Hayaller Şam’da namazdı, gerçekler Suriyeliler bize kaldı!
Yazgülü Aldoğan: Muhalifin her türlüsüne baskı ve bezdirme politikası sürüyor, yeni bir siyasi oluşum içinde olan AKP’nin eski başbakanlarından Davutoğlu’nun kiraladığı bina mühürleniyor, yeni bina bulamıyor!
Trump’ın temsilcisi Pence ile Ankara’da varılan mutabakat sonucu ara verilen Barış Pınarı Harekâtı, Soçi’deki Putin zirvesinden sonra bitti. YPG, 30 km. güneye çekilecek, en büyük kazanç bu gözüküyor. Neyin karşılığında? Harekât sırasında terör örgütü tarafından açılan ateşlerde 20 sivil hayatını kaybetti. Çatışmalarda 9 asker şehidimiz var. Önceki gün Piyade Uzman Çavuş Umut Coşkun’u nişanlısı Songül onu gelinliğiyle uğurladı. Yanında şehidin Hakkâri’de uzman çavuş olarak görev yapan ikizi Emre Coşkun vardı. Şehitler bir sayıdan ibaret değil. Onlar sevenleriyle, hikâyeleriyle birer insan. 86 yaralı askerimiz tedavi oluyor da kim bilir ne durumdalar? Umut Coşkun da ağır yaralıydı, kurtarılamadı. Bunlar orada olanlar. Ya içeride? Kayyım atanan bölgelerdeki HDP’li belediye başkanlarına süre bittiği gün gözaltı uygulaması yapıldı, sonra da tutuklama. İlçelerdeki HDP’li belediye başkanlarının bir kısmı daha gözaltına alındı. HDP sempatizanı gazeteci, avukat, insan hakları temsilcilerine de sabaha karşı operasyonlar düzenleniyor. HDP’nin seçilme hakkı fiilen elinden alınırken, Millet İttifakı’nın belediyeleri de tam iktidar olabilmiş değil. İBB’nin katıldığı Haydarpaşa ve Sirkeci Garı ihaleleri, İBB’ye haber bile verilmeden kapalı kapılar ardında yapılıp İBB ihale dışı bırakıldı. TCDD’nin bağlı olduğu Ulaştırma Bakanı ise İBB’yi “Bu kötü günlerde ortalığı germek ve ihaleye fesat karıştırmakla” suçladı. Muhalifin her türlüsüne baskı ve bezdirme politikası sürüyor, yeni bir siyasi oluşum içinde olan AKP’nin eski başbakanlarından Davutoğlu’nun kiraladığı bina mühürleniyor, yeni bina bulamıyor! Adam size yıllar önce söylemedi mi, “Taraf olmayan bertaraf olacak” diye!
İnşaat hayalleri
Dış politikada sıkışan, uluslararası dünyada, üç ülke dışında, yapayalnız bırakılan; askeri harekâtlar ve 4 milyon Suriyeli göçmen yüzünden içeride de ekonomik krizi büyüten AKP, tek çıkar yolu yine betonda buluyor, inşaattan başka bir şeyi gözü görmüyordu. Üstelik kesin sayısını tamda bilemediğimiz şehit ve gazi sayısını telaffuz eden Cumhurbaşkanı Danışmanı İlknur Çevik, “Bunun karşılığında güvenli bölgede yapılacak inşaatlarda bizim müteahhitlerimiz ihya olacak” muhasebesini yapıyordu. Ancak Soçi Mutabakatı’na koyulan “Suriyelilerin ülkelerine ancak gönüllü ve güvenli olarak geri gönderilebileceği” maddesi ile bu da hayal oldu. Suriyeli göçmenler istedikleri takdirde ancak geldikleri yerlere, Suriye hükümetinin yerleştirmesiyle geri giderler. Bunun için ancak Suriye ile bir işbirliği yapılabilir.
Derinleşen cihatçı tehlikesi
Yani göründüğü gibi, Suriye’ye girip çıkmanın getirdiği büyük bir çözüm, fayda, umut yok ölen öldüğüyle kalıyor, bizim başkanın cebinde de ABD Başkanı’nın yolladığı, cevap verilmemiş hakaret dolu bir mektup duruyor. Üstelik Esad, güçlü olarak Suriye’nin başında, bize transfer ettiği Suriyeliler şimdilik bizde kalıyor, hatta Suriye Milli Ordusu adı taktığımız ÖSO’nun ve bir kısmı hapiste olan IŞİD’lilerin de bizim başımıza kalmayacağı ne malum, bu da gerçek olursa bu ülkeden gitmek zorunda kalacak olan galiba biziz! Baksanıza Suriye’ye harekâta giden askerlerimiz bile “İslamın bayrağı olan her yere” gibi bir motto ile gitmişlerdi, Konya’da otobüs duraklarına asılan utanç verici, ırkçı afişler, kindar ve dindar gençliğin ürünü: Anadolu Gençlik Derneği, eski adı Milli Görüş Vakfı’nın. Mevlana’sıyla hoşgörünün başkenti olması gereken Konya’da “Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin” derken asıl emelleri ne? Hayal görmeyelim: Türkiye’nin içte ve dışta çıkarı, ABD ve Rusya’nın oyuncağı olmak değil, zararın neresinden dönülse kârdır diyerek Suriye ve İsrail ile ilişkiyi düzeltip yurtta ve dünyada barışı ilke edinen laik bir hukuk devleti olarak kalmaktır.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları