CHP'de şimdi görev delegelerde

Turgut Ünlü: Seçimleri kaybedenler bir sonraki delege seçimlerine kadar partiyle bağını kesiyor, kazananlar ise “zafer kazanmış” edasıyla hareket ediyor.

CHP’nin  kurultay seçim çalışmaları mahallelerin delege seçimleriyle başladı. 

Her ne kadar etkili ve yetkililer, mahalle dege seçimlerini “son derece olumlu ve sorunsuz “ geçtiğini söyleseler de,  onarılamayacak kırılma ve kırgınlıkların oluştuğu ortada.

Bunun ana nedeni, CHP’nin delege seçmenlerine ilişkin hiçbir kriter koymamış oluşu. Durum böyle olunca, işin içine bölgecilik ve mezhepçilik dahil olumsuz herşey giriyor.

Sonuç bütün olumsuzluklarıyla, ilçe kongrelerinin ardından il kongrelerine ve en sonunda kurultaya yansıyor, yansıyacak. Seçimleri kaybedenler bir sonraki delege seçimlerine kadar partiyle bağını kesiyor, kazananlar ise “zafer kazanmış” edasıyla hareket ediyor. Böylece kırgınlıklar tamir edilmiyor. 

Bu durumun ivedilikle sağlıklı hale getirilmesi gerekir ki bu konuda öneri, seçileceklere kriterler, usuller getirilmesidir ki kimsenin itirazı olmasın ve sonuca herkes razı olsun.

İlçelerin kongre delegeleri belirlendi. Şimdi görev delegelerde.

Delegeler; mahalle mahalle aralarında toplanıp ilçe yöneticisi, il delegesi tesbit ediyorlar. Aday olanlar da bunların güç ve ağırlıklarına göre kriterler oluşturuyor. Sonuç kazanan da kaybediyor. 

Oysa, mahallelerinde bir araya gelen delegeler -üyelerde dahil edilecek- “İlçe Başkanı, ilçe yöneticileri nasıl olmalıdır? İl delegeliğinde aranan vasıflar neler olmalıdır? sorularının yanıtlarını aramalı, parti içinde ve ülkede neler yapılması gerektiği derinlemesine tarif edilmeli, bu temel üzerinde varsa oluşan farkli görüşler üzerinden çalışma ekiplerinin oluşturulmasına katkı vermelidir.

Ahbap-Çavuş ilişkileriyle, gerçek olmayan siyaset anlayışı üzerinden, başka türlü rant ilişkileriyle değil, ülkemiz gerçekleri temelinde iş ve görev odaklı, ortak çalışma anlayışı vb. üzerinden başkan ve yönetimler belirlenmeli, bunlar da kongreye anlayışlarını, projelerini yansıtan bildirgelerle çıkmalıdırlar. Bu bildirgelerinde;

Yönetim anlayışı,

Dünya ve ülkeye siyasi olarak genel bakışı içeren giriş,

Net bir ifade ile iktidar isteği,

İktidar olunduğunda minima-maksima programlar,

Emek cephesine, sola dönüş anlayışı,

Alternatif  Bakanlar Kurulu oluşum isteği,

Kürt sorunu ile ilgili cesur tavır,

Ekonomi, Sağlık, Eğitim, Hukuk, Tarım, Uluslarası v.b. alanlarda alternatif politikalar,

1961 Anayasasından bile ileri bir Demokratik Anayasa yapılması 

İlk Hedefler bildirgesi, istem, talep ve öneriler yer almalıdır.

“İlçe Başkanı, ilçe yöneticisi, il delegesi” ya da; “İl Başkanı, il yöneticisi, kurultay delegesi…” kimin, kimlerin olacağından çok, anlayışların, parti içi barışın kurumsallaşır hale gelişinin, iktidar isteğinin, kişilerin değil partinin siyasi düşüncesinin hakim kılınması bugünün yakıcı meselesidir.

Unutulmamalıdır ki, Sol Siyasi Partilerde; partinin yönü mahallelerde çizilir, belirlenir. “Ben” değil “Biz” anlayışı partiye, buralarda hakim kılınır. Aksi halde “atlar tepişir, olan çimenlere olur”.