bazen hiçe sayılabilir, eğer dişe dokunur sebeple bir ayrılık olmasıysa.
Sonuçta gururunuzun ellerini elleriniz arasına alamazsınız...
Gurur, yârin yerini tutamaz...
Geri dönme şansınızı yitirdiğinizi anladığınızda size kalan tek şeyin pişmanlık olma ihtimalini de düşünün elbet.
Kaç kere geri döndüğümüz de önemli burada tabi. Yapboza dönmemesi de mühim.
Sonuç olarak; aşkınız yaşanmaya devam etmeyi, sahip çıkılmayı hak ediyorsa bunu yapın. Ayrılığın ardında bir- iki ay geçmiş olmasına rağmen hâlâ hüzünleniyorsanız, ‘eski siz’ den kısmen eser yoksa, özlüyor ve canınız gerçekte yanıyorsa, o kişi muhtemelen sizin için de doğru insandır. Aşk kolay bulunmaz, kolay kolay âşık olunmaz çünkü. Bu kadar sevdiyseniz, yitirmeyin de derim. Gurur yalnızca bir eşik. Belki de ayrı kaldığınız sürede, çektiğiniz aşk acısı çeken özlem ve onu ‘daha çok sevdiğinizi hissetme’ bir daha kopmayacak bir bağla sizi bağlar birbirinize.
Bazı aşklar yaşamaya devam etmeyi hak eder. Hele de “bebek” lafı geçtiyse aranızda.
Bir mucize yaratın. Bu sefer ‘siz’ yaratın.
Aşkınıza sahip çıkın...
Hadi...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları