Yapışkan Sevgili

Şebnem Nur; Sağlıksız bağlanma tarzına örnek olabilecek bir ilişki türüyle karşı karşıyayız. Çocukluk döneminde sevgi yoksunluğu çekmiş bir birey, yetişkinlik döneminde kuracağı duygusal ilişkilerde genellikle pek de başarılı olamaz.

Önceleri, ne güzel ilgi gösteriyor diye sevindim.
Ama sonra sonra bunaltmaya başladı açıkçası.
Günde en az üç kere aramalar,
Sayısız mesaj, fotoğraf, romantik şarkı...
Bir de tüm mesajlarına cevap yazmamı beklemesi.
Buluştuğumuz günlerde siyam ikizleri gibiyiz.
Yapıştığı yerden vedalaşana kadar ayrılmıyor.
Bu da yetmezmiş gibi o anlarda,
Hep aynı sevgi sözcüğünü tekrarlıyor.
Ben olduğum için değil gibi geliyor sevgisi.
Biri var işte hayatında,
Aradığı, mesaj çektiği, yapıştığı...
Bir de arada bir:
“Beni seviyor musun, hiç bitmicek dimiii, hiç gitmiycen dimiii.” demeleri yok mu!
Resmen mutualist bir hayat bizimkisi.
Sevgi, ilgi, onaylanma görmek istiyor her zaman.
Ama o hiçbir şey vermiyor.

Sağlıksız bağlanma tarzına örnek olabilecek bir ilişki türüyle karşı karşıyayız. Çocukluk döneminde sevgi yoksunluğu çekmiş bir birey, yetişkinlik döneminde kuracağı duygusal ilişkilerde genellikle pek de başarılı olamaz.

Ya karşısındakininin sevgisinden hiçbir zaman emin olamaz, ya karşısındakinin sevgisi ona hiçbir zaman yetmez, yahut karşısındakinden kendi kendine ayrılıp ayrılıp barışır. Bir sever, bir nefret eder. Karşı tarafın da bu dengesizliği destekleyecek her hangi bir ruhsal rahatsızlığı varsa, bu tip bir ilişki uzun yıllar dahi sürebilir.

Eğer ki, böyle bir kimseyle ilişki yaşamakta olduğunızu fark ederseniz, siz gitmeye kesin kararlı olmadan bu ilişkinin bitmeyeceğini ve onun asla gitmeyeceğini bilmelisiniz.

Paranoyaların, kıskançlık krizlerinin, nefret söylemlerinin, hakaretlerin de cabası olabileceğini unutmayın.

Yukarıdaki örneğin yanında; evinizin yakınına, hatta çatısına taşınması, kamp kurması, işyerinize sık sık gelmesi, arkadaşlarınız ve ailenizle olan bağlarınızı kopartmaya çalışması, sizi kıskaca alması söz konusu ise, hiç uzatmadan bitirim derim.

Size olan alışkanlığı uzun vadede ‘kemikleşmiş’ bir hâl alırsa; o kişiden kurtuluş çabalarınızın ‘can güvenliğinizi’ tehdit edecek noktalara dahi varabileceğini de aklınızın bir köşesine yazın derim.