Öğretmenler Günü
Turgut Ünlü: Bilimsel, çağdaş, nitelikli, kesintisiz, parasız, eşit, karma, istihdama dönük, yetenek ve becerilere uygun bir eğitim sistemini yaşama geçirmek çok zor değil.
"Dünyanın her tarafında ÖĞRETMENLER insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır."
"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.
Öğretmenden, eğiticiden yoksun bir millet henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."
......
"Yeni kuşak, en büyük Cumhuriyetçilik dersini bugünkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır."
.......
"Unutmayınız ki ucmhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir."
Gazi M.Kemal Atatürk, ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN ÖNEMİ’ni bu veciz sözlerle belirtiyordu.
Ülkemizin BAĞIMSIZLIK, KURTULUŞ MÜCADELESİ’ni verirken bile, Ankara’ya gelip öğretmenlerle, geleceğin Türkiye’sinin planlamasını yapan toplantılar yapıyordu. Ve nitekim de öyle oldu. Asker ordusu, düşmanı yendi, şimdi sıra eğitim ordusundaydı.
"Ordularımızın kazandığı zafer sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan hiç kuşkum yoktur. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız."
.......
"En önemli feyizli görevlerimiz, milli eğitim işleridir. Milli eğitim işlerinde mutlaka muzaffer olmak lazımdır. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu suretle olur."
......
"Eğitimdir ki, bir milleti ya hür, bağımsız, şanslı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder" diyerek; eğitime verdiği önemi belirtiyordu.
Böylesi hayati önemle başlayan eğitim hamleleri kısa sürede de karşılığını buldu.
10 yılda, TÜRK MUCİZESİ böyle yaratıldı.
1929 Dünya ekonomik bunalımı bu ruhla atlatıldı.
.....
1 Kasım 1928’de TBMM’de “Türk Harfleri Hakkında Kanun “ kabul edildi. Ve HARF DEVRİMİ, BİZZAT GAZİ M. KEMAL ATATÜRK ÖNDERLİĞİNDE BAŞLATILDI.
Yurtta geniş bir okuma-yazma seferberliğine girişildi. Bakanlar Kurulu da 11 Kasım 1928’de M. Kemal’e "MİLLET MEKTEPLERİ’NİN BAŞÖĞRETMENİ" unvanını verdi. Bu unvan, 24 Kasım 1928’de Millet Mektepleri Talimatnamesi’nin yayınlanması ile resmileşti. Bu tarihin Gazi M. Kemal Atatürk’ün 100. doğum yılı 1981’de, ülke çapında ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak kutlanması kararlaştırıldı.
.....
1966 yılında Paris’te “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı“ gerçekleştirilmişti. Bu konferans sonunda UNESCO ve İLO temsilcilerine statü tavsiyesi oy birliği ile kabul edilmişti. Bu durum 1994 yılında UNESCO’nun önerisine dönüşerek 5 EKİM DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ olarak ilan edildi.
......
Fikri, vicdanı, irfanı hür nesiller yetiştirme gibi çok önemli, kutsal bir meslek olan öğretmenliğin, omuzlarında büyük sorumluluk varken; mesleğini özgür, ekonomik sıkıntısız, kendini sürekli yenileyen, aydınlanan ve aydınlatan, saygın bir konumda bulunması gerekir.
Bu nedenlerle ÖĞRETMENLER GÜNÜ;
* Eğitim ve Bilim Emekçileri Günü olarak anılmalıdır.
* Eğitim ve bilime emek verenlerin sorunlarının tartışıldığı, çözüme ulaştırıldığı bir gün olmalıdır.
* Dünyadaki tüm eğitim ve bilim emekçilerinin uluslararası birlik, mücadele, dayanışma günü olmalıdır.
* Aynı gün -elbette ki her zaman- ülkenin eğitim sorunlarının tartışıldığı, çözümlerin araştırılıp bulunduğu gün olmalıdır.
......
Oysa;
Ülkemizde bugün eğitim ve bilim emekçilerinin sorunları çoktur.
Ana okulundan, üniversitelerimize kadar okulların, öğrencilerin, dolayısıyla velilerinde sorunları çoktur.
Özetle;
Ülkemizde bir eğitim sistemsizliği vardır. Neredeyse her yıl bir sistem değişmektedir.
Öğrenciler, okula başladığı sistemle okulunu bitirememektedir.
Öğretmenlik bir meslek olmaktan çıkarılmıştır. Öğretmen liseleri kapatılmıştır.
Eğitimimiz bilimsellikten, laiklikten, kesintisiz olmaktan, istihdama dönüklükten, karma ve eşit, parasız ve nitelikli olmaktan uzaklaşmıştır.
Müfredatlar, ders kitapları içerikleri çağdışı, Cumhuriyet değerlerine hakaret edici bilgilerle doludur.
Okullar, tarikat ve cemaatlerin ön bahçesine dönüşmüştür. Liyakat terkedilmiş, okulların yöneticilerinin tümü yandaş bir sendikanın adamlarından oluşturulmuştur.
Neredeyse her okula bir İmam Hatip okulu yerleştirilmiştir.
Öğretmenler; kadrolu, sözleşmeli, ücretli.. vb. sıfatlarla ayrıştırılmıştır. Sınıflar hala kalabalıktır.
Okul türleri -özellikle düz liseler kapatılınca- çoğalmış, okullar arası uçurum fazlalaşmıştır.
* Okullarda, öğretmen ve öğrencinin yararlanabileceği materyal eksikliği çoktur.
* Köy okulları kapatılmıştır.
* Özel okul sayıları artmış, eğitim ticarileştirilmiştir.
* Devletin ana okulu sayısı çok azdır.
......
Saymakla bitmez sorunlar yumağı eğitimimiz... Oysa Atatürk neler diyor, neler bekliyordu?
"Ulusumuzun geleceğini yoğuran bilim, kültür (irfan) ordusudur."
"Öğretmen kandile benzer, kendini tüketerek başkalarına ışık verir."
"Gençleri yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın -kültürün- müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Her fikirler uygulama mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir.”
......
Ne yazık ki, sıralanan olumsuzlukların daha da fazlası üniversitelerimizde mevcuttur. Rektör atamalarından, bilimsellikten uzaklaşılmışlığa, liyakatsizliğe, adrese teslim kadro ilanlarına, dünya üniversiteler sırlamasında bırakalım 500’ü ilk 1000’de bile yer alamayışlarına.. kadar bir çöküş vardır.
......
Oysa.... Sayılara bakalım...
Okul öncesi ilk, orta ve liselerde öğretmen sayısı: 1.117.686
Öğrenci sayısı: 18.241.881
Üniversitelerde;
Öğretim görevlisi sayısı: 175.000
Öğrenci sayısı: 7.940.133
DEVASA BİR EĞİTİM ORDUSU
Ama, eğitimci mutsuz, öğrenci gelecekten umutsuz. Bu böyle gitmez.. gidemez..
Böylesi bir devasa eğitim ordusu heba edilemez, edilmemeli..
* Bilimsel, çağdaş, nitelikli, kesintisiz, parasız, eşit, karma, istihdama dönük, yetenek ve becerilere uygun bir eğitim sistemini yaşama geçirmek çok zor değil. Yeter ki niyetiniz olsun.
Örnek Gazi M. Kemal Atatürk.
"O" en zor koşullarda bunu başardı.
* Ana okulundan üniversite sonuna kadar her şeyi planlanmış, hiçbir ferdi dışarıda bırakmayacak, teknolojik gelişmelerin devreye girmesi dışında değiştirilemeyecek, müdahale edilemeyecek, insanların yetenek ve becerilerine göre meslek sahibi yapılacağı EĞİTİM SİSTEMİ, hem insanı mesleğinde mutlu edecek, hemde ülke kalkınmasına, istihdama katkı sağlayacaktır.
Öğretmenler Günleri, bunları sağlayacak adımların atıldığı günler olmalıdır. Öğretmenlik mesleği "kutsal" dır. Önemlidir.
Bu nedenle öğretmen yapılacaklar, öğretmen liselerine seçilerek alınmalı, buralarda mesleğin en ince noktalarına kadar eğitimden geçirildikten sonra öğretmen akademilerine gönderilmelidir. Bugün ne yazık ki böyle bir sistem yoktur. Dolayısıyla, öğretmenlik bir "meslek" olmaktan çıkarılmıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ivedilikle çıkarılmalıdır.
Öğretmenlerin bugün özgürece örgütlenebilme, sürekli kendini yenileyebilme, ekonomik, meslekte yükselebilme, yöneticilerini seçebilme, müfredat, ders kitapları, bilimsel ve çağdaş eğitim sorunları vardır.
Sorunların çözümünde niyeti olanlar önce M. Eğitime ayrılan bütçenin en yüksek seviyeye getirilmesiyle işe başlamalıdırlar.
Hasılı.. Milli Eğitim’de bir DEVRİM gerçekleştirilmelidir.
Son söz.. Gazi M. Kemal Atatürk’ten öğretmenlere olsun;
"Öğretmenler her fırsattan yararlanarak halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olamayacağını anlamalıdır."
......
Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Başöğretmen Gazi M. Kemal Atatürk’e saygı ve sevgiler kucak dolusu olsun.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları