Dünya Bankası’nın yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporu” Türkiye’ye ilişkin raporunu açıkladı: “Son 10 yılın en kötü büyümesi yaşanacak, 2019’da büyüme yüzde 1,6 olacak. Özel sektör yurtiçi talebi keskin bir şekilde düşecek. Enflasyon tahmini ise yüzde 19 dolayında olacak.”
Hal böyleyken; -Takipteki 6 milyar 141 milyon TL tutarındaki kredi kartı borçlarının yapılandırılması, -Sosyal yardım alan 2,5 milyon hanenin elektrik borçlarını devletin üstlenmesi, -Köprü geçiş cezalarının affı, -Vergi affına girip taksitlerini ödeyemeyenlere af getirilmesi, -Esnafa 22 milyar TL kredi açılması, -Spor kulüplerinin 14,5 milyar TL’lik borçlarının yeniden yapılandırılması, -2 milyon aileye bedava kömür verilmesi, -İşverenlerin prim yükünün hafifletilmesi, -Merkez Bankası’nın seçim paketleri için kaynak ihtiyacı olan 37 milyar TL’yi Hazineye aktarması… vb. nasıl açıklanabilir?
80 milyonluk bir ülkenin geleceği, yalnızca “yerel seçimlerde iktidar olmak için” heba edilebilir mi? Üretim bitmiş, tarım yok olmuş, işsizlik, pahalılık ve enflasyon tavan yapmış, üstelik 167 ülkelik listede 110. sırada yer alarak “Demokrasi Liginde” sınıfta kalmış ve de Nisan ve Mayıs aylarında 16,2 milyar dolar olmak üzere Ekim 2019 tarihine kadar toplam 173 milyar dolar BORÇ ödeyecek bir ülkenin yönetimi böylesi “hovardalık”’ı hangi akılla, vicdanla yapmaktadır? Herkesin ama herkesin aklını başına devşirerek, elini vicdanına koyarak 31 Mart’ta sandığa gitmesi gerekiyor.