loading
close
SON DAKİKALAR

Şam’ar oğlanı

Yılmaz Özdil
Tarih: 15.05.2013

Yılmaz Özdil, 'Türk Başbakanı mahcup durumda kalıyor. Öfkeleniyor. Bu öfke hâlâ devam ediyor. Türkiye’yi katı bir tavır izlemeye itiyor.'

Henüz Fantomumuz Suriye tarafından vurulmamış, pilotlarımız şehit edilmemişken...

Topraklarımıza havan topu düşmemiş, üçü çocuk beş insanımız hayatını kaybetmemişken... 

Sınırımız folofoş olmamış, memlekete resmi olarak 400 bin, gayriresmi olarak 700 bin Suriyeli yerleşmemişken... 

Afganistan’dan Libya’dan köktendinci militanlar Hatay’a taşınmamışken... 

Cilvegözü gümrük kapısında bomba yüklü araç patlamamış, 17 kişi ölmemişken... 

Akçakale gümrük kapısından zorla girmeye çalışan Suriyeliler takır takır ateş açıp polisimizi şehit etmemişken... 

MİT’in komple bütçesi bile 850 milyon lirayken, Başbakanımızın bir senelik örtülü ödenek harcaması 900 milyon liraya ulaşmamışken... 

Reyhanlı havaya uçmamış, çoluk çocuk en az 51 kişi ölmemişken... 

“Ben önce hayırlısıyla Obama’ya gideyim, sonra bi ara Reyhanlı’ya uğrarım” denmemişken... Aralık 2011’de.

*


Hani şu van münüts’teki moderatör vardı ya, Davos’ta başbakanımızın fırça kaydığı Amerikalı gazeteci David Ignatius... 

İşte o arkadaş, Washington Post’taki köşesinde şunları yazmıştı.

*

“Arap Baharı’nı yönlendirmek için geri planda kalmayı tercih eden Amerikan yönetimi, bu işe en uygun kişi olarak Tayyip Erdoğan’ı seçti. 

Çünkü, İslamcı partilerde saygın bir yere sahip... 

Beyaz Saray yönetimi, Başkan Obama’nın ilk yurtdışı gezisi için Ankara’yı düşünürken, bunları hesapladı. 

Obama ve Erdoğan, Mısır, Libya, Suriye ve İran’da çok sıkı işbirliği yürütüyor. 

Sadece bu sene 13 defa görüştüler.”

*

Peki “kardeşim Esad” derken, niye aniden “kötü adam Esed” ilan ettik?

*

Washington Post’un yazarı, Beyaz Saray tutanaklarına dayanarak, bu sorunun cevabını da veriyordu...

*

“Bir zamanlar Esad’ın en yakın müttefiki olan Erdoğan, şimdi en keskin düşmanı... 

Erdoğan’da sıkça görüldüğü gibi, bu da kişisel... 

Çünkü, Obama bastırıyor, Suriye meselesinde Türkiye devreye giriyor. 

Erdoğan, aralarındaki dostluğa güvenerek Esad’ı 72 saatte ikna edebileceğini söylüyor. 

Esad, reformları yapacağı konusunda söz veriyor. 

Ancak, sözünü tutmuyor. 

Türk Başbakanı mahcup durumda kalıyor. 

Öfkeleniyor. 

Bu öfke hâlâ devam ediyor. 

Türkiye’yi katı bir tavır izlemeye itiyor.”

*

Allah’tan “ileri demokrasimiz”de yayın yasağı var da... Buralarda böyle saçma sapan yazılar yazılmıyor.

Yılmaz Özdil - Hürriyet

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları