Tarih:
14.03.2013
Sayın Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya…
Turgut Ünlü, ''Ya Bakanlığınız, okullarımıza ivedilikle müstahdem kadrosu tahsis etmeli, ya okullara öğrenci başına belirlenecek bir para göndermeli''...
Sayın Bakan… Öncelikle Bakanlığımızda başarılı olmanızı istediğimi belirtmek isterim. Sizin başarınız elbette ki ülkemizin, eğitim camiamızın başarısı olacaktır.Büyük tartışmalarla getirilen ve uygulamada büyük sıkıntılar yaratan 4+4+4 sisteminin, kılık- kıyafet yönetmeliğinin, sınav sistemleri değişiminin ( SBS’nin kaldırılması vb. ), dershanelerin kapatılması çalışmasının, müfredatların değişiminin… hepsinin çözümünün hem de ivedi çözümünü önünüzde olduğunu görüyor, biliyoruz.
Tüm bunlara ilişkin önerilerimizi çok kısa, net olarak bu yazıda ve ayrıca daha sonra da uzunca sunacağız.
Ancak bilmelisiniz ki şuan okullarımızın en acil sorunu OKULLARIN TEMİZLİK SORUNU’dur.
Bakanlığımızın yayınladığı- bence son derece popülist ve de hiçbir inceleme yapılmadan- genelge ile okullarımız son derece zor durumla karşı karşıya kalmıştır.
Para toplansa… CEZA… toplanmasa… neden okul temiz değil diye CEZA…
Okullarımızın yöneticileri huzursuz. Okul giriş kapı nöbetçisi, her katın bir temizlik görevlisi olması gerekiyor. Koridorların her teneffüs hijyenik olarak silinmesi, tuvaletlerin temizlenmesi gerekiyor. Velilerin çoğu duyarsız.
Toplu yaşamın olduğu okullarımızda maazallah bir hastalık herkese birden hemen yayılıverir.
Sayın Bakanım, Bu konudaki çözüm önerimiz şudur:
Ya Bakanlığınız, okullarımıza ivedilikle müstahdem kadrosu tahsis etmeli
Ya okullara öğrenci başına belirlenecek bir para göndermeli,
Ya da mevcut genelgeyi ortadan kaldırmalıdır.
Okulların temizlik işinin Yerel Yönetimlere devri önerisini de sunmak istedik ama o iş mevzuat değişiklikleri içerdiğinden çok zaman alır diye düşünüyoruz.
Sayın Bakanım,
Kılık- kıyafet serbestliği konusunda düşüncemiz nettir. Kesinlikle serbest bırakılmamalıdır. Zaten bunu ne öğrencilerimiz ne de velilerimiz uygun bulmamaktadır.
Sınav sistemleri ile durmadan oynamak doğru bir yöntem değildir. Çocuklarımızın istedikleri mesleğin olduğu okullarımızı yaratıncaya kadar sistemle oynamanın doğru olmadığına, oynandığında ise bir karmaşa, sistemsizlik yarattığına inanıyoruz. “ Her okulun kendi sınavını kendi yapması” gibi bir uygulama kökten, tümüyle yanlıştır. Soruları hangi uzman kadrolar hazırlayacak, nasıl değerlendirme yapılacaktır? Bölgelerarası adalet ( eğitimde) nasıl sağlanacaktır? Veli ve öğrenci kapı kapı okul mu dolaşacaktır? Güvensizlik ortamı yaratılmayacak mıdır? …vb.
8. sınıfı tamamlayan öğrencilerimizin yüzde yetmişini meslek okullarına ( ilgi, yetenek ve bilgilerine göre) geri kalanını da akademik eğitim görmek üzere liselere gönderebilecek alt yapıyı oluşturamadığımız sürece, mevcut sistem biraz da iyileştirilerek devam ettirilmelidir. Sınavdan korkulmamalıdır. Yaşamın her alanında sınav vardır, olacaktır. Bu nedenle dershaneleri günah keçisi olarak görmek de olumlu bir bakış açısı değildir. Asıl kaçak ders veren kurumların üzerine gidilmelidir. Hangimiz çocuğumuzu dershaneye göndermiyoruz? Neden? İyi okul, iyi eğitim anlayışımızdan. Liseleri Anadolu Lisesi yaparak iyi okul mu yaratmış oluyoruz? Yoksa, Anadolu Liselerini düz liseleştiriyor muyuz?
Sayın Bakanım bizim işimiz iki de bir sistemle oynamak değil, eğitimin kalitesini yükseltmek, neredeyse Avrupa’nın birkaç ülkesinin nüfusuna denk düşen öğrenci gençliğimizin milli, çağdaş, ileri teknolojik bilgiler veren okullarda yetişmesini, geleceğe güvenle bakmasını sağlamaktır.
Saygılarımla…
Turgut Ünlü
Eğitimci
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları