Yanmak mı, Yanılmak mı?
Şebnem Nur; Yanıldığı için içi yanar bazen insanın. Tam tanımadan âşık olur ya hani çoğu zaman. Kafanda yarattığın karakteri oturtursun âşık olduğun insana. Tanıdıkça çok başka gelir ama çoğunlukla. Kimi zaman da hayal kırıklıkları...
Gitme demiyorum sana.
Gideceksin, biliyorum.
Seni baştan kaybettim.
Savaşamadım, özür dilerim.
Ama suç biraz da sende,
Belki de bu düzende.
Kendini bile tanıtmadın.
Kim bilir, boş adamdın.
Yanıldığı için içi yanar bazen insanın. Tam tanımadan âşık olur ya hani çoğu zaman. Kafanda yarattığın karakteri oturtursun âşık olduğun insana. Tanıdıkça çok başka gelir ama çoğunlukla. Kimi zaman da hayal kırıklıkları...
Ama yanarsın da işte bazen. Hatta yanılacağını bile bile. Ta en başından belli eder bazen kendisini. Ama seni kırmadıysa henüz, yaralamadıysa, gittiği yere kadar götürmek istersin. Bir sonu olduğunu bile bile.
Hata mıdır peki? Yanmanın bedelinin ne olduğunu önemsemez kimi zaman insan. O anki aşk her şeyin önüne geçiverir işte!
Bazen de tüm yanılgılar gözünün önünde dahi olsa, hiçbirini görmez. Hatta görmek istemez bazen. Yanmak ister sadece.
Hiç olmadık bir yerde, hiç olmadık bir zamanda çıkıverir bazen karşına. O ‘an’ da kalacağı, o an bitince yok olacağı o kadar bellidir ki; ama gene de insan yanmak ister. Kimi zaman yaşadığını anlamak için hatta.
Yanıla yanıla aşkı bulursun bazen. Yana yana da aydınlanırsın. Fazla yanıp yanılmadan aşkı bulmak gerek elbet.
Melankolik ruhları besler kimi zaman yanmalar, yanılmalar, hayal kırıklıkları...
3-5 satırlık şiir ilhamı uğruna yanar, yanılır, acıya alışır...
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları