Kültür farkı
Şebnem Nur: Burada kültür farkı dediğimiz unsurun ‘dini farklılıkları’ da kapsayıp kapsamadığı önemlidir.
Benim doğduğum topraklarda mor sümbüller vardır...
Gece göğünde fener niyetine izleriz yıldızları...
Yalınayaktır çocuklar...
Sarıkız deriz ineğimize; benekli, sürmelidir koyunlarımızın adı...
Ninem de çarık giyer hâlâ...
Tarlayı, ekini, mahsulü bilirim...
Ama sen öyle misin ki sevdiceğim?
Şose yollarda bile yürümemiş ayakların...
Bir tek kurban bayramlarında görmüşsün koyunu, kuzuyu...
Makarnanın bile ağaçta yetiştiğini sanırsın kim bilir...
Öğreneceğimiz de vardır birbirimizden, Öğreteceğimiz de vardır elbet...
Kim bilir, farklılıklarımızdan daha büyük gelir sevdamız...
‘Otantik’ aşk yaşarız, ‘biz’ olabilip, uyumu yakalayabilirsek.
Aslında iki insanın doğru düzgün bir ilişki yaşayabilmesine ne çok engel çıkıyor, değil mi? Yaş farkı, din farkı, medeni hâl farkı, ekonomik düzey farkı, eğitim farkı ve nihayetinde de kültür farkı.
Aynı ülkenin iki insanı bile farklı coğrafyalardan geldiği takdirde bu kültür farkından etkileyebiliyor. Bir taraf diğerinin örfüne, geleneklerine, yaşam tarzına ayak uyduramayacağından çekiniyor.
Peki ya gerçekten ayak uydurması mı gerekiyor?
Çoğu zaman çiftlerin arasında herhangi bir sorun olmamasına rağmen işe ailelerin karıştığı da gözleniyor:
▫️O kadın/ adam bizim ailemize yakışmaz.
▫️Cicim ayları çabuk geçer, sonra o örflere nasıl katlanacaksın?
▫️Ailesi seni istemeyecektir.
▫️Eşini, ailesi dolduruşa getirdiğinde yuvanda huzur mu kalacak?
▫️Evlensen de rahat edemezsin.
▫️Onlardan farklı olduğunu yüzüne vuracaklardır.
İki insan, farklılıklarını önemsemeyip birbirlerini sevmiş ve bir yola çıkmaya karar vermişler. Bu birliktelik içerisinde illa ki taraflardan biri ‘asimile’ mi olacaktır? Yahut hayatlarını tamamen geleneksel bir şekilde mi yaşayacaklardır?
Çocukların hangi kültüre göre yetişeceği mi sorun teşkil edecektir?
Burada kültür farkı dediğimiz unsurun ‘dini farklılıkları’ da kapsayıp kapsamadığı önemlidir. Eğer ki eşiniz, kültürel yönden değil de ‘dini vecibeler’ gereği bir davranışı yerine getiriyorsa, bünün yalnızca kültürel yönden değerlendirilmemesi gerekir.
▫️Taraflardan birinin ya da her ikisinin, yetiştikleri kültüre bağlılık boyutları da, ilişkinin sağlığını etkileyecektir.
▫️Ailelerinin etkisinde ne denli kaldıkları da önemli bir unsurdur.
▫️Taraflardan birinin, kültürel özelliklerini yansıttığı coğrafyada yaşayıp yaşamadıkları da önemlidir.
▫️Yanlış, hatalı, alçalıcı bir örfü devam ettirip ettirmeme isteği de önemlidir.
▫️Modernizm ve asimilasyondan ne anladığıyla ilgili olarak da kimi örf ve gelenekleri terk etme isteğinde de bulunabilirler.
İnsanın, çocuklarına aktaracağı, kendi topraklarını anımsatan ‘iyi bir geleneğin’ yaşatılması önemlidir. Çocuklarımıza, geldiğimiz toprakları tanıtmamız; tatillerde, bayramlarda buraları ziyaret etmemiz de gerekmektedir.
Çocuklar, yaşadıkları modern dünyayla, atalarının geldikleri toprakları sentezleyip, yaratıcılıklarını da geliştirebilirler.
Kimi romanlar, şarkılar ve filmler de bu şekilde dolmuştur.
Eşlerin eğitimli olmaları, hayatlarına neyi ne kadar katacakları ve çocuklarına hangi örfü benimsetecekleri konusunda sağlıklı kararlar aldıracaktır.
‘Renk’ olarak kabul edilen farklılıklar hayata anlam da katar.
Yeter ki ‘yanlışların’ ne olduğunu idrak edip, bağnazlıkla sürdürmeyelim.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları