İlk Aşk

Şebnem Nur; Eğer hem duygusal bir yapıda, hem de ilişkiyi bitirmek istemeyen taraftaysanız da, hoşgelmiştir o gözyaşları. Ah o ayrılık şiirleri, dersleri boşlamalar, artık hiçkimseyi sevemeyeceğini zannetmeler, gidene daha da fazla âşık olmalar.

Açmamış bir tomurcuğa,
Yağdırdığın su muydu aşkın?
Beklenmediği halde gelen ilham mıydı,
Beni kalemsiz yakalayan...

Bir yaz yağmuru muydu,
Elimde şemsiyesiz, ıslandığım.
Çıkmaz sokakları,
Sonsuzluk diye gösteren
Bir tabela mıydı köşe başında.
Beni, oralara sürüklemek isteyen...

Genellikle lise yıllarına denk gelir. ‘Platonik aşk’ tan realiteye evrilmiş olan ilk gerçek ilişkidir. ‘Çıkma teklifi’ etmek ya da almakla başlar çoğunlukla. Ya da konuşa anlaşa, kendiliğinden gelişiverir.

Çekingen buluşmalar, el ele tutuşmalar... Şiirler yazılmaya başlanır, ama çoğunlukla da okunur.

Biraz daha büyümüşsünüzdür işte. Artık aşkın ne demek olduğunu az çok biliyorsunuzdur.

Ah o slov şarkılara dalıp gitmeler...

Yanlış ya da doğru insan olmasının pek de bir önemi olmaz o zamanlar. Hele de yaşlar birbirine yakınsa.

Eğer hem duygusal bir yapıda, hem de ilişkiyi bitirmek istemeyen taraftaysanız da, hoşgelmiştir o gözyaşları. Ah o ayrılık şiirleri, dersleri boşlamalar, artık hiçkimseyi sevemeyeceğini zannetmeler, gidene daha da fazla âşık olmalar...

Sonra hepsi geçiyor işte...

Kendini daha iyi tanıyorsun her şeyden önce. Nasıl sevdiğini, neler hissettiğini, neler öğrendiğini...

Unutulmuyor bir de...

Adı, yaşı, burcu, neleri sevdiği, sende ne izler bıraktığı...
Yıllar geçse de merak ediyorsun.
Neler yaptı, şimdi nasıl, evlendi mi?
O zamanlar size bahsettiğini gelecek planlarını gerçekleştirebilmiş mi?
Kendisine verdiği hangi sözü tutmuş.
En önemlisi de,
O da mı sizi unutamamış?..