Merdan Yanardağ’ın Yurt’a haciz göndermesiyle başlayan tartışmalar bitecek gibi görünmüyor.
Merdan Yanardağ’ın alacaklarının tahsili için Yurt’a
haciz göndermesi üzerine başlayan tartışmalar eski çalışanlar ve köşe yazarları üzerinden devam ediyor.
Yurt Gazetesi’nin köşe yazarlarından Cihan Özdemir de bugünkü köşesinde kaleme aldığı yazıyla Yanardağ’ı ‘dava gazeteciliğinin değil, paranın peşinde’ olmakla suçladı.
Cihan Özdemir’in Yurt’taki köşesinde yayınlanan o yazısı:
“Yurt Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliğine ikinci gelişinde aylık 14 bin TL maaş ile işe başlayan ve yaklaşık 100 gün çalışan Yanardağ, ilişkisi olduğu dönemdeki çalışma ücretleri ve faizi için 12 milyon TL (eski ifade ile 12 trilyon) istedi.
Bu tutumu ile faiz lobisini bile kıskandıran Yanardağ, 'dava' gazeteciliğinin değil, 'paranın' peşinde olduğunu ispatladı. Aslında cevap bile vermeye değmez. Ama sicili 'hakaret' dolu biri açıklamalarında, ahlaktan, namustan bahsedince; aklıma nedense, Friedrich Nietzsche'nin ''Kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu O'dur'' sözü geldi...
Çalışma odamda çalan Mahsuni'nin 'Belinde Barabellom Kimi Kurtardın Canım' türküsünden esinlenerek, yıllarca Yurt Gazetesindeki görevi gereği manşet atan, gündem yaratan Merdan' ın nasıl bir gazeteci ve genel yayın yönetmeni olduğunu merak ettim ve araştırdım.
Basın ahlakından söz edene bak
Hukuk büromuzdan Av. Haldun Bey ve Av. Tuğçe Hanım'dan gazetede Yanardağ'ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu dönemde açılan davaların dosyalarını istedim. Hadi ben gazeteci değilim. Her ağızını açtığında ‘20-30 yıllık gazeteciyim' diyor ya, bakalım işini layıkıyla yapmış mı?
İnanın borsaya açık bir şirket olsa, bağımsız denetçi belki de' 20-30 yıllık meslekte çalışan bir profesyonelin, bu kadar bariz hatayı bilinçli ve planlı yaptığını' rapor bile edebilir. Onlarca 'hakaret' davası Asliye Ceza Mahkemelerinde aleyhine sonuçlanmış. Yargıtay aşamasında...
Aslında sormak lazım; senin gazetecilikten anladığın sadece 'hakaret' mi? Bunca sene haberi hakaret etmeden kamuoyuna aktarmayı da mı öğrenemedin?
Bir atasözü vardır hani 'başkasının omzundan ateş etmek kolay' der.
Peki, Yurt Gazetesi ile ilişiğin kesildiğinden beri, muhalif gazetecilik yaptığını iddia ettiğin kurumda hakkında kaç dava açıldı? 'Başkasının parası ile kahraman olmak kolay' sözünü bu sıralar sık duyuyor musun?
Pitbull haberciliği
Pitbull tarafından ısırılan, 11 yaşında bir çocuğun korku dolu bakışlarıyla parçalanmış bedenini, üstelik açık ismi ile yayınlamak mı habercilik anlayışın?
Peki ya Rottweiler' ın parçaladığı 3,5 yaşındaki mağduru deşifre etmekten zevk aldın mı?
Bir basketbol maçından sonra çıkan olaylarda polis tarafından bacağı kırıldığı iddia edilen küçük çocuğun veya Adana da polis ve eylemciler arasında kaldığında plastik mermi ile vurularak kör olduğu iddia edilen 13 yaşındaki mağdurun adını açık yazarak ve resimlerini boy boy yayınlayarak deşifre etmek mi gazetecilik anlayışın?
Cinsel taciz mağduru bir kadının kimliğini açıklayacak veya tanınmasına yol açacak şekilde yayın yapmak konusundaki düşüncelerin nedir? Gözünde güneş gözlüğü varsa yayınla gitsin mi? O mağdur kadın deşifre olunca, kendini 'basın ahlakına' uygun mu hareket etmiş kabul ediyorsun? Yoksa nasılsa ceza alınsa bile onu da 'Yurt Gazetesi veya Durdu Özbolat ödeyecek bana ne mi' diyorsun?
Hadi ben gazetecilikten anlamıyorum. Sen şimdi bu yaptıkların ile gazeteci diye gezin ortalıkta...
Danışman alacaklara tavsiyeler
Bir haberde 50 bin diğerinde 70 bin tiraj yaptığını söylediğinde, merak ettim.
Gazetede dağıtım bölümünde yetkili Seher Hanımdan Basın İlan ve Yaysat verilerini istedim.
Galiba
gazete basmak ile tiraj arasındaki farkın ne olduğunu bilmiyorsun. Yazık bir de genel yayın yönetmenliği yapıyorsun. Deşifre edeyim de ileride sana iş verecekler veya danışman olarak almayı düşünenler varsa, kim ile çalışacaklarını bilsinler ve bir kez daha düşünsünler.
Basın İlan ve dağıtım verilerine göre; ikinci defa gazetenin genel yayın yönetmeni olduğun 2015'in mayıs ayında ortalama baskı adeti günlük 30 binin üstünde, tiraj ise sadece 10.020. Haziran ayında günlük yaklaşık 35 bin baskı yapılırken, tiraj 11 bin, Temmuzda da tablo benzer; yaklaşık 30 bin baskıya 10.184 tiraj, Ağustosun 18’inde bir gecede çekip gitmene rağmen aylık baskı ortalaması yaklaşık 25 bin tiraj ise 10.173. En fazla yüzde 35 olması gereken iade oranı yüzde 200. Tanesini 70 kuruşa mal ettiğin gazetenin, hurda da kilo fiyatı 35 kuruş. Evet, yanlış okumadınız kilo da fiyatı bu. İnsaf.
Ayrıca yaptığın açıklamalarda ikinci defa işe başladığında ilk 100 günde tirajı 20 bin, 180 günde de 25 bine çıkartma vaadinde bulunarak ek protokol yaptığını söylüyorsun. Resmi rakamlar gözümüzün önünde hani 20 bin, 25 bin tiraj? 10 bin bandını zar zor geçmişsin. Açıkladığın 20 bin 120 tiraj rakamı nerede?
-Yalancısın!
Vaadini yerine getirmeyip, başarılı olmadığın halde 'ben hakkımı istiyorum' diyerek 'piyasaya' çıkmakta neyin nesi?
Yoksa üretmeden tüketenler tarafına mı geçtin? Yaptığın tüm açıklamalar 'çelişkiler yumağı' adeta. Bir açıklamanda 'senedi haklarıma karşılık aldım' diyorsun. Başka bir konuşman da senedi tüm çalışan arkadaşlar için aldığını, paylaşacağını belirtiyorsun.
-Bunların hangisi doğru?
-Kendin için mi aldın yoksa arkadaşların için mi?
-Ayrıca madem paylaşacaktın, arkadaşlarının neden bu senetten yeni haberi oldu?
Küfürbazdan genel yayın müdürü, gazeteci olur mu? Sömürgecilerin bile hesaplama yöntemlerini aratacak şekilde 14 bin liralık sözde alacağı faizi ile 12 milyon TL olarak istemek, hangi 'devrimci ahlaka' uyuyor?
Asgari ücret ile geçinmeye çalışan milyonlarca gerçek emekçiye, yaklaşık 3 ayda eski ifade ile 12 trilyonluk nasıl bir iş gücü yarattığını da açıklarsan, seviniriz... Canı dişinde çalışan emekçiler üzerinden dalga mı geçiyorsun?
Sömürgeciden devrimci olmaz. Özleri ile sözleri birbirini tutmayanlar hiç solcuyum diye ortalıkta gezmesin. Hele eline, diline, beline hâkim olamayanların aramızda yeri hiç yok...
Yurt Gazetesi senin bir günde kaçarak bırakıp gittiğin gün 'başkalarının omzundan ateş eden sahte kahramanların sayfasını' kapattı. Evet, sebep olduğun 'borç çığı' yüzünden çalışan emekçiler maaşlarını almakta halen gecikmeler yaşıyor. Ama artık burada sadece 'para' değil, 'dava' gazeteciliği yapan emekçiler mevcut ve tüm özverileri ile Yurt Gazetesi’nin geleceğini yeniden inşa ediyorlar.”
Yurt
İlgili haber için tıklayınız
ETİKETLER : türkiye gerçeği, vişne haber ajans, vişne ajans, istanbul gerçeği, türkiye haberleri, son dakika haberler, istanbul haberleri, sondakika, Yurt’ta bugün: Yanardağ, davanın değil paranın peşinde!, yurt, gazete, merdan yanardağ, durdu özbolat, haciz, cihan özdemir, www.istanbulgercegi.com