Kaç Yüzü Var Aşkın?

Şebnem Nur; Duygusal bir ilişki, ilerlemeli süreçten geçmelidir. Yani; tanışma, görüşme, flört, sevgililik ve ‘tercihen’ evlilik. İnsanın bir yabancıyla kuracağı yegane ‘en derin’ ilişki çeşidi, duygusal ilişkidir. Tanıdıklık arkadaşlığa, o da nadiren dostluğa dönüşür. Ama paylaşımlar sınırlıdır.

Sıradan olacağını zannettiğim bir günde,
Tesadüfen tanıdık birbirimizi.
Ne hoş adam, acaba yalnız mıdır, demiştim kendi kendime.
Hemen kendi telefonunu veren bir kadını da hoş gözle görmez zannederek,
Sosyal medyadan takipleşmeye başlamıştık ilkin.
‘Siz’ diye hitap ediyor, ben yazmadıkça yazmıyordu.
Ama alttan alta ‘yazdığı’ da belli oluyordu.
Bir süre böyle gittikten sonra bir bahane bulup buluşma teklif ettim.
İlk buluşmamızda, gayet mesafeli ve saygılı bir adam vardı karşımda.
Haliyle daha samimi olmak istiyordum, bu yüzden de ‘sizi’ kaldıralım dedim.
Samimi bir üslupla konuşmaya başladıktan sonra,
Çok daha sıcakkanlı birini buldum karşımda.
Bir süre sonra diyaloglarımız flörte döndü.
Küçük iltifatlar ve güzel hitap şekilleriyle devam eder oldu.
İş pek de tavsamadan sevgili olduk sonra.
Buluştuğumuz zamanlarda beni her zaman evime kadar bıraktı.
Bir şişe suyun bile parasını ödetmedi.
Ailemle de ilgilenir oldu.
Ve yaptığı her şeyde beni benimsediğini hissettiriyordu.
Sonrasında evlilik teklifi ve peşi sıra ailemle tanışması geldi.
Nişandan sonra, bana karşı koruyucu olduğunu da gördüm.
Aramız bozulur korkusuyla da bahsetmediysem eğer;
Beni rahatsız eden eski bir sevgili yahut yabancı biri varsa da, makul bir şekilde bunun üstesinden gelebileceğini söyledi.
Sonra düğün tarihimizi kararlaştırdık
Aklında, benimle ve benimle kuracağı gelecekle ilgili her hangi bir şüphe kalmadığını görüyordum.
Sonra iki evet ile bir olduk.
Sevgilim, kocam olmuştu.
Kocalık görevlerinin de bilincindeydi.
Ama hâlâ, sevgilim olduğunu da hissettirmekteydi.
Baskı, boyunduruk, yahut her hangi bir zorluk yoktu.
Pişman etmedi, pişman olmadım.

Duygusal bir ilişki, ilerlemeli süreçten geçmelidir. Yani; tanışma, görüşme, flört, sevgililik ve ‘tercihen’ evlilik.

İnsanın bir yabancıyla kuracağı yegane ‘en derin’ ilişki çeşidi, duygusal ilişkidir.

Tanıdıklık arkadaşlığa, o da nadiren dostluğa dönüşür. Ama paylaşımlar sınırlıdır.

Duygusal ilişkide ise ‘savunmasızlık’ vardır aslında. Ruhunu ve yüreğini açmak, yani tamamen savunmasız kalmak. Cesaret işi olduğu zannedilir. Oysa ALAKASI yoktur. Çünkü insan ancak; kendinden daha fazla güvendiği bir kimseye karşı bu kadar savunmasız kalabilir.

Seni yaralamayacağını, bunu asla yapmayacağını bildiğin birine karşı ancak bu kadar savunmasız kalabilirsin.

Ve bu raddeye gelebilmek de aşkın birkaç yüzünü gör(ebil)meye bakar.

Kademe kademe tanımalı, her bölümde sevdiğinin başka bir yüzünü görmelisin. Tıkandığı, sürdürülemeyeceği belli olan noktada da bırakmalısın.

Kalbini ve ruhunu açmaya hazır olduğun doğru noktaya geldiğinde zaten asla yara almayacağını da bilirsin.

Ve eğer aşkta yara almışsan; ya yanlış kademede doğru kişiye açılmışsın, ya da hiç açılmaman gereken birine!