Saray buyruklarıyla; yargı, tarikatlar, Diyanet elbirliğiyle örülen örümcek ağı
Şükran Soner; Gelişmelerin en akla gelemez satır araları üzerinden bile herkes herkeslere bir şeyler sorar, sorgular oldu. Karanlık uzun tünelin ucundan ışık aranıyor..
Efsaneleştirilmiş dinler odaklı inançlarda örümcek ağlarının kutsanmasına aldanmayın. Kutsayanların bile özel yaşamlarında, en fanatik dindarlar da içlerinde, yaşanan evlerin temizliğinde, evlerin içinde oluşmuş örümcek ağlarının temizliğinde, kutsanan ağları örmüş örümceklerin hoyratça öldürülmeleri kaçınılmazdır. Yaşamın dayattığı gerçeklikler içinde, kalın, dirençli örülmüş balık ağlarının bile kopması önlenemezken örümcek ağlarının inanç uğruna ev içlerinde korunmaları söz konusu olamadığı gibi, parçalanmaları da çok kolay olur. Kişisel yaşamımdan deneyimlerimle, bitkiler de içinde tüm canlıların yaşamlarına özenli olmama karşın, kimi zaman ayırımında bile olmadan çok sevdiğim karıncalar da içinde, minnacık en güzelinden çok zarif minicik kır çiçeklerini, papatyaları, güzelim doğanın sayısız çeşitli çiçekli bitkilerine, kardelenlere bile istemeden verdiğim zararları sonrasında gözleyebildiğim, içimin sızladığı anlar çok olmuştur.
Demem o ki Saray yönetimi, iktidarda uzun soluklu kalabilme uğruna kurulmasına göz yumduğu çok kirli, çok haksız, çok hukuksuz insanlar başta her tür canlıyı kasıp kavuran acımasız hak ihlallerine, işlenen ağır suçlara göz yummuştur. Ötesinde, haksız hukuksuz çıkar ağlarının kurulmasında yapıcı rol almasıyla da yaptığı katkılarla, ülkemizde yaşayan en yüksek oranlı çoğunluğun yaşamlarını, hoyratça karabasana çevirme noktasına varmıştır
Perşembe akşam saatlerinde, ulaşım yollarının kapatılması, gelmek isteyenler için karabasana çevrilmesine karşın, soğuk, yağmur altında saatlerce sokaklarda yürüyerek beklemek, direnmek gereğini duyan kalabalıklar, çaresizliğin, öfke patlaması ile güçlenen toplumsal direngenlik, başkaldırı, uyanışlarının kanıtlarıdır.. Saray’ın iktidarda kalma stratejilerinin bir anlamda geçerliliğinin kalmadığı, iflas etme noktalarında gerileme işaretleridir.
***
Sendikal söylemde çok kullanılmış “İşçi sınıfının gazaba gelmesi” halleri, kitlelerin yaşamlarındaki ortaya çıkmış derin yoksunluk, yoksulluk başrollerde, umutsuzluktan öfke patlamasına doğru dönüşmesinin ötesinde, bilinçli hak arama yolları arayışlarına doğru dönüşmesinin işaretlerini vermektedir. Tek adam rejimine oturtulmuş Cumhur cephesinin iktidar erki adına icratları ile seçmen çoğunluğu için söz konusu yaşam gerçeklerinin acımasızlığı bir yanda, kirli ballı haksızlıklar, huhuksuzluklar, suçlarda varılan boyutların açığa çıktığı olaylar, uyanış fişeklerini doğaçlama harekete geçirmiştir.
Elbette aralarında uyuşmazlık yaratma taktiklerinde ustalıklara karşın, Millet cephesi siyasetinin, elbette pek çok yanlış adımlarına karşılık, bata çıka çıkış yolları bulma zorunluluğunda yürümek zorunda kaldığı zorlu yollardan çıkardığı dersleri de hafife almamak gerek. Her adımda pek çok yanlışla birlikte, birlikte kalmak zorunluluğundan üretilmekte olunan doğaçlama düzeltmelerde de giderek ustalaşıyorlar. Zaten siyasetin içinde doğaçlama var olan bir güdü bu.
Diyeceksiniz ki “Saray yönetimi için çok daha kolay yollar söz konusu, yılların deneyimi cabası” Doğrusunuz ama yapılan yanlışlar bile diyemiyorum, işlenen suçların hanesinde artık kitlelerin görmek istemeseler bile gözlerinin içine sokulmuş o kadar çok acı gerçek söz konusu ki.. Toplumsal içgüdüsel yaşam arayışı öylesine çok zorlandı ki.. Sokaktaki en az sorgulayan insanlar için bile geçerliliği söz konusu, yaşamak için yanlış yapmama, yaşam içgüdüsü belirleyici. Gelişmelerin en akla gelemez satır araları üzerinden bile herkes herkeslere bir şeyler sorar, sorgular oldu. Karanlık uzun tünelin ucundan ışık aranıyor..
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları