Tarih:
13.02.2012
27 Mayıs nedir, ne değildir?
Her neyse… Biz asıl bilimsel olarak söylenmesi gerekenleri söyleyelim.
27 Mayıs üzerine olumlu–olumsuz birçok görüş bildiriliyor.Hele hele günümüzde ‘’olumsuz’’ görüşler çoğunlukta. Olayın tarihsel köklerine, ordu orjinalitesine, gençlik geleneğimize…vb. inilmediği sürece bu ‘’olumsuz’’ beyanlar sürüp gideceğe benziyor. ’’Çağdaş demokrasilerde ihtilal mi olurmuş’’, ‘’27 Mayıs,12 Mart ve 12 Eylül darbeleri………demokrasimizi kesintiye uğratmıştır!’’, ‘’ Denizlerin de Mendereslerin de idamı yanlıştı.’’ vb. türünden ve insan hakları, demokrasi laflarıyla kafalar her gün daha da bulanıyor. Dolayısıyla; 27 Mayıs; bir bayram, bir devrim günü olarak bir dönem kutlanırken, bugün bir ‘’karşı devrim!’’ olarak adlandırılmış durumda.
Her neyse… Biz asıl bilimsel olarak söylenmesi gerekenleri söyleyelim.
Yıllar önce bu toprakların yetiştirdiği bir usta adını dosdoğru koymuş 27 Mayıs’ın.
"27 Mayıs, gelenekçi ilmiye'mizin (üniversitemizin) yaptığı bilimcil ve gidimcil tahrikat üzerine, seyfiye’ mizin (Ordu’muzun) kılıcını ortaya atması idi."
"27 Mayıs’ı zinde kuvvetler yaptı. 27 Mayıs’ın Silahlı Kuvvetleri vardı. Ölen üniversiteliler de bulunduğu için yalnız "silahlı"lar yerine "zinde kuvvetler" denildi. Zinde kuvvetlerin özü ordudur."
"Ciddi bir atılganlık olan 27 Mayıs, sonuna dek "kansız ihtilal" ülküsünde kusur etmedi.’’
"27 Mayısçılar; 'Meşruiyetini yitirmiş bir Hükümete karşı, Ordu’nun Anayasayı savunması için konulmuş Tüzük maddesi gereğince, milletin direnme hakkını kullandık.' dediler."
"27 Mayıs’ta devrilen finans-kapital iktidarıydı."
Özetlersek;27 MAYIS; meşrutiyetleri ilan ettiren, Cumhuriyeti kuran ORDU GENÇLİĞİMİZİN; meşruiyetini yitirmiş diktatör, ABD işbirlikçisi, finans kapital ve tefeci bezirgan ittifakının temsilcisi bir Hükümeti, Anayasadan alınan güçle ve milletin direnme hakkını kullanarak, kansız bir şekilde alaşağı ettiği tarihtir. 27 Mayıs’ın adını böyle koymak gerekir.
1961 Anayasası gibi özgürlükçü bir Anayasayı getiren, Anayasa Mahkemesi’ni kuran, üniversitelere özerklik sağlayan,TİP, DİSK, TÖS gibi devrimci örgütlenmelerin kuruluşunun önünü açan, hak ve özgürlükleri genişleten…27 Mayıs ve 27 Mayısçılar bu olumlulukları ancak kısa süre devam ettirebildiler.
"27 Mayısçılar 'kişileri' devirdiklerine inandılar. İş başa düşünce, devirdiklerinin halkı kandırıp sömürme aygıtlarını ve avadanlıklarını yerden kaldırıp, yapma solunumla dirilttiler ve iktidarı finans-kapital dikta araçlarına elleriyle teslim ettiler."
İşte… 10 yıl sonra gelen 12 Mart ve ondan 10 yıl sonra gelen 12 Eylül faşist darbeleri bunun intikamını aldı.
Derinliğine bilgi için; Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın "27 Mayıs ve Yön Hareketinin Sınıfsal Eleştirisi" (Sosyal İnsan Yayınları) kitabının okunmasını salık veririz.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları