Bir '8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü' daha

Turgut Ünlü; Ülkemizde önemsenilen günlerde yapılan etkinlikler hiç de gerçek amacına uygun değildir.

Ülkemizde önemsenilen günlerde yapılan etkinlikler hiç de gerçek amacına uygun değildir.

Örneğin, ''14 Şubat Sevgililer Günün''de; Sevginin önemi, karşılıksız sevginin değeri, sevgi ve saygı birlikteliği, sevgi-aşk birlikteliği ve ayrıştığı noktalar, sevginin eğitimle bağı v.b. hiç konuşulup tartışılmaz. Göstermelik sevgi gösterilerinde bulunulur.

“5 Ekim ve 24 Kasım Öğretmenler Günü”nde eğitimimizin sorunları ve çözüm yolları, öğretmen yetiştirme politikalarımız, eğitim ve kalkınma v.b. konular değil, hamasi sözler, öğretmenlerin geçim durumu konuşulur.

Bu durum birçok alanda da benzer şekildedir.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü de ne yazık ki böyle kutlanır. Sorunlar ve Çözüm yolları değil adeta kadın şovları sokakları kapsar.

Oysa bakalım gerçeklere….

Türkiye’de okuma-yazma bilmeyen kadın sayısı 8 Milyon yani nüfusumuzun %10’u…

Kadınlarımızın yalnızca %33’ü istihdama katılabiliyor. Bu konuda OECD sıralamasının en alt basamaklarında yer alıyoruz.

Ülkemizde her 100 kadından 36’ı şiddet görüyor. Bu durum Küresel Cinsiyet Eşitliği Endeksinde; Türkiye 2016 yılında 144 ülke içinde 129.sırada yer alıyor.

Evde ki çocuk bakım sorumlulukları da ağırlıklı olarak kadınımızda…

Türkiye’nin finans-kapital şirketlerinde kadınlar, toplam çalışanların %41’i, ama üst düzey yönetimdeki kadın oranı 102 şirket arasında ilk 25 şirket için ortalama %45 iken son 20 şirkette sıfır.

Dünya Ekonomik Forumu 2015 Küresel Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre; Türkiye’de bir kadının kazandığı 1 dolara karşılık, aynı işi yapan bir erkek 2.56 dolar kazanıyor.

Türkiye’de işverenlerin %8’i ve her 100 girişimciden 9’u kadın…

TEPAV araştırmasına göre, sigortalı ücretli çalışan kadın işçi sayısı 2016’da 144.456 kişi azaldı.

Dünya Ekonomik Forumunun 2016 raporuna göre; kadınların istihdama katılım oranı %27,5, girişimci oranı ise %8…

Cinsel tacizler, kadın cinayetleri, çocuk gelinler, kadın ticareti, fuhuşa zorlanan kadınlar…..v.s….v.s…..
Kadın sosyal sınıfımız…. Ne durumda ?

İnsanoğlunun komün yaşamında kadın egemenliği vardı. O toplum eşitti, özgürdü, sömürü yoktu.

Paranın egemenliği kadını meta yaptı, gerçek özünden uzaklaştırılmış dinler köleleştirdi…

Kısacası SİSTEM kadını-erkeği, emeği ile geçinen herkesi metalaştırdı. Ama kadın sosyal sınıfımızda bunu katmerli yaptı.

Kadının kurtuluşu, yarısı olan erkekle ortak vereceği mücadele sonucu yıkılacak SİSTEM’in yok oluşunda , onun yerine kurulacak eşit, adil, emeği en yüce değer yapan bir başka SİSTEM’dedir.

8 Mart Dünya emekçi Kadınlar Günü’nü bu dilek ve isteğimizin gerçekleşeceği günleri selamlayarak kutluyorum.

Turgut Ünlü