Tarih:
27.06.2013
Anadolu öğretmen liselerinin kapatılması Anadolu ve Fen Liseleri sayısının azaltılması kimleri etkiler
Biliniyor ki, varlıklı ailenin çocuğu- özellikle günümüz koşullarında- her yerde okur. Sonunda da genellikle kendi işinde çalışır...
Anadolu Öğretmen Liseleri ve Fen Liseleri genellikle yatılı, alt gelir grubuna mensup ailelerin başarılı çocuklarının okuduğu okullardır. Anadolu Liseleri için de aynı şeyler söylenebilir.Bu başarılı, zeki öğrenciler, ailelerinden alamayacakları eğitim desteğini yatılı olarak okudukları okullarından alabilmektedirler.
Bütün ümitlerini alacakları iyi eğitimle başarılı olup iyi bir üniversiteye girebilmeye odaklanmış olan ülkemizin bu en başarılı öğrencileri; gelecekte ülkesi için neler yapabileceklerini daha bu okulların sıralarında düşünmektedirler.
Her ülke, başarılı ve zeki çocuklarını , gençlerini gözü gibi koruyup kollama durumundadır.
Oysa bizim ülkemizde sanki bunun tersi bir durum vardır.
Bir dönem “SÜPER LİSE” adıyla Y.Dil Ağırlıklı Liseler icat edildi. Bu okullara, ilköğretim diploma notuyla öğrenci alındı. Bir süre sonra görüldü ki, maalesef öğretmenimizin verdiği not objektif değil. Ölçme ve değerlendirme kriterleri yok. Başarılı olmayıp da “şişirme” notlarla bu okullara giren öğrenciler başarısız olmaya, toplumda adalet duygusu zedelenmeye, okullar arası, öğretmenler arası , bölgeler hatta semtler arası vb. ayrımcılık, çatışma didişme haksızlıklara yol açınca “ SÜPER LİSELER” kapatıldı.
Şimdi de “HER LİSE ANADOLU LİSESİNE DÖNÜŞECEK” kararı alındı. Okul aynı, öğretmen aynı, başarılı- başarısız öğrenci belirsiz, hiçbir yere giremeyenin geldiği DÜZ LİSELEŞMİŞ ANADOLU LİSELERİ…
Unutulmamalı ki, öğrencinin eğitim algısı, eğitimde başarının anahtarıdır. Büyük şehirlerde bile sınavla öğrenci alan okullara devam eden öğrencilerin eğitim algıları değişmektedir.
Eğitimden beklentisi yüksek, aydınlık olacaktır. Bir yandan eğitmek için üstün zekalı, yetenekli çocuklar aranırken diğer yandan bu tür okulları kapatarak bulunduğu mahalleden, kasabadan, ilçeden, köyden, mezradan veya şehir varoşlarından dışarı çıkamayacak başarılı çocukların daha iyi eğitim almasını önlemenin mantığı nedir?
Bugün ülkemizde bir araştırma yapılsa görülecektir ki, devletin önemli makamlarında bulunanların, doktorların, mühendislerin, öğretmenlerin, hukukçuların…vb. eğitim geçmişleri, sınav kazanarak devletin sağladığı bu tür okullara dayanır.
Biliniyor ki, varlıklı ailenin çocuğu- özellikle günümüz koşullarında- her yerde okur. Sonunda da genellikle kendi işinde çalışır.
Aslolan dar gelirli memur, işçi, köylü vb. insanların çocuklarının devlet okullarında okuması, başarılı olmasıdır.
Sınavla öğrenci alan bu okulların kapatılma gerekçesi : “ OKUL TÜRLERİNİ AZA İNDİRMEK, HER OKULDA EŞİT ve KALİTELİ EĞİTİM VERMEK ve ÖĞRENCİLERİ SINAV STRESİNDEN KURTARMAKTIR” çok programlı lise uygulaması ile okul türleri en aza indirilebilir ancak başarılarının ortada olduğu göz ardı edilmemeli! Eğitimi etkileyen- ailelerin gelir ve kültür düzeyi, kardeş sayısı, ailenin eğitim algısı, çevre, ev..- faktörler düşünüldüğünde çok zor da olsa eğitime erişimi ve eğitimde kaliteyi eşitleyebilirsiniz ama öğrencilerin eğitim algısını ve ilgisini eşitleyemezsiniz. Ne tür bir eğitim sistemi uygularsanız uygulayın, öğrencilerin bir bölümü çok başarılı, bir bölümü orta ve diğer bir bölümü de daha az başarılı olmaya devam edecektir.
8.sınıfı bitiren her başarılı öğrencinin amacı en yakınındaki liseye gitmek değil, kendisi gibi öğrenim hedefi yüksek, başarılı öğrencilerin gittiği bir okula ( fen- Anadolu lisesi gibi) ve oradan da çok istediği bir üniversiteye gitmektir. Aslında eğitim bilimciler kadar veliler ve öğrenciler de kademeler arası geçişin en adil yönteminin sınav olduğunu biliyor. Bu nedenle okullarında başarılı olan eğitim hedefi yüksek öğrenciler sınavın kaldırılmasına karşılar. Seçme sınavlarının kaldırılmasını en çok isteyenler, istediği her okula sınavsız girmek isteyen az başarılı öğrencilerdir. Böyle bir uygulama SÜPER LİSE faciasını ülkemize yeniden yaşatır.
Yetkililer, sistem değişikliği ile ilgili karar almadan önce eğitimin tüm paydaşlarıyla, akademisyenlerle, sendikalarla çalışmalar yapmalı görüşler almalı, hatta sınavla öğrenci alan okullardaki öğrencilerin yaşamsal gerçekliklerini, gelecekle ilgili hayallerini, niçin çalıştıklarını araştırmalıdırlar.
Okul kapatmak, sayısını aza indirmek kolay.
Önemli olan sonrası…
Ülkemizin ve başarılı gençliğimizin geleceği…?
Turgut Ünlü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları