Kopamamak

Şebnem Nur; Takıntılı mizaçlı kimseler; ‘takılacak’ bir iş, düşünce yahut insan ararlar. Bulmaları da hiç zor olmaz. Aslında temelde o kimsenin onlar için her hangi bir önemi yoktur. Bu denli zaman ve dikkat ayırmalarının nedenini, kendileri de bilmezler.

Her konuşma dakikamız, her yazışmamamız, her fotoğrafımız...
Onu ilk gördüğüm gün, ilk konuştuğumuz gün, ilk buluşmamız...
Bana söylediği her sözü, her bakışı, her davranışı...
Hepsi tüm ayrıntılarıyla aklımda.
Tüm günümde, gecemde, düşümde, düşüncemde.
Ondan önceleri yaşamıyordum sanki.
Sosyal medyalarındaki tüm arkadaşları,
Yaptığı tüm paylaşımları, tüm fotoğrafları, yorumları.
Her şeyi bir bir aklımda.
Tüm günümü ona harcıyorum nerdeyse.
Oysa sadece 2,5 aylık bir birliktelikti.
Ama tam 3 yıldır böyleyim!!!
Ondan kopamıyorum,
N’apiyim?!

Takıntılı mizaçlı kimseler; ‘takılacak’ bir iş, düşünce yahut insan ararlar. Bulmaları da hiç zor olmaz. Aslında temelde o kimsenin onlar için her hangi bir önemi yoktur. Bu denli zaman ve dikkat ayırmalarının nedenini, kendileri de bilmezler.

O kişinin sevgilisi olsun, evlensin, çocuklansın, gene de takip etmeye doyamazlar. Kendilerine geri dönme umudu sıfır dahi olsa; zamanlarını ve enerjilerini bu uğurda heba ederler.

Günümüz teknolojisi de kolay bağımlılık ve takıntı geliştiren insanlar için bulunmaz bir nimettir. Hiç tanımadığımız, yahut bizim için çok eskide kalmış insanların hayatlarını kare kare dikizleme fırsatı verir bize. Hatta hesabı gizlide ise, profil fotosunun değişip değişmediği bile takip edilir!

Böylesi bir durumda kişisel rahatsızlık hissetmeye başlamak, yaptığından pişmanlık duymak, kısmen değişim için bir umut olur. Ama etrafındaki insanların uyarılarına karşın; durumu inkar, takıntı geliştirdiği kimseyle ilgili ‘yeni’ bilgilere ulaşamayınca anksiyete geliştirmesi, sinir hali ve öfke nöbetleri gözlemleniyorsa, durum ne yazık ki patolojik bir hal almıştır.

Böyle bir kimse, kuracağı yeni bir duygusal ilişki neticesinde eski takıntısının adını bile anmayabilir. Ama nevrotik kişilik özelliği, yeni ilişkisinin de pek sağlıklı yürümeyeceği sinyalini verir. Sonunda biter ve o da; yeni bir ilişki gelene kadar eski takıntının yerini alır.

Karşı cinsle kurulan duygusal ilişkiler, kişide tatmin duygusu da sağlar elbet. Duygusal ilişkiden yoksun bir yetişkinin hayatı; kariyer, gelir ve saygınlıklarla dolu da olsa, büyük oranda EKSİKTİR çünkü.

Duygusal ilişki aynı zamanda tamamlanmışlık da demektir. Hayatının pek çok alanında başarılı olmuş bir birey; halen yaşadığı tatminsizlik duygusunun, ‘duygusal ilişki eksikliğinden’ kaynaklandığını fark ettiğinde, eksik mutluluğunu tamamlamanın peşinden gidecektir belki de...