Kıyamamak

Şebnem Nur: İki yetişkin insanın, yaşadıkları duygusal bir ilişkiyi belirli bir olgunlukta sürdürmeleri beklenir.

Beni ‘çevrimiçi’ yakalayıp da ona yazmadan çıktığım zaman alınıyor...
Herhangi bir sebeple telefonu açamazsam da durum aynı...
Oysa hiçbir şeyi kasten yapmıyorum...
O da bunu biliyor aslında...
Bazen tavır koymama bile gerek kalıyor oysa...
Ama seviyorum ya işte...
Kıyamıyorum...

İkiniz de iş güç sahibisiniz, ya da eğitim hayatındasınız. Belli bir uğraşınızın olduğunu, mesaide bulunabileceğinizi biliyor. Ama, bazen işte her ne hikmetse; o yoğunluğunuzun arasından kendisine bir pay istiyor. O an özlediği için haklı da olabilir. Ama, anlayışsızlıklar ve yersiz ithamlarda bulunması, düşündürücü de olabiliyor.
Ama siz de hep alttan alıyorsunuz işte değil mi? Belki de üç gün telefonlarına çıkmazsanız, hatasını anlayacak.
Ya da yersiz kaprisleri, bitmeyen ilgi açlığı... İlişkinizde olmaması gereken, ilişkiye fazla gelen bir yanın bulunması: Aldığınız hediyeyi beğenmemesi, kutlanacak bir tarihin unutulmasının tartışma nedeni olması, bayramlarda ilk hangi tarafın ailesinin ziyarete gidileceği gibi.
Aslında tüm bu yersiz ve zaman zaman çocukça olan kaprisleri yapmasa ilişki çok daha güzel yürür değil mi?
Söyleyecek çok sözünüz de oluyordur. Yaptıklarının; yersiz, abartılı, saçma ve yanlış olduğuyla ilgili. Ama işte ya kırılırsa? Kırılmasın diye susuyorsunuz, kıyamıyorsunuz da, kendisi hiç mi kabul edemeyecek tavırlarının yanlış olduğunu? :

▫️Öncelikle üslubunuz ve ‘ben dili’ ni kullanmanız önemlidir: “Yaptıklarınla beni üzüyorsun.” gibi, içinde suçlayıcılık barındıran bir hitap değil de, “Yaptıkların beni üzüyor.” gibi yalnızca duygularınızı ifade ettiğiniz bir tarz, çok daha sorun çözücü olacaktır.
▫️’Alındığı’ durumla ilgili herhangi bir suçunuzun ya da kastınızın olmadığını, mantıklı ve sakin bir dille ifade edin.
▫️Herhangi bir kastınızın olmadığı bir durum neticesinde ısrarla size inanmıyorsa, kendisinin konuyla ilgili fikrini sorun.
▫️İlişkinizle ilgili şüphelendiği, kızdığı yahut hayıflandığı bir durum olduğu takdirde, bu tavrının nedenini öğrenmeye dayalı sorular sorun. Arkadaşlarınızla maça gideceğiniz günlerde; sabah saatlerinden itibaren somurtmaya ve söylenmeye başlıyorsa: “Bu akşam arkadaşlarımla maça gideceğim için seni huzursuz görüyorum.” gibi bir soru tarzı, hem empati kurduğunuzu gösterir, hem de bu durumu bir sorun olarak gören karşı tarafa da alternatif çözümler düşündürtür:” 90 dakika boyunca görüntülü araman açık kalsın!”
▫️Devamlı alttan almalar, kızacak, küsecek diye bir şey soramamaklar, söyleyememeler belirli bir zamandan sonra ilişkinizde, yersiz bir edilgenlik rolü üstlenmenize de sebep olacaktır.

İki yetişkin insanın, yaşadıkları duygusal bir ilişkiyi belirli bir olgunlukta sürdürmeleri beklenir. Haftada bir sudan bahanelerle küskünlükler, kırgınlıklar oluşması ve bunların periyodik bir hal almaya başlaması, profesyonel bir yardım alınması gerektiğini de gösterir.
Psikoloji üzerine akademik kariyer yapmış bir ilişki terapistinden yardım almayı düşünebilirsiniz.
Psikologlar; duygusal mahiyet barındıran kadın- erkek ilişkileriyle ilgili bilgi ve eğitime, dört yıllık lisans eğitimleri süresince haiz olmaktadırlar.