2011 Sona Ererken
Her geçen yıl bir öncekine göre daha mı kötü geçecek?
Her geçen yıl bir öncekine göre daha mı kötü geçecek?
Oysa her yeni yıla insanoğlu daha bir umutla, iyi dileklerle,
mutluluk ve sağlık isteyerek girer.
Ancak, yeryüzüne hakim olan küresel sermaye, salt kâr uğruna
insanoğlunun her geçen gün umutlarını, dilek ve arzularını yok ediyor.
Nasıl mutlu olunabilsin ki?
Bakınız,
yalnızca 2011’ in son ayının son günlerindeki olaylara…
- Fransa
parlamentosu, demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğüne en ağır darbeyi vurdu.
1915 olayları ile ilgili Ermeni iddialarının reddinin cezalandırılmasını
öngören yasa tasarısını kabul etti. Hem de hiç tarihi gerçekle uyuşmayan
şekilde… Soykırım yapmayanları, vatan savunması yapanları, Soykırım yaptı diye
yalan belgelerle suçlar şekilde… Hem de Cezayir’ de soykırım uygulayanlar,
Güney Cephemizde Ermenilerle birlikte Türklere katliam uygulayanlar kendilerini
masummuş gibi göstererek.
- Atatürk
Kültür, Dil Tarih ve Yüksek Kurulu’na; Atatürk’e açıkça hakaret eden Zaman
Gazetesi yazarı Mümtazer Türköne atandı.” Atatürkçülüğü, cehaleti,
kifayetsizliği, ilme ve fikre uzaklığı gizlemek için icat edilmiş maske” olarak
gören Türköne’ye “ insanda biraz ahlak,
dürüstlük olur” demekten başka ne denilebilir ki? Bu zatı buraya layık
görenlere, söylenecek söz bu satırlara okuyucuya duyulan saygıdan dolayı
yazılamaz.
- Türkiye’
de kaçak elektriğin maliyetinin 2 milyon TL. olduğu, son 7 yılda 1 milyon 700
bin abonenin kaçak elektrik kullandığı, 523 bin abone hakkında savcılığa suç
duyurusunda bulunulduğu, elektrik faturalarında enerji bedeli dışında 9 çeşit
daha vergi ve fon olduğu; bizzat Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı tarafından
açıklandı. Ölmüşüz de ağlayanımız yok.
- İktidar
yönetemiyor, muhalefet ise evlere şenlik. CHP PM’ de tartışılanlara bakınız: “
CHP demokratik bir tüzükle yönetilmiyor. Genel Başkan, Yoldaşlar diye başladığı
kurultay konuşmasında bu tüzüğü değiştirme, ön seçim ve çarşaf liste ile seçim
yapma sözü vermişti. Ne oldu? Bunların hangisi tutuldu? Demokratik tüzük şart
ama dün demokrasiyi hatırlamayanlar samimi değiller. Bunlar önce Tüzük
Kurultayı toplamak ardından da olağanüstü seçimli Kurultay ile yönetimi ele
geçirmeyi amaçlıyorlar. CHP içindeki kimlik tartışmasını Genel başkan başlattı.
Sorumlusu O. Atatürk’ ün partisini ve Genel Başkanını arıyoruz. CHP ve Atatürk
ile Aleviler karşı karşıya getirildi. CHP’nin bir kitle partisi kimliği
bozuluyor. Partinin tabanında son zamanlarda örgütlere yapılan atamalar ile Nihat
Matkap ve Erdoğan Toprak’ın kimlikleri tartışılıyor. Genel Başkan koskoca CHP
için “ ideolojisi yok” diyor. CHP’nin ideolojisi var. O da Atatürk ilkeleridir.
Bizi samimiyetsizlikle suçlayanlar seçimlerde Soroscçuları, TESEV’cileri Milletvekili yaptılar. Kim
samimi? Görülen o ki, bundan sonra PM kaynaklı veya Genel Merkez kaynaklı CHP’
de demokratik bir tüzük hamlesi, herhangi bir işlem eylem vuku bulmayacak. Bu
durumda yetki, karar ve sorumluluk CHP örgütündedir. Bu hareket başlamıştır.”
Gelen gideni aratıyor derler… Doğru mu dersiniz?
- Hiç mi sevindirici bir olay yok? Var… Var… 21 Aralık Grevi… Türk- İş içindeki 10 sendikanın Güç Birliği… Sistemin
çöküşünün tüm emekçilerce duyulan ayak sesleri…
- 2012’ den
acil beklenti: Küresel Sermaye uygulamalarından olumsuz etkilenenlerin en geniş
Birlikte Hareket Cephesi…
Her şeye
rağmen umutla giriyoruz 2012’ ye…
Mutlu,
Sağlıklı Yıllar…
Turgut Ünlü
- Eğitimci
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları