Yarınımız Olan Kadın Sosyal Sınıflarımız

Turgut Ünlü, ''Zinalar, yasa dışı evlilikler, fuhuş, dilencilik, hırsızlık vb. daha da çoğalacak''...

TÜİK Mart 2012 verilerine göre, ülkemizde ev kadınlarının sayısı 1 yıl öncesine göre 496,000 kişi artmış ve sayı toplam 12.254.000 ev kadınına ulaşmış

Böylece iş gücüne dahil olmayan nüfus da 868 bin kişi olarak 28 milyonu aşmış.

Ev kadını nüfusu, istihdam edilen nüfusun yarısı…

Bu çağda akıl alır şey değil…

-Ülkemiz üretimden koparılıp, tüketime yönlendirilirse,

-Kadına en az 3 çocuk doğur denilirse,

-Kürtaj, sezeryan yasaklanırsa,

-Etüt yapan okullar kapatılırsa,

-Kadına “çocuk doğuran, yemek yapan, ev işlerine bakan” bir mal-meta” gibi bakılırsa, daha çok kadınımız “ev kadını” olacaktır.

Zannediliyor mu kadın üretimden koparılıp eve kapatılınca ülke daha güllük gülistanlık olacaktır?

-Boşanmalar daha artacak

-Aileler dağılacak

-Mutsuz çocuklar, mutsuz insanlar oluşacak

-Birbirini sevmeyen, saymayan, acıma duygularını, paylaşmayı kaybetmiş bir toplum ortaya çıkacak,

-Zinalar, yasa dışı evlilikler, fuhuş, dilencilik, hırsızlık vb. daha da çoğalacak.

-Hurafeler, falcılar, büyü vb. İslam dışı tüm işler de daha daha çoğalacaktır.

Ailenin ve toplumun hakimi olduğunda sömürü olmayan erkeğin yarısı olan kadın sosyal sınıfımızın düştüğü duruma bakın…

Nüfusumuz 73,3 milyon. Çalışma çağındaki kişi sayımız 54,4 milyon. Nüfusumuzun 23.280.000 kişisi istihdam edilebiliyor. Toplam istihdamda erkek sayısı 16.935.000, kadın sayısı 6.882.000. Görülüyor ki istihdamda kadın oranı % 29’u aşamıyor. Oysa bu oran Almanya’da % 67, Fransa’da %60, İtalya’da % 46,5, OECD ülkeleri ortalamasında % 56,7

Uyanalım ve uyaralım artık.