20. Eğitim Şurası
Turgut Ünlü: Dünyanın ve ülkemizin 2 yıldır en önemli gündemini oluşturan covet-19 salgını için 20. Milli Eğitim Şürasının gündeminde “SALGIN VE EĞİTİM” başlıklı bir tartışma bile yoktur.
1-3 Aralık 2021 tarihlerinde, yıllardır toplanmayan Milli Eğitim Şürası'nı 20.'si toplanacak. Bakanlığın, eğitim paydaşlarının yeterince görüş ve önerilerini almadığı ve çağrı yapmadığı şura’ya Eğitim-Sen ve Eğitim-İş katılmıyor. Adeta “işveren sendikası” gibi hareket eden Eğitim-Bir-Sen ise Şura öncesi açıkladığı rapor ile “niyetini” açıkça belli ediyor. Örneğin; Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın basın açıklamasında şunları söylüyor; “Eğitimde çözülmeyi bekleyen çok sorun bulunuyor. Okul öncesi eğitimin niteliğine dair temel sorınlardan biri; erken çocukluk döneminde din ve ahlak eğitimine yönelik boşluğun bulunması. Okul öncesi eğitim programlarında dini ve ahlaki gelişime yönelik içerik bulunmuyor. Mevcut din ve eğitim modeli, çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak, okul öncesine uyarlanmalı”.
* Bu çağdışı anlayış daha işin başında gösteriyor ki, eğitimimizin üstüste birikmiş, çözümü sistem içi önerme, ekleme, tamiratlarla çözülemeyecek büyük sorunlarına ŞURA çareler üretemeyecek.
* Okul öncesi ilk, orta ve liselerde toplam; 18.241.881 öğrenci, üniversitelerimizde; 7.940.133 öğrencisi bulunan bir ülkenin; eğitim-öğretim sorunları, kısa sürede, “ben yaptım oldu” anlayışıyla, yalnız iktidarın bakış açısıyla ASLA ÇÖZÜLEMEZ. 19 yılda 18 kez sistem, 8 Bakan değiştiren bir anlayış, eğitimimizin bu ağır sorunlarını
ÇÖZÜME ULAŞTIRAMAZ.
– Öğretmenlik Meslek yasası’nın çıkarılması,
– Kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrılığının kaldırılması,
– Yatılı Anadolu Öğretmen Liselerinin yeniden açılması
– Öğretmen Akademilerinin kurulması,
– Köy okullarının açılması, taşımalı eğitime son verilmesi,
– Öğretmen açığının kapatılması,
– Eğitime ayrılan bütçenin tüm bakanlıkların bütçesinden fazla olması,
– Eğitim ve Bilim emekçilerinin maaşlarının insanca yaşanır bir düzeye getirilmesi, yöneticilerinin özgürce kendilerince seçilmesi, liyakatın vazgeçilmezliği,
– Milli Eğitimin, tarikat ve cemaatlere yasaklanması,
– Eğitimin; bilimsel, çağdaş, milli, parasız, karma, eşit, herkesin ulaşılabilir, öğrenci merkezli, istihdama ve ülke kalkınmasına, üretime yönelik olması, müfredatların da tüm bunlara uygun eğitimin tüm paydaşlarıyla hazırlanması,
– Yeterli derslik, seyretilmiş sınıflar, her açıdan öğrenci, öğretmen, veli hatta çevre gereksinimleri karşılayacak donanımlı, tam gün eğitim veren okulların… hizmete sunulması,
– Okullar arasındaki kalite farkının yokedilmesi
– Öğrencilerin küçük yaşlardan itibaren yetenek ve becerisinin belirlenerek…. Mesleklere yönlendirilmesi,
– Öğrenci ve öğretmenlerin her türlü material gereksinimlerinin ücretsiz karşılanması,
– Okulların temizlik vb. gereksinimlerin yerel yönetimlerce karşılanması,
– Çağın gereklerine uygun Mesleki ve Teknik Liselerin açılması, buralardan mezun olanların, alanlarında MYO ve 4 yıllık lisans programlarına ara geçişlerinin sağlanması,
– Tüm devlet okullarında 1 yıllık okul öncesi sınıfların açılması ve bunun zorunlu olması,
– Zorunlu, kesintisiz eğitimin; 1 yıl okul öncesi, 5 yıl ilkokul, 3 yıl ortaokul ve 4 yıl lise sistemi haline getirilmesi,
– Eğitim-öğretim çağındaki hiçbir çocuğun örgün eğitim dışında bırakılmaması,
– İHL sayısının azaltılarak, Sosyal Bilimler, Fen, Anadolu Spor,Güzel Sanatlar vb. Liselerinin çoğaltılması,
– Zorunlu seçmeli din dersi uygulamasına son verilmesi,
– Özel okula devlet desteğinin kaldırılması, buralarda görev yapan öğretmenlerin de devlet öğretmenleriyle aynı ücreti almasının, öğrencilerden alınan ücretine de sınır konulmasının getirilmesi,
– Maarif Vakvı’nın büyük bir denetim sonrasında ME Bakanlığı’na devredilmesi,
– Okullarda rehberlik, sağlık elemanı bulundurulması,
– Büyük adaletsizliğe yol açan merkezi sınavların kaldırılması,
– Okul Kütüphanelerinin zenginleştirilmesi, kitap okuma alışkanlıklarının geliştirilmesi,
– Eğitimden memnuniyetin sağlanması,
– Eğitimin ticarileştirilmesine son verilmesi,
– Okullarda siber zorbalık mağduru yaratılmaması,
– 1 Hukuçu, 6 mühendis, 1 işletme ve 1 öğretmen kökenli kişilerden oluşturulmuş, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikalar Kurulu’nun kaldırılması, . . . . . . . . . . Sıralamaya çalıştıklarımız ve de daha da çok sıralayabileceklerimiz mi ŞURA’da… hem de bilinen bir anlayışla çözülecek ?
Dünyanın ve ülkemizin 2 yıldır en önemli gündemini oluşturan covet-19 salgını için 20. Milli Eğitim Şürasının gündeminde “SALGIN VE EĞİTİM” başlıklı bir tartışma bile yoktur. Kaldı ki, Milli Eğitim Süra’sının gündemindeki konuların bilimsel bir temelde ve belgeli konuşulacağı, hatta bunun Şüra başlangıcında temel ilke kararı alınacağı bile şüphelidir. Tüm bu ve benzeri nedenlerle; ülkemizin en önemli bir sorunu olan eğitimin devasa sorunlarının çözümü ancak Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı gibi TAM BAĞIMSIZ VE GERÇEKTEN DEMOKRATİK bir anlayış ve kökten bir değişimle, DEVRİM ile mümkündür.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları