Tarih:
06.01.2015
Komisyon tutanaklarını açıklıyorum
Yılmaz Özdil; Deveyi havuduyla götür’ü, devlet malı deniz’i, parayı veren düdüğü çalar’ı atasözü olarak benimseyen bir toplumda, yavuz hırsız evsahibini bastırır.
- Sayın başkan, söz konusu Patek Philippe marka kol saatini “beleş atın dişine bakılmaz” kapsamında değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.– Aynen katılıyorum… “Üzümünü ye bağını sorma” diyen ecdadımız yanılıyor olamaz. Dolayısıyla, nerde bunun faturası diye sormamız abesle iştigaldir.
– Değerli arkadaşlar, çikolata kutusundaki dolarları da “istemem yan cebime koy” çerçevesinde ele almamız lazım. Sayın bakan istememiş, yanına koymuşlar.
– N’aapsındı yani… “Bedava sirke baldan tatlı”yken, niye bunlar sütlü değil de, bitter mi deseydi? Maazallah “yemeyenin malını yerler.”
– Efendim malum, “minareyi çalan kılıfını hazırlar” derler. Hırsızlık olsaydı, kılıf olurdu. Baskınlarda ele geçirilmiş kılıf var mı? Yok. Ne var? Yatak odasında para kasaları var. E parayı kasaya koymayacaksın da, nereye koyacaksın?
– Neymiş, yatak odasında para sayma makinesinin ne işi varmış filan… “Parayı yolda bile bulsan say” dememişler mi kardeşim?
– Hakikaten öyle… “Dost başa düşman ayağa bakar” diye de boşuna dememişler. Bakın o kadar eşya arasında gidip ayakkabı kutularını kurcaladılar, bunlar polis değil, düpedüz devlet düşmanı.
– Sayın başkan… Adımız üstümüzde, komisyon heyeti olduğumuza göre, “bal tutan parmağını yalar” hesabı, bizim komisyonumuz ne olacak?
– “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez”, birinci sıra garanti milletvekilliği, özel uçakla umre seyahati… Ayrıca hatırlatmak isterim ki, açık oylama yapılacak, kimin ne oy verdiği belli olacak, “ne verirsen elinle o da gelir seninle” yani!
*
Sözüm meclisten dışarı…
Üç aşağı beş yukarı böyledir.
*
Çünkü tencere’yle kapak‘tır.
*
Deveyi havuduyla götür’ü, devlet malı deniz’i, parayı veren düdüğü çalar’ı atasözü olarak benimseyen bir toplumda, yavuz hırsız evsahibini bastırır.
Yılmaz Özdil - Sözcü
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları