Dipten gelen dalga ile nefes alma savaşımına devam
Şükran Soner; Kuşkusuz ülkemizdeki en uzun soluklu sivil otoriterleşme iktidarının yaşatılabilmiş olmasında, 15 Temuz darbesi karşısında sivil demokrasi duruşu zorunluluğunun payı da büyük oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde, Fethullah Gülen ile seçim ittifakı sürerken oylanmış başkanlık rejimiyle, özünde otoriterleşmenin simgesi başkanlık rejimlerinin hiçbirinde olmayan ucube partili başkana tanınan yetkilerdeki sınır tanımazlığı asla unutmayalım. Söz konusu seçimlerin sonucunun alındığı günlerde içimden geçirdiğim dileğimi paylaşmalıyım...
“Nasılsa demokrasinin katledilmesinde ucube modelle diplere vurduk. İç, dış kirli odaklı ittifaklar oyunlarında, suçlulardan mağdur yaratılması oyunlarında sonuna kadar ödenecek bedellere, yaşamımız çekilebildiği kadar ile aşağıya çekilsin. Suçlulardan mağdur yaratılması oyunları sahneye sokulamadan, toplumun çaresizlikle uyanışı yaşansın...” anlamına gelen senaryoları kurgulamıştım.
Gülen’in, kimliğinin “FETÖ”ye dönüşmesi, klasik Amerikan oyunlarından birinin, KGB kökenli, deniyimli, otoriter Rus lideri Putin’in, yakın tarihlerle cezalandırdığı Erdoğan liderliğini, kurtarılması gereğini üretmişti. Günümüze kadar yaşananlarla çok çıplak öğrendiklerimizle, Suriye topraklarında askeri gücünün denetimini bugünlere kadar getiremeyen Putin yönetimi, Anadolu toprakları üzerindeki iç çatışmaları asla kaldıramayacağı gerçekliğinde, Erdoğan liderliğinin arkasında durması gerçekçiliğini getirmişti.
Kuşkusuz ülkemizdeki en uzun soluklu sivil otoriterleşme iktidarının yaşatılabilmiş olmasında, 15 Temuz darbesi karşısında sivil demokrasi duruşu zorunluluğunun payı da büyük oldu.
***
Menderes, Özal’ın sivil otoriter iktidarlarının 10’ar yıllık sürelerle ayakta kalabilmelerine karşın özel örneklerden biri olarak da Süleyman Demirel’i “Morison Süleyman” kimliği ile üstün zekâ, siyasal deneyimleriyle ayrı tutabiliriz. Cumhuriyet kuşağının eğitim olanaklarından yararlanarak bilimsel kimliği ile de yükselmiş, “Şapkasını alıp gitme” eylemleri ile de hep soluklanmıştır. Amerika’ya biat kültüründen ise ancak “Zincirbozan sürgünü” günleri sonrasında arınmıştır. Özal’ın karşısında, Cumhuriyet değerleri ile duruşu ders alıcı bir örnek sayılabilir.
Önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor. Dünyada bir beteri örneği sömürge ülkelerinde bile yaşatılamamış Erdoğan liderliği üzerinden, sistemin sınırsız hukuk çiğnemeleri ile geliştirilmesiyle gelinen günümüz tablosunda Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğindeki başkanlık rejimi yönetimi son seçim sonuçlarından nasıl bir ders çıkarmış, nasıl bir yol haritası ile yürümeyi seçecektir?
İzleyip göreceklerimizle sonuçlar çıkarımları için çok uzun bir zamanımız olamayacak. Yaşamımızdaki sorunların dev boyutları, toplumun yüzde doksanlarının üzerinde bir oranının bugünlere kadar ödedikleri yaşamın ağır bedelleri, soluklanabilmek için ne iktidarları erkine, ne de biz vatandaşlara zaman tanımıyor. Dipten gelen dalga ile nefes alma savaşımını sürdürmenin ötesinde yürünebilecek bir yolumuz yok.
Dünyada bir örneği olmayan en ucubesinden başkanlık rejiminin, Saray iradesiyle sınır tanımaz boyutlarda haksız-hukuksuz yetki kullanımlarıyla yürünen yolarla bugünlere gelindi. Dip dalgasının sonucu besbelli düşlemedikleri boyutlarda seçim kayıplarıyla alınmış dersler olabilecek midir? Yoksa yeni yeni oyunların oynanması ile mi gücün kullanılması startejisinde bildik yollardan mı yürünecektir? Çok beklemeden, atılan her adımla görebileceğimize göre. Bize düşeni nefes alma savaşımını sürdürmekten başkaca bir çizgide olabilir mi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları