İnat

Şebnem Nur; Unutulmamalıdır ki; huzursuz bir aile ortamında büyüyen bir çocuk; aile birliğinin idrakı ve kutsiyetinden de yoksun kalmaktadır. Böylesi bir durumda; ya kendisinin de mutsuz bir aile hayatı olacak, yahut hiç olmayacaktır.

Yemeğe maydanoz katmamı sevmez, bilirim...
Ama beni kıldırdığı bir mevzu olunca aramızda,
Hemen de böyle intikamımı alırım!
Onun da benden aşağı kalan bir yanı olmaz çoğu zaman.
Tıraş makinesini lavabonun yanında bırakma derim hep.
Ama sözümü hiç dinlemez mesela.
Bilirim oysa;
İnadına!...

Duygusal ilişkilerde yıpratma ve kopuşa götüren bu tip bir ilişki çeşidi, evlilik hayatında ‘prangayı sürüme’ olarak tabir edilebilir.

Taraflardan biri ya da her ikisi, orta yolu bulmak istemez. Aslında; beğenileri ya da karakter özellikleri olmayan bir şeyi sırf karşı tarafı sinir etmek için, inadına yaparlar.

Peki ya en mahrem anlarını paylaştığı ve hayattaki en yakını olarak kabul etmesi gereken bu kişiye karşı neden böyle bir tavır içinde bulunur?

▫️’Niyet Okuma’ marifetiyle birbirlerinin tavırlarını anlamaya çalışırlar. Eşlerinin yaptığı her olumsuz davranışı kendi üstlerine alınırlar. Konuşarak çözmek yerine, inadına bir şeyler yaparak tepki ölçmeye çalışabilirler. Kullandıkları iletişim şekli dahi olabilir.

▫️Aşka dayalı bir evlilik yapılmamıştır. Mantık, konum atlama, borçtan kurtulma, sadece evlenmiş olma, vb. maksatlarla yapılabilir.

▫️Yakalanmış bir ihanet yahut sadakatsizlik söz konusudur. İntikam alma ya da arayı soğutma maksadıyla yapılır.

▫️Taraflardan biri ya da her ikisi çevrenin manipülasyonuna açıktır. Dolduruşa gelme vesilesiyle negatif duygularını, inatlaşarak ortaya koyma yoluna gidebilirler.

▫️Depresyon, kaygı bozukluğu, andropoz, doğum sonrası depresyonu, menopoz, vs. gibi Psikolojik ya da fizyolojik rahatsızlıklardan dolayı, tavır değişikliği neticesinde takındıkları tutum olabilir.

▫️Hane içersinde 6 yaşından küçük çocukların ikiden fazla sayıda bulunması, çocuklarda fiziksel ya da zihinsel sorunların oluşu, bu durumla baş çıkmada ‘koca’ desteği azlığı ya da yokluğu, tetikleyici unsurlar arasında değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak; taraflar her zaman birbirlerinin sinirini bozacak şeyleri ‘inadına’ yapmak suretiyle kendilerini ve diğer aile fertlerini huzursuz edeceklerdir.

Neredeyse daimi olarak; ‘inat uğruna’ kişisel özelliklerinin dışında tavırlar sergileyeceklerdir.

Aile içinde huzursuzluğun artıp, kavgaların çıkmasına sebep olan bu tip bir iletişim şeklinde, profesyonel yardım alınması gerektiği düşünülmelidir.

Çiftlerin, ebeveyn ve yetişkin rollerine uygun olgunlukta olmaları gerekmektedir. Kendi bireysel idrak ve farkındalıklarını arttıracak düzeyde bir eğitim almayı da düşünmelidirler.

Unutulmamalıdır ki; huzursuz bir aile ortamında büyüyen bir çocuk; aile birliğinin idrakı ve kutsiyetinden de yoksun kalmaktadır. Böylesi bir durumda; ya kendisinin de mutsuz bir aile hayatı olacak, yahut hiç olmayacaktır.