Uyarmak İçin Uyanmak, Uyanmak İçin Uyarmak
Konfüçyüs:''Durumu Gördüğü Halde Yapmamak Cesaretsizliktir.''
Dünya bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Toplam 5-6 milyonluk bir egemen güç, yanlarına 50-60 milyonluk uzmanlarını ve 500-600 milyonluk sistemden pay dağıttıklarını alarak dünyayı yönetiyor.
Dünya nüfusunun yüzde onunu bile
oluşturmayan bir küresel güç ve yandaşları dünyaya mutlak egemenler.
Bir başka deyişle; kapitalizmin daha
da ötesine geçen 300-400 global- küresel firma dünyayı ekonomik, siyasi,
kültürel, askersel mutlak egemenliğine almış durumda.
Dünyanın 100(yüz) büyük ekonomisine
bakıldığında ne demek istediğimiz net şekilde anlaşılır.
Dünyanın
100 büyük ekonomisi içinde;
1.sırada ABD
19.sırada General Motors firması
20. sırada Türkiye yer alıyor.
General Motors’un yıllık cirosu
Türkiye’nin milli gelirinin iki katı.
Dünya böyle…
Ya
Ülkemiz…?
Bu sistemin sıradan bir parçası.
Ekonomimiz çok kötü. Dış borcumuz 300
milyar doları aştı. Sanayi üretimi en düşük seviyede. İşsizlik ve pahalılık had
safhada. Kamuda satılacak bir şey kalmadı.
Sıra; bir yandan özel sektörün
birikimlerinin paylaşılmasına, öte yandan bir kuşağı etkileyebilecek bir eğitim
sistemini yapmaya, ardından Başkanlık Sistemini uygulamaya koymaya geldi. Durum
vahim.
Önümüzdeki 1-1,5 yıl Hükümet açısından
bir nebze de olsa; 2-B arazilerinin satışından, karayolları ve enerji
özelleştirmelerinden elde edileceklerle nefes alıcı geçebilir. İstanbul
neredeyse satışa çıkarıldı. Buradan da gelecek paralar var. Bunlar
yetmiyormuşçasına; kıdem tazminatı ve işsizlik fonlarına el koyma yolunda.
Peki sonra? Satılacak bir şey
kalmayınca ne olacak?
İşte; işin vehameti burada…
Bu hastalıklı bakış, koca bir ulusu
yolundan şaşırtacak, tüm insanlığa ihanet olacaktır.
Tüm
bunlar yetmiyormuşçasına;
Siyasetimizde; etnisite, mezhepçilik,
liberalizm, özerklik moda haline geldi, bunlar destek görünce uluslaşmamız
tehlikeye girer oldu.
Kendi tarihimizden, geçmişimizden
düşmanlık çıkarma rüzgarları hızlıca eser oldu.
Adaletimize duyulan güven büyük
tahribata uğradı.
Tarih bilincimiz altüst oldu.
Dış politikamız yurt ve bölge
anlayışından, sistemin asıl sahiplerinin kışkırtmalarıyla müdahalelere dönüştü.
İktidar
ve muhalefetimizi adeta “beyin esaretine” alan bu uluslar ötesi sisteme, dünyadaki ve ülkemizdeki bu
olumsuzluklara karşı, insanlık adına bu geriye gidişlere karşı görevlerimiz
neler olmalıdır?
Öncelikle; toplumdaki dağınıklığı
gidermeliyiz.
Cumhuriyetin tüm sosyal muhalefetini
toparlamalıyız.
Esen moda rüzgarlarına kapılmamalı,
kapılanları uyarmalıyız.
Böylesi durumlarda ideoloji, ideolojik
tutarlılık çok önemlidir. Buna özen göstermeliyiz.
Düşünce kısırlılığına asla
düşmemeliyiz.
“Vatanın
Bağrına Düşman Dayamış Hançerini, Yok Mudur Kurtaracak Baht-I Kara Maderini”
diyen şairin sözlerine karşın;
“Vatanın
Bağrına Düşman Dayamışsa Hançerini, Bulunur Kurtaracak Baht-I Kara Maderini”
diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi topluma yön gösterip, umut vermeliyiz.
Çok çalışmalı, çok üretmeli, cesur
olmalıyız.
“Susma,
Sustukça Sıra Sana Gelecek” sloganı,
Hitler dönemindeki komünist ve Musevi
olmayan rahibin öyküsü Ülkemizde Gerçekleşiyor.
TÜSİAD’ın cılız çıkışlarına gösterilen
sert tepki sıranın kime geldiğini gösteriyor.
Konfüçyüs:
“ Durumu Gördüğü Halde Yapmamak Cesaretsizliktir.”
diyor.
Shiller:
“ Cesaret Etmeyen, Gelecek İçin Umut Beslemesin” diyor. Dr.Hikmet Kıvılcımlı’nın ünlü deyişiyle;
Uyarmak
İçin Uyanalım, Uyanmak İçin Uyaralım.
Turgut
Ünlü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları