Tükeniyoruz

İnsanlığa can veren düşünce ve kurumlarda görülen günümüzdeki yozlaşma, hem insanı hem kurumları, bunlar arasındaki bağları da çürütür. 

Özel olarak toplumumuz, genel olarak dünyadaki insanlar, toplumlar, olaylar, sorunlar, bunalımlar önünde sürüklenip yön duygusunu yitirmiş durumdadırlar. Sürüklenişin nereye olduğu, gidilmesi gereken yerin neresi olması gerektiği, bilinemezlik içindedir. Kendine ve yöneticilerine güven yitirilmiş, coşkusuz bir toplum söz konusudur. Arada cılız sesler, çıkışlar yok değildir. Bu sözleri eden çıkışlar yapanlara duyulan inancın sarsılmış olmasından ötürü inandırıcı ve etkili olamamaktadır. “Çılgınca tüketim” havası estirilmiş, “üreterek kazanma” heves ve umudu yok edilmiştir.

 
Toplumumuz iyice dengesizleştirilerek, insancıl değerler söndürülmüştür.
Toplumda rahatlıkla aşılabilecek ikilemler ve sorunlar aşılamamış, kutuplaşmalar iyice keskinleşmiştir.
Kamuya hizmet anlayışı aşınmış, kamu yönetimi yozlaştırılmıştır. “Globalleşme, küreselleşme, liberalleşme” vb. adlar altında dıştan ekonomik modeller dayatılırken, içeride üretimsizlik, üretmeden aşırı tüketim ve düşünce terörü estirilmiştir. 

Niteliksizlik yaşamın tüm alanlarına egemen olmuştur.
Ülkemiz dünyadaki yeri bakımından şaşkına çevrilmiştir. Zayıflatılan demokrasi “ılımlı İslam” safsatasıyla Cumhuriyet’i kemirmeye yönelmiştir.
Siyaset tüketilmiş, siyasetin nezaketi, adaleti örselenmiştir.
Yargı tüketilmiş, saraya uyumlu, paraya uyumlu bir yargı ortaya çıkmıştır.
Eğitimimiz tüketilmiş, akıl ve bilimi esas alması, toplumumuza kurucu irade tarafından miras bırakılan anlayış çağ dışılığa yöneltilmiştir.
Yüksek enflasyonla, vurgun yatırımlarla, istihdam azlığıyla, yüksek işsizlikle, süregelen cari açıklarla, iç ve dış borçlar yüküyle, kaynağı belirsiz kayıt dışı paralarla, gerileyen ulusal tasarruflarla ekonomimiz tüketilmiştir.
Komşularımızla tüm iyi ilişkilerimiz, ticaretimiz, turizmimiz, kültürel ve tarihsel alışverişlerimiz tüketilmiştir.
Taliban ve IŞİD gibi emperyal sistem tarafından yaratılan cinayet şebekeleriyle dünya mirası, tarih tüketilmiştir.

Her yıl yaklaşık 391 bin bitki bir o kadar canlı türü yok olmakta, tüketilmektedir. Küresel ısınmadan dolayı topraklar, havada büyük değişimler, sebzelerde-meyvelerde vb. gen değişiklikleri olmakta; hasıl yaşamın tüm alanlarında, başta insan olmak üzere coğrafya, tarih ve teknik (Yeşil-Dişil-Dijital) üretici güçlerinde büyük tükenişler olmaktadır.
Yaptığımız gözlemlerin kötülüğü, asla kötümserlik yaratmamalıdır. Öncelikle “SİSTEM”i iyi kavramalı
“SİSTEMKOLİK”liğimizi bilince çıkararak işe başlamalıyız.
Ardından, örgütlü olmalı, el ele vermeliyiz.

KORKU KARŞISINDA UMUDU, BÖLÜNME KARŞISINDA BİRLEŞMEYİ ÖNERİYORUZ.

Tüketilmeyi ancak örgütlenerek, el ele vererek önleyebiliriz.
Korkuyu ancak birlikte yeneriz.

UYANMAK İÇİN UYARALIM… UYARMAK İÇİN UYANALIM…

Turgut Ünlü