Lüküs hayat

Yılmaz Özdil; Ve, hani hep soruyorsunuz ya, Şişli’de olan biten nedir diye… Budur.

Şişli’de bir apartıman
yoksa eğer halin yaman
nikel kübik mobilyalar
duvarda yağlı boyalar
iki tane otomobil
biri açık, biri değil
aşçı, uşak, hizmetçiler
dolu mutfak, dolu kiler
hanım gider, sen gidersin
gündüzleri çaydan çaya
gece olur, davetlisin
ya dineye ya baloya
lüküs hayat, lüküs hayat
bak keyfine yan gel de yat
ne güzel şey, oh ne rahat
yoktur eşin lüküs hayat
*
Dilinin bile dönmediği “lüküs”ü batılılaşma, modernleşme zanneden Türk toplumunun içine düştüğü gülünç durumdur, Lüküs Hayat… Soygun için gelmişken, kendilerini yanlışlıkla kıyafet balosunda buluveren hırsızların öyküsüdür. Ama aslında… Kimin eli kimin cebinde belli değildir, menfaate dayalı vıcık vıcık ilişkileriyle, hayatın aynasıdır. Şu repliği muhteşemdir mesela… “Bir koyun çalarsan, 30 yıl yersin, sürüyü götüreceksin ki, seninle ticaret yapsınlar!”
*
Bizi, bize anlatır.
O nedenle, üç kuşaktır eskimez.
O nedenle, hiç seyretmemiş olsanız bile, şarkısını ezbere bilirsiniz.
*
Ve, hani hep soruyorsunuz ya, Şişli’de olan biten nedir diye… Budur.
*
Siyasi meseleymiş gibi görünür ama, aslında daima budur… 700 bin liralık kol saati de budur, ayakkabı kutusu da budur, yatak odasında para sayma makinesi de budur, 1150 küsur odalı ak saray’ın nikel kübik mobilyaları da budur.
*
Türbanlı kadına first lady diye hitap edilmesi, kafası sarıklı imamın bir milyon liralık mercedese binmesi, kabe’ye nazır yedi yıldızlı otellerde umre yapılması, bademlerin boğazda helal mojito yudumlaması, kıyafet balosu değil de nedir?
*
“Lüküs”ü “hayat” zanneden toplumun bitmek tükenmek bilmeyen nakaratıdır, Şişli’de bir apartıman…
Partiymiş ideolojiymiş farketmez, yoksa eğer hali yaman!

Yılmaz Özdil - Sözcü