Eyy ayakkabı kutusu sen nelere kadirsin

Yılmaz Özdil; Ali Tatar, Kaşif Kozinoğlu, Kuddusi Okkır, Berk Erden. Asrın iftirası can almaya devam ediyordu.

Şule Nazlıoğlu Erol.
Avukat.

*

Balyoz kumpasıyla içeri tıkılan 14 subayın savunmasını üstlenmişti. Biri, deniz kurmay albay Murat Özenalp’ti. Mamak askeri cezaevinde kahrından beyin kanaması geçirdi, rahmetli oldu.
Ali Tatar, Kaşif Kozinoğlu, Kuddusi Okkır, Berk Erden… Asrın iftirası can almaya devam ediyordu.

*

En trajik mevzuları bile çok çabuk unuttuğumuz için, şimdi dinlemesi kolay geliyor ama, çok zor günlerdi. En başta şerefli (!) basınımız, herkesin ödü patlıyordu. Tayyip Erdoğan önüne geleni darbeci, ergenekoncu ilan ediyor, aman bana bulaşmasın diye, kimsenin gıkı çıkmıyordu. “Biri” bi şey yapmalıydı.

*

Şule Nazlıoğlu Erol giydi cübbesini, dünya hukuk tarihinde ilk kez, Anayasa Mahkemesi’nin önünde “adalet nöbeti” başlattı. Hani bazen tek bir kişi bile dünyayı değiştirebilir derler ya… İşte o tek bir kişi, bu mangal yürekli kadındı.

*

Gece gündüz, yağmur ayaz demedi, karar çıkana kadar 24 saat aralıksız orada bekledi. Ne pankart, ne yaygara, ne basın açıklaması… Sadece orada durdu.

*

Korku bulaşıcıdır ama, cesaret de bulaşıcıdır… Tarihte örneği görülmemiş bu pasif direniş, tarihte örneği görülmemiş ölçüde destek buldu.

*

Tek tek yazmaya kalksam, değil bu köşeye, gazeteye sığmaz… Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu, Ankara Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Öğretim Elemanları Derneği, Fenerbahçeliler Derneği, CHP-MHP milletvekilleri, İşçi Partisi genel başkanı Doğu Perinçek, eski bakan Yaşar Okuyan, anayasa mahkemesi eski başkanı Yekta Güngör Özden, genelkurmay eski başkanı Işık Koşaner, devlet sanatçısı Ayten Gökçer, sıradan yurttaşlar, onbinlerce insan “adalet nöbeti”ne katıldı. Bu yürekli kadının yanında durdu.

*

Balyoz’la alakalı kelime bile yazmaktan korkan basın, anayasa mahkemesinin önünden canlı yayınlar yapmaya başladı. Beş senedir yaratılamayan farkındalık, adalet nöbeti sayesinde, sadece 46 günde yaratıldı. Ve, hapisane kapıları açıldı.

*

Şimdi sıkı durun…

*

Hukukun yüzakı olan avukat Şule Nazlıoğlu Erol, terör ve örgütlü suçlar savcılığı tarafından “Ergenekon şüphelisi” olarak ifadeye çağırıldı!

*

Evet, yanlış okumadınız.
Ergenekon’a monte etmişler.

*

Üstelik, sadece onu değil…
Ergenekon davasının mücadeleci avukatlarından Turgut Kazan ve Vural Ergül’ü de monte etmişler. Onları da “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırdılar.

*

Ve, şimdi daha sıkı durun…

*

“Ergenekon şüphelisi” olarak ifadeye çağırılması muhtemel “on bin kişi” var!

*

Çünkü… Uyap’a işlenmemiş, kaydu kuydu olmayan, ama altında savcı-hakim mührü bulunan 400 küsur klasör dolusu soruşturma dosyası ortaya çıktı. Bu 400 küsur klasörde, Ergenekon üyesi olduğu iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan yaklaşık 10 bin kişi bulunuyor.

*

Soruşturmalar 17/25 Aralık’tan önce başlatılmış… 17/25 Aralık patlayınca neticelenmemiş… Yeni gelen savcılar, gönderilen savcıların dosyalarını devraldı, ismi geçenleri tek tek ifadeye çağırıyor, prosedürü tamamlıyor.

*

(Öyle isimlerden bahsediliyor, kulaklarınıza inanamazsınız. Kimseyi rencide etmeyelim, zamana bırakalım. İfadeye çağrılanlar, açıklamak isterse kendisi açıklasın.)

*

Görünen o ki… Ayakkabı kutuları yakalanmasaydı, içerdekiler çıkamayacaktı, binlerce kişi daha Ergenekon’dan içeri tıkılacaktı.

*

Bir başka deyişle… “Paraları sıfırla” duyulmasaydı, şimdi “çok safmışız” ayaklarına yatanlar hiç istifini bozmayacak, yaklaşık on bin kişinin daha Ergenekon’dan tutuklanmasına göz yumacaktı.

Yılmaz Özdil - Sözcü