Seçim yapmak, seçmek

Turgut Ünlü; Seçilecek, oy verilecek, içine girip çalışılacak parti, programı, tüzüğü iyice okunup tercih edilecek, seçilecek parti olmaktan ziyade; belirtilen etkilerle ve “rakip parti olmasın” anlayışı ile olur. Buna da “seçim”, “tercih” değil; “sığınma” demek daha doğru olur. Buradaki; “sığınma”, “kaçış”, “korku”…

• Seçenekleri iyi değerlendirmek karar vermeyi gerektirir, seçmek.

• Aklı başında olan herkes için, herşey bir seçimi, seçim yapmayı gerektirir.

• Toplumumuzda “Seçmek”, “Seçim yapmak” genellikle, bir başkasının, çevrenin oluşturulan algının etkisiyle olur. Eş, okul, meslek, giyecek…v.b. seçmek hep böyledir.

• Peki, parti seçmek? ; “Seçenekleri iyi değerlendirip, ölçüp biçerek karar vermek” doğrusunu gerçekleştirenlerin dışında, büyük çoğunluk için “parti seçmek” de aynı etkilerle olur.

Seçilecek, oy verilecek, içine girip çalışılacak parti, programı, tüzüğü iyice okunup tercih edilecek, seçilecek parti olmaktan ziyade; belirtilen etkilerle ve “rakip parti olmasın” anlayışı ile olur. Buna da “seçim”, “tercih” değil; “sığınma” demek daha doğru olur. Buradaki; “sığınma”, “kaçış”, “korku”…

Gelenekselleşmiş bir önyargıdır. Elbetteki bu “seçim”’lerde, “tercih”lerde bir “çıkar” ilişkisinden de söz edilebilir.

• “Önyargıları kırmak, atom parçalamaktan daha zordur” diyordu ünlü bilgin. İşte, sorun tam da budur. “Seçim yaptıklarının, oy verdiklerinin hırsız, yalancı, adaletsiz, sömürücü, saldırgan, savaşçı vb. olduğunu, dindar olmadığını bilen önyargılı kişi, tüm bunlara ragmen oyunu gider oraya verir, hatta oraya gider üye olur, çalışır, görev alır.

• Burada görev bilinçli “seçim”, “tercih” yapanlara düşer. Önyargıları bütün zorluklarına ragmen parçalayarak oyunu bozma görevi bilinçli, seçenekleri iyi değerlendirerek yapanların görevidir.

• “Yumurta küfesi” de, toplumun geleceği de bilinçli “seçim” yapanların omuzlarındadır.