Mesafeler engel midir aşka?

Şebnem Nur; Sonuçta duygusal ilişkiler ‘ilerlemelerden’ beslenirler. Biz kadınlar beslemeyi daha çok severiz hatta. “Bu ilişki nereye gidiyor?” diye sorarak.

Şimdi yanımda değilsin canım,

Ellerim ellerine değemiyor.

Gözlerim de gözlerine.

Ayrılmadık ama,

Ayrı kaldık, ne yazık ki!

Gözlerimiz görmüyor da,

Gönüllerimiz katlanıyor mu peki?

Bir sevgilisiniz var. Ayrı şehirlerde ya da ayrı ülkelerdesiniz. Ayrı şehirlerde olunca; bayramdır, haftasonudur, vs. bir ihtimal ara ara kavuşma ihtimaliniz olabiliyor.

Ama biz olayı daha dramatize bir hale sokalım!

Ayrı ülkeler!

Öyle; Bulgaristan, Yunanistan, Ukrayna falan da değil. Diyelim ki, ayda bir dahi ziyaretinize gelemeyecek bir ülkede yaşıyor olsun. Misal: Amerika.

Nereden baksanız minimum 14 saat yolculuk. Ne her hafta gelebilir ne de her ay! Kardeşi ya da arkadaşı da değilsiniz işte, sevgiliniz. El ele tutuşup sahilde yürümek varken ya da sarılıp sarılıp gözlerinin içinde kaybolmak... Size kalan tek şey teknolojinin nimetlerinden faydalanmak oluyor.

Görüntülü konuşmaktan başka; kendimizi ona daha yakın nasıl hissedebilirsiniz ki? Gel gelelim her gün görüntülü konuş, konuş... E nereye kadar? Okumaya gittiyse katlanmak biraz ‘mecbur’ olacak. Zaten ayrı kalacağınız zaman dilimi de üç aşağı beş yukarı bellidir. Nedensiz kıskançlıklarla bu ‘uzaktan’ ilişkiyi yıpratmamayı başarırsanız; bir arada olmaya başladıktan sonra, ilişkinizin daha da kuvvetlendiğini dahi fark edebilirsiniz.

Ama eğer ki çalışmak için oradaysa ve bunun da belli bir süresi yoksa, işte böyle durumlarda bir hayli iyi düşünmek gerek.

İki seçenekten başka üçüncü bir alternatif aklınıza geliyor mu? Şahsen benim gelmiyor. Yani şöyle ki: Ya onun olduğu ülkeye siz de taşınacaksınız ya da bu ilişkiyi mesafelerden sebep bitireceksiniz.

Sonuçta duygusal ilişkiler ‘ilerlemelerden’ beslenirler. Biz kadınlar beslemeyi daha çok severiz hatta. “Bu ilişki nereye gidiyor?” diye sorarak.

İlişkiyi ciddi tarafa sürükleyenler de genelde kadınlardır. Eğer ki; onunla olmak adına ülke değiştirmek gibi, hayatınız 180 derece etkileyecek radikal bir karar alma düşünceniz varsa, bunu kendi başınıza yapmayın.

“Ben Amerika’ya seninle yaşamaya geliyorum.” demeyin. Ondan davet gelmesini de beklemeyin elbet ama, süreci onun yanına gitmek üzere planladığınızı da hissettirin. Zaten o da mantıklı biriyse; birkaç yılda bir, bir- iki haftalık yüz yüze görüşmeyle iki yetişkin insanın duygusal bir ilişkiyi sürdürmesinin anlamsızlığını bilecektir.

Ama eğer ki yanına gelmenize razı değilse; işte bu durumda yaşadığınız ilişkinin ciddiyetini de ölçebilirsiniz. İlla ki sizi sevmediği için, sizinle bir gelecek planlamadığını anlamına da gelmez.

Ama kendisinden kaynaklanmayan bazı sebeplerin dışında; gelmenize razı olmazsa, sizinle bir hayat paylaşmayı da ‘aslında’ düşünmüyordur.

Hayatınızı 180 derece değiştirmeye karar almanıza karışılık size “Benim için geliyorsan, gelme. “ diyen biri varsa, siz de gitmeyin!