Eğitimimiz nereye gidiyor?
Turgut Ünlü; İyi, kaliteli, bilimsel, çağdaş, karma, parasız, eşit, tüm paydaşların rahat ulaşılabildiği, demokrat, laik, ülke kalkınmasına ve istihdama, bireyin yetenek ve becerisine göre, bireyi toplumsallaştıran.. özellikleri üzerinde taşıyan eğitim EĞİTİMDİR.
Eğitim, öyle bir şey ki, yalnızca öğrenciyi, öğretmeni, veliyi değil, her şeyi, yaşamın tüm alanını, hem de çok yakından ilgilendiriyor.
İyi, kaliteli, bilimsel, çağdaş, karma, parasız, eşit, tüm paydaşların rahat ulaşılabildiği, demokrat, laik, ülke kalkınmasına ve istihdama, bireyin yetenek ve becerisine göre, bireyi toplumsallaştıran.. özellikleri üzerinde taşıyan eğitim EĞİTİMDİR.
Birçok ülkenin nüfusundan daha fazla öğrencisi olan ülkemizde, ne yazık ki; Cumhuriyetin ilk yıllarının dışında belirtmeye çalıştığımız özelliklere sahip bir eğitim sistemimiz olmadı. Bunu, M.E.Bakanlığı yapanların Bakanlıkta kalış sürelerinden bile rahatça anlayabiliriz.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ME.Bakanı İsmail Safa Özer idi. Bugüne kadar 62 ME. Bakanı – ki en sonuncusu olan Mahmut Özer, 5 Ağustos 2021’de Ziya Selçuk’un yerine getirildi - Bakanlık koltuğuna oturdu. 98 yılda, ortalama her 1,5 yılda bir eğitim bakanı değişti. MEB görevinde en uzun süre, 8 yıl Hasan Ali Yücel kaldı. Cumhuriyet’in en başarılı Bakanı olan Yücel’in bakanlık süresinden, “ eğitim politikalarındaki istikrarsızlığımızın Bakanlara da yansıdığı görülüyor “ diyebiliriz.
19 yıldır iktidarda olan AKP döneminde 8 Bakan değişti. Üstelik bunların tümü, tamı tamına 18 kez “ sistem “ değiştirdi. Evrensel bir standart yakalanması gerekirken tam tersi yaşandı. Bu süreçte hiçbir öğrenci başladığı eğitim sistemiyle okulunu bitiremedi.
Erkan Mumcu ( 8 ay), Hüseyin Çelik ( 6 yıl), Nimet Baş (2 yıl), Ömer Dinçer (2,5 yıl), Nabi Avcı (3,5 yıl), İsmet Yılmaz (2 yıl), Ziya Selçuk (3 yıl)..
Bunların M.E.Bakanlıkları döneminde;
* Üniversiteye girişte katsayı değiştirildi.
* Müfredatlar değiştirildi.
* 3 yıllık liseler 4 yıla çıkarıldı.
* LGS kaldırıldı, OKS getirildi.
* Tek aşamalı OKS yerine 3 aşamalı SBS getirildi.
* OKS iptal edildi. Yerine 6,7,9. Sınıflarda girilen SBS getirild.
* ÖSS yerine YGS ve LYS getirildi.
* Üç aşamalı SBS iptal edilip, tek aşamalı SBS’ye dönüldü.
* Süper liseler kapatıldı, düz liseler anadolu lisesi yapıldı.
* Kesintisiz eğitim, 4+4+4 sistemi ile kesintili hale getirildi.
* Dersaneler kapatıldı, özel okul yapıldı.
* İmam Hatip ortaokulları açıldı.
* SBS yerine TEOG getirildi.
* TEOG, 38 saat sonra kaldırıp LGS getirildi.
* YGS ve LYS kaldırıldı, YKS getirildi.
……..
Plansız, programsız bu yapılanlar sıralamakla bitmez.
* Öğretmen liseleri kapatıldı, öğretmenlik sıradan bir mesleğe dönüştürüldü.
* Çok sayıda İHL “proje okul “ ilan edildi.
* Yönetici sınavı iptal edildi, liyakat sıfırlandı, mülakatla yönetici atanmaya başlandı. Okulların yönetim kadroları yandaş bir “ eğitim “ sendikasına üye olanlarla dolduruldu.
* “Proje okul “ ların öğretmen atamaları müdürlere bırakıldı.
* Eğitim ticarileşti. Eğitime ilişkin alınan her kararda özel okulların çıkarları önemsendi. Örgün eğitim içerisindeki özel okul sayısının toplam okul sayısına oranı %19.20’ye yükseldi. Eğitimin ticarileşmesi bir yandan da özel okullardan devlet okullarına geçişi hızlandırdı. Öte yandan, öğrencileriyle birlikte satışa çıkarılan özel okullar, icra nedeniyle el
konulan okul binalarının kamu tarafından satışa çıkarılışı yaşanıyor. Özellerde, okul öncesinde 134.400, ilkokulda 94.738, ortaokulda 173.752, lisede 424.927 öğrenci artışı oldu. ( 2018-19 istatistikleeri)
2 yılda 938 özel okul kapandı. 882 özel okul devredildi. Kapanan okullardan 14.652, devredilenlerden 35.302 öğrenci devlet okullarına geçti.
Liselere yerleştirme önce özel okullarda yapılıyor. Özele yerleşenler, devlet okulları için tercih yapamıyor. Bu durum, MEB’in özel okulların çıkarını, yararını, kamunun önüne koyduğunu gösteriyor.
* Özel okullar ve açık ortaokul, lise dahil edildiğinde, EBA’ya 5.368.142 öğrenci ulaşamadı.
* 2021 LGS’ye 205.358 (8.sınıf mezunlarının 1/6’sı) öğrenci giremedi.Bunların nerede olduğu, ne yaptığı, niçin sınava girmediği/ giremediği MEB tarafından açıklanmadı.
2021 LGS sonuçlarına göre, Merkezi Sınavla Öğrenci alan okullara yerleştirilen öğrencilerin oranı %14. Bu okulların kontenjanı 174.760. Bunların da 70.642’sini A. meslek ve İHL oluşturmakta. Geri kalanlar ya İHL’ne ya özel okula yada açık liseye gidecek. (1.243.830 öğrencinin %86’sı). Bu yıl İmam Hatip Ortaokulu mezunu olan her 100 öğrenciden 47’sinin İHL’de okumayı tercih etmediği ortaya çıktı.
LGS 2021 Sonuçlarına göre; 400- 500 puan dilimi %5.61, 300-399 puan dilimi %21.52, 200 – 299 puan dilimi% 62.17 olmuştur.Bunlar bir yandan eğitimimizin kalite eksikliğini, eşitsizliğin kamusal bir hak olmaktan çıkarıldığını, zorunlu İ.Hatipleştirme, meslek liseleştirme, özel okullaştırma ya da örgün öğretim dışına çıkarılmayı göstermektedir.
* 2021 ‘de yapılan üniversite sınavına 2.416.974 aday katılmış. İlk oturuma giren adayların %32’si baraj altında kalmıştır. Sınavın 2. Oturumuna giren adaylardan SAY. Puan türündekilerin %38’i, SÖZEL puan türündekilerin %40’ı, EA puan türündekilerin %52’si barajı geçememiştir. Her 100 kız öğrenciden 72’si, erkek öğrencilerin %64’ü barajı geçebilmiştir.
2021 YKS’de sınava girenlerin 27.504’ü matematikte ve 312 bini de Fen’de SIFIR çekmiştir.
Barajı geçen aday sayısı geçen yıla göre 500 bin kişi düşmüştür. 1 milyon aday sınavın ilk aşaması TYT’de bile baraj altı kaldı. Adayların 40 soruluk Türkçe’de doğru çözme ortalaması 7.7’de kaldı. 2 milyon 592 bin adaydan yalnız 650 bini 4 yıllık bir fakülte tercihi yapabilecektir.
2021 YKS’na başvurduğu halde; TYT’ne 175 bin, AYT’ne 154 bin aday girmedi. Girenlerinse, sorulara verdiği doğru yanıt sıralaması çok düşük kaldı. 40 soruluk Türkçe’de 18.738, 40 soruluk Temel matematik’te 5,546, 20 soruluk Sosyal bilimlerde 8.574, 20 soruluk Fen Bil.’de 3.796 ortalama olmuştur. 2021 TYT’de 12.291 aday 400 ve üstü puan, 894.391 aday 200 ve üstü puan almıştır. AYT’de Sayısal da 9.739, EA’da 856 aday 400 ve üstü puan almıştır.
2020’ye göre 2021’de sınava giren aday sayısı daha yüksek olduğu halde, 2021 TYT ve AYT’de 2020’ye göre büyük bir düşüş yaşanmıştır. Sistemde büyük bir iflassın olduğunu gösteren bu durumun kapatılması, üstünün örtülmesi için, sonradan Bahçeli’nin önerisi ile barajlar düşürülmüştür. Üniversitelerin zaten düşük olan niteliği böylece iyice düşürülecektir. “Kontenjanlar boş kalmasın “ anlayışıyla başvurulan bu yöntem akademik başarıyı da düşürecektir. Eğitim, bilimsel, nitelikli olması hattından siyasal hatta iyice çekilmiştir. “ İşsiz sayısı gözükmesin “ diye, barajlarla oynamak kaliteyi en aşağılara çekecektir.
Bütün bunlar göstermektedir ki,
- Anaokulu sayımızda çok büyük eksiklik vardır. Bu açık ivedilikle tamamlanmalıdır.
- İlkokul 5, ortaokul 3 (ilköğretim zorunlu 8 yıl) lise 4 yıl olmak üzere 12 yıl eğitim zorunlu, parasız, karma, bilimsel, çağdaş, nitelikli sınav odaksız, yetenek, beceri, ülke istihdamı ve kalkınmasına uygun şekilde olmalıdır.
- Öğretmen liseleri yeniden açılmalıdır.
- Ülke gerçeklerine uygun, yalnızca çağın gereklerine göre teknolojik değişikliklerin yapılacağı, kalıcı bir eğitim sistemi, eğitimin tüm paydaşlarınca hazırlanmalı, bu her türlü siyasi etkilerden arındırılmalıdır.
- Her derecedeki okul yöneticileri liyakate dayalı olacak şekilde sınavla göreve getirilmelidir.
- Eğitimin her kademesindeki eğitimci, okul, materyal, metod ve müfredat eksiklikleri vardır. Bunlar ivedilikle giderilmelidir.
- Sınav odaklı, ticarileşen sistem, planlı, demokratik uygulamalarla terkedilmelid ve hiçbir öğrenci örgün eğitim dışında bırakılmamalıdır.
- Üniversitelerimizde de ciddi bir kalite sorunu vardır, liyakat sorunu vardır. “Her ile üniversite “ uygulama ve anlayışı çökmüştür. YÖK kaldırılarak üniversiteler bilimselliğe, çağdaşlığa, bölümlerin üst düzeyde kaliteli eğitim vermesine acilen geçilmelidir.
- Yaklaşık 1.5 yıldır - iki eğitim dönemi – kapalı olan okullarımızın her kademesi, tüm eksikleri giderilerek yüzyüze eğitim başlatılmalıdır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları