Aday değil birliktelik önemli
Yazgülü Aldoğan; İmamoğlu’nu siyasi yasaklı ilan edecek kadar el yükselteceklerini düşünmüyordum ama gözleri kararmış.
Hem paylaşılamıyor hem dayak yiyor! Hem seviliyor hem nefret ediliyor! Hem sahip çıkılıyor hem kulağı çekiliyor. Neyse ki gençliği var, duygusal ama sinirleri sağlam, dayanıyor. Ekrem İmamoğlu, İBB başkanı olduğundan beri siyasetin en çok fotoğrafı çekilen, en çok selfi yapılan şahsı. Son günlerde iki sıfatı daha var: Bay Kemal’in oğlu, Meral Akşener ablasının kardeşi, öncesi de var: gençlerin Eko Başkanı, laik teyzelerin sarılmak istediği, başörtülü teyzelerin bağrına bastığı, genç kızların idolü! Sevildikçe nefret edilme kat sayısı da yükseliyor; siyasetin mayınlı yollarında, hele İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı gibi bir görevde olunca, bakan olmaktan önemli. 80 bin çalışanı, rakamı bilemeyeceğimiz bir bütçeyle dünyanın en karmaşık ve en güzel kentini yönetiyorsunuz, bir Avrupa ülkesi büyüklüğü ve nüfusunda!
YA TÜRKİYE?
Söz konusu Türkiye’yi yönetmek olunca Ekrem Bey, çevresinin de gazıyla bu popülarite ile cumhurbaşkanı seçilirim güveni içinde “Takımın sahaya çıkacak oyuncularından biriyim” diyor. Bu hesabı, düzmece bir mahkeme kararı ile belediye başkanlığının bile elinden alınabilecek olması tezgâhına yol açtı. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu daha kolay yenerim hesabıyla İmamoğlu’nun yolundan çekilmesini sağladı. Elbette seçime 20 yıldır İBB’nin maddi manevi, araç gereç ve nakit tüm olanaklarını kullanarak girmek dururken bu kez yoksun kalmak zoruna gidiyor, bunu da geri kazanmak istiyor. Ama İmamoğlu’nun, başkanlık yarışına dahil olma niyeti olmasaydı bu kadar erken mi çelme takılırdı?
BABA FİGÜRÜ
Ya parti içi? İmamoğlu’nu Kılıçdaroğlu yarattı, İstanbul’un en uç ilçesinde belediye başkanı iken adını bile duymamıştık. Adalet yürüyüşüyle başlayan uzun yolda, İYİ Parti’yle Millet İttifakı’nı kurup yerel seçimlerde 11 büyükşehir belediyesini, en önemlisi de İstanbul ve Ankara’yı kazanarak makûs talihimizi kırabiliriz umudu yarattı. Başkanlık seçimine hazırlanırken 6’lı masa hamlesi ve birbirlerine hiç benzemeyenleri bir arada tutması da başarı hanesine yazılmalı. Meral Hanım’ın ben başbakan olmak istiyorum demesiyle cumhurbaşkanı adayı olmayı hak bildi, belediye başkanları görevlerinde kalacak dedi.
DEMOKRASİ CEPHESİ
İmamoğlu’nu siyasi yasaklı ilan edecek kadar el yükselteceklerini düşünmüyordum ama gözleri kararmış. Halk, başkana da verdiği oya da sahip çıktı! Anketler, ki AKP de bunlara bakıyor, seçmenin kararın siyasi olduğuna inandığını gösterdi. Bu mağduriyet üzerinden kesin seçilir diye İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığının beklenmesi masayı da partiyi de karıştırdı. Aklımızı başımıza almanın zamanıdır. Seçmenin tek isteği şu aday, bu aday değil, bu düzenin değişmesi: ADALET, DEMOKRASİ, GEÇİM! Muhalefet, sadece altılı değil, TİP’le ve diğer bileşenleriyle büyüyerek üzüm salkımı gibi genişlemeli. Demirtaş’ın açıklaması ve HDP’ye yönelik baskıların artması, Erdoğan’ın Kürtlerden oy bekleme şansını da sıfırladı, muhalefet, birden büyük!
HERKES İÇİN ADALET
FETÖ’nün mahkûm ettirdiği 80 yaşındaki emekli generaller hücrede ölüyor! Ağırlaştırılmış müebbete mahkûm edilen askeri öğrenciler, tek kurşun atılmamış illerdeki stajyer teğmenler darbe yaptılar diye hücrede akıllarını kaybediyor! Demirtaş, Kavala, Gezi davası sanıkları ve KHK’li diye cezalandırılanlar, hepsinin tek tek hakkının aranması için geç bile! Boğaziçi Üniversitesi’nin işgalden kurtarılması, Kanal İstanbul kepçelerinin durması, limanların satılmaması, zeytinliklerin, meraların, ormanların kurtarılması için bu iktidarın değişmesi, çocukları aç bırakan, eğitimi yobaz dincilerin eline terk eden bu iktidardan kurtulmamız lazım. İmamoğlu’nu biz seçtik, İBB’den razıyız, onun başkanlığını koruyun yeter. Muhalif seçmenin tek derdi kimi seçeceği değil, kimi seçmeyeceği ki o da belli. Hep beraber çalışıp seçimi alın. Birbirimizi yıpratmanın, trollere malzeme vermenin hiç sırası değil, bu seçim ölüm kalım meselesi!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları