loading
close
SON DAKİKALAR

Bir parmak balı evimize alamıyorsak çok can yanar

Şükran Soner
Tarih: 24.12.2022
Kaynak: Şükran Soner - Cumhuriyet

Şükran Soner; Ülkemiz insanı pazar yerlerindeki artıklarla ailesini yaşatmaya çalışırken “Siz hâlâ tehlikeyi göremeyenlerden misiniz” sorusu ile nokta koymak zorunda değil miyiz? Ne dersiniz?

Çocuk kanallarında bile çocuklar için yayınlanan oyunlardan daha uzun süreleri kaplayan reklamlar karşısında, özendirilen çocuklarının acısı, kendilerinin olanaklarının tükenmesi ile bağlantılı anneler, babalar tüm sevgi çemberi içinde kalan yakınlarının çaresizlikleri, çözümsüzlüklerinin katlanmasının vurdumduymazlığı hâlâ kalıcı olabilir mi? Ülkemizi ağırlıklı ele geçirilmiş tüm medyatik güdüleme araçlarının seferberliğinde, yaratılmak istenen sonuç tabloda; İnsanların beyninin içine ustalıkla sokulan ahtapot gibi kamuoyu yaratma, güdülenme çarklarının işletilmesiyle aymazlık sürdürülebilir mi?

Çaresizliğimizin acılarını hafifletmek üzere bilinçli, bilinçsiz dünya ölçeğinde karamizah şampiyonluğu, başarılarında çok büyük paylar ülkemizin sanatçılarına, yaratıcılarına düşer ya.. En acımasız sivil, askeri diktatörlükler süreçlerinde karamizah yaratıcılığında ustalarımız dünya ölçeğinde hep zirvelere çıkmışlardır.

Toplumbilimciler, Aydınlanmacı, yaratıcı sanatçılarımızın üretkenliklerindeki patlama ile doğru orantılı olarak, ülkemiz koşullarında toplumsal patlamaların gelişlerinin yaklaştığını da gözlemleyebilirler. Şöyle bir yakın tarihimizden bakmaya çalışırsak Saraçhane meydanı kalabalıklarının, zorlu koşullarda daha da direngen, en güçlü kalabalıkları yaratma yetenekleri ile toplumsal tarihimiz içindeki yeri, değerini, çağrışımlarını da okuyabilirler. Siyasetçilerimiz, elbette kendi beklentilerine dönük yorumlamalarla Saraçhane meydanı eylemleri üzerinden tartışmanın içine girdiler.

Ülkemizde işçi hakları kazanımları patlamasında etkin rolü olan Saraçhane mitingine sadece değinmiş olarak çok kötü hava koşullarında, Cumhur iktidarı erkinin her türden tehdit baltalamaları altında yapılan sonuncusuna hızlı geçiş yapmanın doğru okumanın zamanı..

***

İpin ucunu çoktan kaçırmış Cumhur cephesi, iktidar erki, seçime hukuk çerçevesinde şekil üzerinden olsun girebilmeyi yaratmanın zorlu koşullarında, asgari ücretten başlanmış olarak birçok alana dönük yaşamsal zorlamaların koşullarında olabildiğince parlak, vitrin gelir artışları yaratmış olma çabası içinde. Gerçeğinde sadece ve sadece oylarına güvenebileceği en dindar, kindar seçmen kitlelerine dönük bir şeyler vermenin seferberliğinde.. Ortalığa saçılmış kirli çamaşırların sonsuzluğunda, bir parmak bal verip çaktırmadan yaşamımıza girmiş kimi çarpıcı yeni kazıklar üzerinden kimi paylaşımlar yapmak isterim:

Bir ömür boyu en çok şimdilerde eritilmiş orta sınıftan bilinçli, gerçekçi bireyler, kamu sigortaları, sağlık güvenliklerinin eritilmesi gerçeği karşısında, çalışma sürelerinin bütünlüğü içinde çok uzun yıllardır karşılığını almadan yatırdıkları, tüketmedikleri büyük paraların üzerine su içmeye zorlanıyorlar. Özel sigortalar karşısında çırılçıplak bırakıldılar. Geçen yılın özel sigorta ödemeleri kapsamında sadece atılmamak, en pahalıya, ailelerinin altından kalkamayacakları bir güvenlik uğruna, yatılı hastalıklarına indirgedikleri ödemelerde aylık 1500 ortalamalı, kendi emeklilik gelirleri içinde çok yüksek ödemelere katlanıyorlardı. Bu yıl, birçok hastane haklarından daha vazgeçiyor olarak ödemek zorunda oldukları aylık ödemeler 4-5 bin ortalamalarında. İktidar daha yüksek artışa da izin vermiş ancak sigorta yapabilecek emekli bulamayacakları için kendileri vazgeçmişler.

BETAM’ın son araştırmasından ülkemizde ev sahibi olanların sayılarının sistematik oransal düştüğünü öğreniyoruz. Ortalama sadece 210 yılından, 2021’e yüzde 59’dan yüzde 55 oranına düşmüş. En düşük gelirlilerde oran kaybı elbette çok daha düşük yüzde 51.3’ten yüzde 46’ya inmiş. Çok daha hızlı çöküşün yaşandığı bu yılın verilerini henüz bilemiyoruz. Her gün birbirinden çarpıcı günlük yaşam düzeyimizi hızla aşağı çekmekte olan verileri bu köşeye sığdırmaya kalkışmak olanaksız.

İyisi mi bir karamizah paylaşımı öne çıkaralım. Hollanda’da devleti yönetenlerin bisikletleriyle işlerine gitmeleri ile yüzleşen okurumuz, Saray’ın hiç sporcumuzun içinde bulunmadığı final maçını izlemek üzüre Katar’a giden cumhurbaşkanımızın gidiş koşullarının maliyetleri üzerinden dudak uçuklatan rakamlara varmış bize maliyetin şöyle bir hesabını yapmaya çalıştıktan sonra, şampiyon olan ülkenin bile kendi gerçekleri içinde, kupa törenine katılmayan siyasi liderlerinin gerçeğini anımsatıyor.

Ülkemiz insanı pazar yerlerindeki artıklarla ailesini yaşatmaya çalışırken “Siz hâlâ tehlikeyi göremeyenlerden misiniz” sorusu ile nokta koymak zorunda değil miyiz? Ne dersiniz?

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları