loading
close
SON DAKİKALAR

İnsani sorumluluk süzgecinden geçmiş gerçeklere bak..

Şükran Soner
Tarih: 30.01.2021
Kaynak: Şükran Soner-Cumhuriyet

Şükran Soner: İşin ciddiyetini anlamak istersek, aslında dünyanın en güçlü, en acımasız emperyal odaklarında da bu türden sorgulamalar ve tartışmaların gidişatın çaresizliğinin bir sonucu olarak gündeme geldiğini gözlemleyebiliriz..

Virüsün dünyayı, yaşamı altüst eden gelişmelerinin çıkmazında, çaresizlik duygusu ile en az virüsler kadar güçlü olmak zorunda olan insanoğlunun, yaşam, ayakta kalma savaşımında gelgitler içinde, yanlış yollara sapma lüksümüz kalmadı.. 

Dünün yoğunlaşan gelişmelere ilişkin haberlerde, virüsün ne kadar hızlı, kendi yaşam savaşı adına ne kadar da ürkütücü güçlenmiş olarak mutasyona uğradığı paylaşılıyordu.. Aşı savaşlarında gözleri dönmüş güçlülerin kendilerini kurtarma adına, milyonlara acımadan, vahşet içinde yaptıklarının ortaya çıkmış sonuçlarının yeni verileri paylaşılıyordu. Bilim insanlarının, insani sorumluluk süzgecinden geçmiş gerçeklere ilişkin bugünlere kadar yapmış oldukları uyarılar işe yaramamış, ürkütücü tehdidin boyutlarının kendilerini de vuracak silaha dönüşmüş olması uyarıları ile insanlık suçları işlenmesi gidişinden geriye dönüş sağlanamamıştı. 

İnsan odaklı uyarılardan sonuç alınamadıkça, insanlığa, dünyaya verilmekte olunan zararların boyutlarına ilişkin daha bilimsel, daha gerçekçi, daha çarpıcı bilimsel gerçeklerle, güçlü veriler üzerinden çabalara gereksinimin yeni örnekleri, gerçekleri ile yüz yüzeyiz..

Dünün ikinci yarısında durumun vahameti karşısında yapılmak zorunda kalınılan yeni bilimsel çalışmaların sonuçlarına ilişkin yeni bilimsel gerçeklerle de yüzleştik. “Aşı eşit dağıtılmazsa dünya ekonomik bunalımdan kurtulamayacak” olarak spot haline getirilebilecek, yeni bilimsel çalışmaların verilerini, sonuçlarını öğrendik. İster ülkemiz boyutlarında isterse dünya ölçeğinde “Ya hep beraber ya hiçbirimiz..” işçi sloganındaki gerçekle yine yüzleştik.. 

İşin ciddiyetini anlamak istersek, aslında dünyanın en güçlü, en acımasız emperyal odaklarında da bu türden sorgulamalar ve tartışmaların gidişatın çaresizliğinin bir sonucu olarak gündeme geldiğini gözlemleyebiliriz.. Hani virüse yakalanmamak adına önünü görememiş yoğun bakım hastaları ile reklamların doldurulmakta olduğu bir süreci yaşıyoruz ya..İşte öylesine bir gerçekliğin sermayenin en güçlü örgütlenmelerinin içinde de Davos gündemlerine de girdiğini, ABD’de gelinen tabloda siyasetin arayışlarında, en güçlü sermaye örgütlenmeleri yapılanmalarında bile derinden derinden tartışmaların yaşandığının haberleri ufaktan ufaktan ağırlık kazanıyor. 

***

Dünyanın güçlü, kirli çıkarlar adına çarpık gelişmesinde insanlık adına yaşanmış onca acı, onca tarihsel geçmişlerin dersleri alınmamışken, virüse yenik düşmüş olma gündemi ile toz pembe bir düzelme, ders almanın yaşanabileceğini savunmak elbette saflık olur. Ancak yine de en acılı yaşanmışlıkların ardından insanlığın varlığının sürdürülebilmesi, nefes alınabilmesi adına bal gibi de pek çok anlamlı karşıt ekonomik, sosyal, siyasal gelişmelerin yaşanmış olduğu da yine tarihsel gerçeklikler olarak yadsınamaz..

Herhalde insanoğlunun yaşam içgüdüleri, yapay zekânın gerisinde kalacak değil. Son virüs ile mutasyonlarına karşı da çıkış yolu bulunmak zorunda değil mi? Hem tarihten ders almak bu demek değil mi? Kirli çıkarlar ve hırslarla başı dönmüş insanoğlu ile sevgi ve yaşam üzerinden savaşımdan vazgeçmeyen insanoğlu gerçeği her daim çatışmadılar mı? Haklıdan yana, gerçeklerden yana savaşım verenlere ne kadar ağır acılar çektirilirse çektirilsin, sonunda yaşamın ağır basması bir zorunluluksa, devrim olmasa da evrimlerin yolunda değişimler de kaçınılmaz olacaktır. Hele bir en güçlü, en acımasızlar silahın kendilerine de döndüğünün gerçeği ile yüzleşiversinler?

Virüsle ilişkili görülmese de dün elime ulaşan bir sevindirici gerçeklik üzerinden bir haberi paylaşarak bugüne nokta koymak en azından bana iyi gelecek. Aslında kirliliğin haberi ama tokat gibi de yüze çarpıyor. TMMOB’den gelen son bir açıklamada Kanal İstanbul projesinde bilim insanlarına yapılan baskıların mahkemede nasıl deşifre olduğunun ayrıntılı bilgileri paylaşılıyor; Yıldız Teknik Üniversitesi’nden bilim insanları baskıyla zorlandıkları raporlara imza atmaktan kaçındıkları paylaşıldıktan sonra, İTÜ’den ve iki vakıf üniversitesinden gelen raporlarda da istenen teknik sonuçların alınması başarılamamış. İstenen raporlardan sonuç alınamayınca yeniden yeniden rapor düzenlemeleri talep edilmiş..Haberin başlığında, “Kanal İstanbul’da bilim insanlarına baskı deşifre oldu: Hukuksuzluğa son, proje iptal edilmelidir” cümlesi var.. Çıkış yolu, gerçekler, ortada sırıtıyor..

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları