Unutamamak

Şebnem Nur: Takıntılı kişilikler de unutma konusunda sıkıntı yaşayabilirler. Belli bir süre sonra, ayrıldığınız kişiyi “saplantı” haline getirmeniz muhtemeldir. Aman diyeyim! Unutamamak, bir saplantı göstergesi de olabilir anlayacağınız.

Öylece gitti işte...

Ama hep kafamda evirip çeviriyorum...
Acaba şunu deseydim de...
Bunu demeseydim...
Sonuç değişir miydi...
Ölüm gibi bir histi bıraktığı...
Döner diye umuyorum oysa hâlâ...

Ayrıldınız, bitti, o GİTTİ! Belki de bu sefer siz vesile oldunuz gidişine. Bir ay geçti, sonra bir ay daha, sonra bir ay daha... Ne bir telefon, ne bir mesaj. Yok işte, geri dönmeyecek.

Ayrılık acısı çekenlere, teknolojinin nimetleri hiç de iyi gelmedi aslında. Stalklar bitmiyor, değil mi? Günde kaç kere onu Whatsapp’ta çevrimiçi yakalıyorsunuz peki? Hangi ‘çevrimiçi’ ibaresi ‘yazıyor’a döndü? Hiç, değil mi? Bitti çünkü.

Bir parçası hâlâ sizi seviyordur belki. Ara ara aklına geliyor da olabilirsiniz. Ama sonuçta dönmüyor işte. Netice bu. Hem ayrılan taraf olmak hem de dönmesini istemek, bittiği için acı çekmek de ayrıca tuhaf oluyor.

Önce, ayrılmak istiyor olmanızın, kendinizde yaratacağı etkiyi bir yoklayın. Onu hayatınızdan çıkartmayı gerçekten isteyip istemediğinizi tartın. Aldığınız karardan da pişman olmayın.

İlişkinin bitme türü de geri dönüş olup olmayacağı konusunda bilgi barındırır. O ilişkiyi yaşayan siz olduğunuz için de gerçekten bitip bitmemiş olduğunu anlarsınız.

Bu durumda yapılması gereken basittir: Asla arkana bakma! Yaşaman gerektiği kadar acını da yasını da yaşa elbet. Ama içindeki tüm umutları da söndür gitsin. O, kendi hayatını yaşamaya devam ediyorken; sen gizliden stalklarla, çevrimiçi yakalamalarla nereye varmayı düşünüyorsun?

Takıntılı kişilikler de unutma konusunda sıkıntı yaşayabilirler. Belli bir süre sonra, ayrıldığınız kişiyi “saplantı” haline getirmeniz muhtemeldir. Aman diyeyim! Unutamamak, bir saplantı göstergesi de olabilir anlayacağınız.

Peki bunu kendinizde nasıl anlayabilirsiniz? Konuyla ilgili birkaç tüyo vermek gerekirse:

▫️Eğer ki eski sevgilinizin hayatına yeni biri girdiğini gördüğünüz halde “stalklar” hem de o yeni kişinin de hesaplarını dahil ederek devam ediyorsa,
▫️Makul unutma ve ayrı kalma süresi geçmesine rağmen hâlâ döner diye umut ediyorsanız,
▫️Ayrılmadan önce, haberdar olduğunuz ama, hesaplarına pek bakmadığınız arkadaş ve akrabalarının da hesaplarını yokluyorsanız,
▫️Onunla karşılaşmanızın olası olduğu mekanlarda bulunuyorsanız,
▫️Birkaç “geri dön” S.O.S’inize reddedici cevaplar almanıza ya da hiçbir cevap alamamanıza rağmen akıllanmıyorsanız,
▫️Kendisine yeni bir hayat kurduğunu bariz bir şekilde  görüyor olmanıza rağmen, o hayatın kıyısından köşesinden kafanızı göstermeye çalışıyorsanız,

Tüm bu örneklere benzer şeyler yaptığınızı fark ediyorsanız: Aşkı geçtim; saplantıdır, emin olun!

Ama siz aslında günlerinizi, bir daha asla size dönmeyecek biri için harcayacak insan değilsiniz. Duygusal boşlukta kalmış olmanın getirdiği saçmalıklar olduğunun da farkındasınız.

Önce bunun bir sorun olduğunu kabul edin...
Sonra iradeli olun...
Yeni hobiler yahut uğraşlar edinin...
Bir de çevrenize iyi bakın...
Ne zamandır sizi stalklayıp, hayatınızın kıyısından köşesinden kafasını gösteren biri vardır...
Adı da ‘yeni aşk’tır...
Size iyi gelecektir!..