Cumhuriyet Halk Partisi Programında Eğitim
Turgut Ünlü; Bu denli sorunlar yumağı haline gelmiş eğitimimizin okul öncesinden, yüksek öğretimin sonuna kadar, hatta mezuniyet sonrasına kadar siyasi partilerinin programlarında neler söylediği, sorunları üstesinden nasıl geleceklerine dair çözüm önerileri büyük önem arz etmektedir.
* EĞİTİM, insanların, toplumun, ülkelerin, dünyanın en önemli işidir, can damarıdır.
* Eğitimin kalitesi, bilimsel, ulusal, çağdaş, laik, eşit, karma, ulaşılabilir, sorgulayıcı, parasız, yetenek ve becerilere uygun, ülke kalkınmasına ve istihdama, üretime... yönelik olması olmazsa olmazlardandır.
* Bilgi güçtür.
Akıl ancak gerçek bilgi ile zenginleşir ve güçlenir.
Kişi akılla yücelir, bilgi ile büyür ve bu ikisiyle saygı görür.
İnsanlar almış oldukları eğitimin bir ürünü, sonucudurlar.
* Eğitim ve kültür 2 türlü verilebilir:
1) Denetim odaklı korku kültürü.
Burada Güç temel değerdir. Başarı göstermeliktir. Güven vermez.
* “Ben” olunur, paylaşma yoktur, merak yoktur, araştırma yoktur.
Ailede, sınıfta, örgütte başarı olmaz. Donanımlı benciller, sevimli beceriksizler bu kültürde yetişir. Empati yapılmaz, eleştiri, özeleştiri yoktur, var gözükse bile sonuçsuzdur.
Bu kültüre örnek: “ Bak oğlum karını korkut. Nikahta ayağına sen bas “
Evlilik kurumu mu kuruluyor, savaş mı ilan ediliyor?
Ülkemizde eğitimde uygulanan bu kültür, bugün temel sıkıntımızdır.
Gücün değer olduğu toplumda mağduriyet çok olur, torpil, liyakatsizliği ödüllendirme çok olur. Türkiye’de bugün % 79,1 torpille işe giriliyor.
Başarı göstermeliktir. “Bizim çocuk müdür oldu..” peki nasıl?
İşini iyi yapıyor mu? Hakkıyla mı oldu?
Güç, belli bir sınırı aştı mı, adalet de ahlak da yok olur.
Tanımak, bilinmek, meşhur olmak başarı değildr.
Sezar “Roma’da 2. olmaktansa, bu köyle 1. olmak iyidir” demişti.
2) Gelişim Odaklı Değerler Eğitimi, Kültürü.
Bu kültürde; merak var, anlam arayışı var, saygı, sevgi, gerçek işbirliği, güven, empati ( halden anlamak ) var. Paylaşılan temel değerler çerçevesinde güven kurulur. “ Biz” olunur. Sağlıklı iletişim, takım çalışması, yüksek enerjili ortam, kolektif enerji, kolektif başarı, hiyerarşik yapıların reddi ile özgürce tartışma, birlikte hayal etme, birlikte projelendirme, birlikte başarma var. Bu vicdanlı, özgüvenli insanlarla sağlanır. Güçlü ve ahlaklı insanlar yetişir. Rol modeller iyi belirlenir. Farklı görüşlere açıklık, saygı vardır. Müdahaleler direktif şeklinde değil inovasyon şeklindedir. Takım çalışması, sunum becerisini, kendine güveni, güven de başarıyı yükseltir. Enerjisi yüksek ortam oluşur. Bu enerjiler, kolektif enerjiye, o da kolektif başarıya götürür.
Unutulmamalıdır ki;
* Özgür birey olma güçlü değilse, ekip çalışması yoksa, orada sen – ben çekişmesi ortaya çıkar.
* Türkiye’de insanların ancak %6’sı “ başkasına güvenirim “ diyor. Yüksek güven iklimi eğitimde, okulda, ailede, toplumda oluşturulmalıdır.
* Okul başarısı kendi başına yetersizdir. Yaşam başarısı da önemlidir.
* Hiyerarşik yapılar özgür tartışma ortamını yok ediyor. Bu tür yapılar yerine yönetişim, sevgi, saygı, emek, hak olmalıdır.
* Öğrencilerimize 21. yüzyılın becerileri verilmiyor.
Sosyal etkinlikler yeterince yapılmıyor.
Yetenek ve beceri tespitleri yapılmıyor.
Laboratuarlar, işlikler, spor ve kültür, sanat vb. Salonlarımız az. Mevcutlar da etkin kullanılmıyor.
Eğitim dinselleştirildi.
Etkili bir eğitim yöntemi ve denetimi gerçekleşmiyor.
Nitelikli işgücü geliştirilmiyor.
Eğitim sistemi, sürdürülebilir kalkınmanın gereklerine göre yapılmıyor.
Öğrencilerin kişiliklerini geliştirici, toplumun sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarıyla uyumlu sağlayacak eğitim programları geliştirmiyor.
Gençler yaşama uyum sağlayacak yaratıcı becerilerle donatılmıyor.
Ders sayısı ve saatler azaltılıp, öğrenme aktif hale getirilmiyor.
Bilgi aktarma yanında sanat ve spora az yer veriliyor.
Yerli eğitim endüstrisi araçları kurulmuyor.
Talim Terbiye Kurulu, Bakan üstünde M.Eğitim Kurulu’na dönüşemiyor.
Kamu yararına öncelik verilmiyor.
Görsel ve yazılı medyada sürekli “ ulusal eğitim “ programları yer almıyor.
Öğretmen Liseleri kapatıldı. Öğretmenlik mesleği sıradanlaştı. Artık, memura değil öğretmene ihtiyaç var. Öğretmenlik devlete girildiğinde en garantili meslek oldu, itibar kaybetti. Öğretmenler kendilerini geliştirmiyor, ulusal, uluslararası eğitim etkinliklerine katılmıyor, bilimsel dergilere abone değiller. Sistem değişiklikleri öğretmene sorulmuyor. İnisiyatif alacak eğitimci yetiştirilmiyor. Yaratıcılık yok, risk alınmıyor. Soru sorulmuyor, özgür ortam yok. Öğretmenler, uzman, ücretli, kadrolu vb. Ayrışmış, sendikalar da başka bir bölünme yaratmış durumda.
Üniversite mezunları kalifiye eleman değil. Çoğu işsiz. Yeni teknolojilerinin gereksinimini öğreten yabancı dil öğretim sistemi kurulamadı.
.....
Çözüm, sıraladıklarımızın tam tersini yerine getirmektir.
.....
EĞİTİM:
PLATON: Adaletsizliğe son vermenin tek yolu nitelikli eğitimdir. Düşünebilen insan bilim aşığı olacak, siyasi açıdan asla riyakarlık,yalancılık yapmayacak, gerçekleri cesaretle, ahlaklı savunacak, sağlam karakteri ile demokrasinin teminatı olacaktır. sözcükleri geçiyor.
* ATATÜRK: En önemli en temel nokta eğitim sorunudur. Eğitimdir ki bir ulusu ya özgür, bağımsız, şanslı, yüksek bir toplum durumunda yaşatır, ya da bir ulusu esaret ve düşkünlüğe bırakır.
* S. UÇAR: Halkın egemenliği için insanlara kendilerini yönetecek kişileri seçebilme ehliyeti kazandırılması ancak nitelikli eğitimle mümkündür.
* DANTON: Ekmekten sonra halkın ilk gereksinimi eğitimdir.
* J.J.ROUSSEAU: Bitkiler kültürle, insanlar eğitimle biçimlenir.
* S. FOURASTİE: Geri kalmış bir ülke, eğitimde de geri kalmış bir ülkedir.
* S. DEWEY: Eğitim demokrasinin iyi işlemesi için bir önkoşuludur.
* ATATÜRK: Yaşamda en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir.
--------------- -------------------
Eğitim, ekmek kadar, su kadar yaşamsaldır.
--------------- --------------------
Genelde dünyanın, özelde ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıların kaynağı NİTELİKLİ EĞİTİM’dir.
--------------- --------------------
Eğitimin nitelikli olup olmaması siyasi bir sorundur. Ülkenin bağımsızlığı, özgürlüğü, sömürüye karşı tutumu, demokrasisi ile yakından ilgilidir.
--------------- ---------------------
Finlandiya Eğitim Bakanı Krista Kuru’ya bir gazeteci;
- Ülkenizde neden özel okul yok? Diye soruyor.
Bakan;
- Eğitim ticaret değildir, herkese eşit olarak verilmeli yanıtını veriyor.
Bu denli sorunlar yumağı haline gelmiş eğitimimizin okul öncesinden, yüksek öğretimin sonuna kadar, hatta mezuniyet sonrasına kadar siyasi partilerinin programlarında neler söylediği, sorunları üstesinden nasıl geleceklerine dair çözüm önerileri büyük önem arzetmektedir.
Bu konuda, Gazi M.Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP’nin programında yer alanları önemsedik bunu aşağıya çıkardık.
CHP PROGRAMI’NDA EĞİTİM
* Eğitim; aydınlığın yolu, en temel insan hakkı, fikri – irfanı – vicdanı hür bir nesil yetiştirmek, bireye özgüven kazandıran, ödüllendirici, bilgi özümseyici, uygulanabilir, bilimsel, özgürlükçü, yaratıcı, yetenekleri geliştiren, yenilikçi, sorgulayıcı, katılımcı, paylaşımcı, planlamacı, çevreci,estetik,iyi yurttaş, ulusal, evrensel, Atatürkçü bir faaliyet olarak görülüyor.
* Hedef, Çağdaş Eğitim Reformu olarak belirtiliyor.
* Eğitimde fırsat eşitliğinin, insan merkezli çağdaş eğitim reformunun, çağdaş ve nitelikli eğitimin, laik demokratik eğitim ortamının, uzman rehber öğretmen desteğinin, her lise öğrencisinin en az bir yabancı dil öğretilmesi ile Doğu – G.Doğu’da nitelikli eğitimin zorunlu hallerde taşımalı eğitimin, yetişkinlere sürekli eğitim olanağının yaygınlaştırılmasının ve okuma – yazma bilmeyen kalmamasının gerçekleştirileceği belirtiliyor.
* 2 yıllık okul öncesi eğitim, çalışan annelerin çocuklarına öncelik, okul öncesi eğitime katılım destek ödemesi öngörülüyor.
* Kesintisiz ve Zorunlu Temel Eğitim ( ilköğretim ) 8 değil 10 yıl olarak;
9. ve 10. sınıflarda mesleki yönlendirme sonrasında 2 yıllık Akademi – Meslek Liseleri olacağı, ÖSS ve YÖK’ün kaldırılacağı belirtiliyor.
* Din Kültürü ve Ahlak Eğitimi’nin içeriğinin bireyin inanç dünyasını geliştirecek, çağdaş gelişmeye açacak manevi – ahlaki değerleri zenginleştirecek insan ve doğa sevgisini artıraracak şekilde değiştirecek nitelikte olacağı, dinin siyasi amaçlarla istismarına yol açmayacak şekilde gerçekleştirileceği belirtiliyor.
İmam – Hatip eğitiminin din görevlisi sayısına duyulmakta olan ihtiyaca DİB’na bağlı olabileceği ve azınlıklara din adamı yetiştirme olanağı sağlayacağı belirtiliyor.
* Yükseköğretimde; bilimsellik, idari ve mali özerklik, evrensellik, çağdaş kriterler, rektörlerin öğretim üyelerince seçilmesi, akademik yükseltmelerde temel kriterin araştırma performasının olması, lisansüstü eğitim görenlerin destekleneceği, gerekli kadro ve kaynak saylanacağı öngörülüyor.
* Öğretmenlik mesleği ile ilgili; mesleğin saygın ve çekici hale getirileceği, yetiştirme ve çalışmalarına ilişkin ilke ve altyapısının düzenleneceği, atama ve hakları düzenleyen yeni çerçeve yasasının çıkarılacağı, zorunlu ve periyodik hizmet içi eğitime tabi tutulacakları, öğretmensiz okul ve ders bırakılmayacağı, veli ve öğretmen örgütlerinin sürece aktif katkılarının sağlanacağı belirtiliyor.
Kaynak : Çağdaş Türkiye için Değişim CHP Programı. sh. 293 – 306
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları